Mehr Haber Ajansı'na konuşan BİLGESAM Araştırma Koordinatörü ve Ortadoğu Masası Direktörü Ali Semin,"Yemen savaşı, Suudi Arabistan için hem hayalkırıklığı hem prestij kaybı hem de ekonomik krize yol açacak bir savaştır" dedi.

2015'ten beri Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun Yemen'e yönelik saldırıları, ülkede her alanda büyük bir krize yol açarken, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu ülkedeki varlığı daha da sorgulanır bir hale gelmiş. Binlerce sivilin hayatını kaybetmesine neden olan koalisyon saldırıları uluslararası toplumun tepkisini çekmiştir.

Yemen krizinden dört sene geçmesine rağmen Suudi Arabistan halen bu savaşın galibi değil. Hatta bazı uzmanlara göre Yemen savaşı Suudi Arabistan ile başını çektığı koalisyonun bataklığı olmuş. Bazı medya kuruluşları ise son zamanlarda da Suudi Arabistan ve BAE arasına ciddi krizler yaşandığından söz ediyorlar.

Ancak Mehr Haber Ajansı’na konuşan BİLGESAM Araştırma Koordinatörü ve Ortadoğu Masası Direktörü Ali Semin "Suudi Arabistan ve BAE, Yemen'de savaşırken bir yandan da Limanları ve ticaret güzergahlarını kontrol etmek için birbirleriyle dolaylı olarak savaş halinde olduklarını görüyoruz." dedi.

Ortadoğu uzmanı Ali Semin, Yemen meselesine dair Mehr Haber Ajansı'nın sorularını şölye yanıtladı:

1- Reuters haber ajansının “güvenilir kaynaklara” dayandırdığı bilgiye göre Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki koalisyonda ciddi çatlaklar yaşandığını ve BAE, Suudi Arabistan’la ittifakını sonlandırmak istedığını yazmış. Sizce bu gerilim nereden kaynaklanıyor?

Suudi Arabistan’ın öncülüğünde kurulan Arap koalisyonunun içinde en aktif ülke Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Arap ülkelerinde geleneksel haline gelen rejimlerin hem içerideki muhalif güçlere hem de Arap dünyasında güçlenen ülkelere karşı hep sert tutum ve rakabet söz konusdur. Bu nedenle Yemen’de birbirileriyle diplomatik, askeri ve ekonomik anlamda rekabet edebilecek Körfez’in iki güçlü ülkesi Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’dir. Dolayısıyla Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Yemen’de hem rakip hem de müttefik görünümlü iki güçtür. Her iki ülkenin de Yemen’deki stratejileri ve esas hedefleri örtüşmemektedir. Öğrneğin Riyad yönetimi, Yemen üzeriden Arap denizine doğru geçitleri kontrol etmeye çalışırken, BAE ise, en çok gemi kalabalığına sahip olan limanları kontrolünde tutmak istiyor. Bu açıdan Suudi Arabistan ve BAE, Yemen’de savaşırken bir yandan da limanları ve ticaret güzergahlarını kontrol etmek için birbirleriyle dolaylı olarak savaş halinde olduklarını görüyoruz.

Şu hususun altını çizmek isterim, Suudi Arabistan ve BAE’nin Yemen’deki ittifaklarını sonlandırmanın iki önemli yolu vardır. Bunlardan biri Yemen’deki savaşın tamamen sonlanması ve bu ülkeye barışın gelmesi durumudur. Ki bunun da çok zor olduğunu düşünüyorum. İkincisi ise, Yemen’deki savaşı Suudi Arabistan ve BAE’den birinin kazanmasıdır. Ancak Yemen’deki savaşı şu ana kadar herhangi bir tarafın kazandığını söylemek mümkün değildir.

2- Size göre, Yemen'in güneyinde Suudi Aabistan ve BAE destekli güçlerin arasındaki çatışmalar Suudi koalisyonun dağılmasına yol açabilir mi?

Suudi Arabistan ve BAE’nin veya Arap koalisyonu güçlerinin 26 Mart 2015 tarihinde başlattıkları savaşın yegane amacı ٍEnsarullah Hareketi'nin kontrolündeki Sanaa’yı kurtarıp meşru hükümet dedikleri Hadi güçlerine teslim etmekti. Fakat Yemen’de başlatılan savaşın uzamasıyla birlikte dengelerin değişmesine yol açtı. Yemen’de şu anda gelinen aşamaya bakıldığında savaşın Ensarullah Hareketi ile Arabistan arasındaki çatışmadan ziyade Suudi Arabistan’ın ve BAE’nin destekledikleri güçler arasında bir iç savaş söznkonusudur. Bu durum gelinen aşamada koalisyonun dağılmasına yol açmasa da koalisyondaki ülkeler arasındaki güç mücadelesine ve yerel gruplar üzerinden vekalet savaşına yol açtığı kesindir. Artık Yemen’de ciddi bir vekalet savaşı verilmektedir. Bu sebeple Suudi koalisyonun tamamen dağılması orta vadede kesinleşebilir.

3- Sizce bu çatışmalar olası bir anlaşmayla sona erebilir mi yoksa daha büyük çatışmalara tanık olacağız?

Birleşmiş Milletler’in girişimler Cenevre’de Yemen’de Barış görüşmeleri yapıldı. Suudi Arabistan, Kuveyt ve pek çok ülke Yemen’de barışın sağlanması için çaba harcamaya çalıştılar. Ancak yapılan tüm barış görüşmelerinden çıkan sonuçlara baktığımızda Yemen’deki iç savaşın önüne geçilemedi. Çünkü Yemen’de artık iki önemli hakikat vardır. Biri Yemen’de son iki yıldır başlayan vekalet savaşlarıdır. İkincisi ise, Yemen’in demografik yapısının değişmesiyle birlikte ikiye bölünmesidir. Bu nedenle Yemen’de barışın sağlanması için ilk önce silahların susması ve güç mücadelesi veren ülkelerin tamamen geri çekilmesi gerekmektedir. Daha sonra yerel gruplar arasındaki görüşmelerin BM gözetiminde sağlıklı bir barış süreci başlatılmalıdır. Aksi takdirde Yemen’de barıştan söz etmek mümkün olmayacaktır.

4- Bazı uzmanlara göre bu çatışmaları gerçek dışı ve hedef saptrma amaçlıdır. Bunu doğru buluyor musunuz?

Yukarıda da belirttiğim gibi Yemen’deki savaş Ensarullah Hareketi’ne karşı başlatıldı. Daha sonra jeopolitik bir savaşa dönüştü. Yemen savaşı hedefini kaybettiği için Suudi Arabistan veya Arap koalisyonu başarısız bir konumdadır. Dolayısıyla Yemen savaşı hedef saptırmaya dönüştüğünü söyleyebilirim.

5- Şimdiye dek Yemen savaşının sonucu Suudi Arabisan için ne idi?

Yemen savaşı, Suudi Arabistan için hem hayalkırıklığı hem prestij kaybı hem de ekonomik krize yol açacak bir savaştır. Suudi Arabistan başlangıçta Ensarullah'a karşı savaşı hızlıca kazanacağını hedeflemiştir. Ancak Yemen iç savaşı uzadıkça yaptığı hesabın tutmadığını görmüş oldu. Suudi Arabistan Yemen iç savaşına milyarlarca dolar harcadı ve zafer ilan edemedi. Netice itibarıyla Yemen’de 14 milyon Yemenli açlık sınırında, 100 binden fazla sivil hayatını kaybetmiş ve 4 milyondan fazla kişi de göç etmek zorunda kalmıştır. Yemen’de her geçen gün bilanço ağırlaşıyor.