Cevad Heyranniya: Türkiye’de 16 Nisan tarihinde gerçekleşen anayasa değişikliği referandumunda elde edilen yüzde 51’lik “evet” oyu, bu ülkenin siyasi yapısının parlamenter sistemden başkanlık sistemine değişeceğini sağlamış oldu. Böylece başbakanlığın ortadan kaldırılmasıyla cumhurbaşkanı geniş bir yetkiye sahip olacaktır.
Mehr Haber Ajansı’na konuşan California Üniversitesi,Berkeley Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Mahmud Monşipur, Türkiye’deki referandumun Ankara’nın dış politikaları üzerindeki etkilerine değinerek, “Türkiye’de olup bitenler, sağcılık ve ekonomi karşıtı bir küreselleşmeye yönlenen Avrupa’dan büyük oranda etkilenmiştir. Hiç şüphesiz başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa Türkiye’deki halk oylamasını kaygılar içinde takip etmiştir” değerlendirmelerinde bulundu.
Monşipur konuşmalarının devamında şöyle dedi: Erdoğan ve başında olduğu iktidarın Türkiye’yi bu ülkedeki avam kitlesinin büyük kısmının desteğine sahip olan bir çerçevede yönettiği açık şekilde ortada. Bunların yanında geçen dört yıl boyunca, “Gezi Parkı” olayı gibi demokratik alandaki reformlardan geri adım atmayla totaliter bir yaklaşıma yönlenme gibi girişimler Türkiye halkının belleğinde yerleşmiştir.
Berekley Üniversitesi Öğretim Üyesi, 15 Temmuz 2016’daki darbeyle ülke içindeki radikal kürt ötgütlerinin oluşturduğu güvenlik sorunlarına işaret ederek, “Birçok seçmen ile politikacı açısından Bu tür tehlikelere karşı direnmenin tek çözüm yolu, hayli güçlü bir başkanlık sisteminin hakim olmasıdır. Fakat bu görüşe karşı, totaliter sisteme yaklaşmayı belirsiz ve tehlikeli bir geleceğin göstergesi olarak gören akademik eğitimli ve kentsel kesimde yaşayan kitlenin referandum sonuçlarındaki etkisi ve iktidarın elde ettiği zaferin güçsüzleşmesini sağlaması, Türkiye’de kalıcı bir demokrasinin yerleşmesi için tüm kesimler arasında sağlam bir dayanışma yapılaması gerektiğini kaçınılmaz kılıyor” ifadelerinde bulundu.
Monşipur son olarak Türkiye’nin geleceğiyle ilgili şu soruların yanıtlanması gerektiğini belirtti: Acaba Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin geleceğine olumlu bakamayan yüzde 49’luk bir kitlenin fikrini değiştirebilecek mi? Acaba referandum sonuçları, Türkiye’nin Suriye ile AB’ye yönelik dış politikasını büyük oranda etkileyecek mi?