İran’ın tarihi ve mimari zenginliklerinden biri olan kervansaraylar, ülkenin uluslararası ticaret ve kültürel yollarındaki önemli yerini temsil etmektedir.

Mehr Haber Ajansı: İran’ın tarihi ve mimari zenginliklerinden biri olan kervansaraylar, ülkenin uluslararası ticaret ve kültürel yollarındaki önemli yerini temsil etmektedir. Bu yapılar, hac, ticaret ve turistik geziler için konaklama ve güvenlik sunmanın yanı sıra, kültürel, ekonomik ve sosyal etkileşim merkezleri olarak da işlev görmüştür.

Günümüzde İran’da antik dönemlerden Kaçar dönemine kadar uzanan binden fazla kervansaray bulunmaktadır. Bu yapıların eşsiz önemi, ülkenin 24 ilinden 54 tarihi kervansarayın 2023 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmasıyla daha da ön plana çıkmıştır. Bu durum, kervansarayların İran’ın mimari ve kültürel tarihindeki önemli rolünü uluslararası düzeyde kanıtlamaktadır.

Yazımızın birinci bölümünde Yezd ve Simnan'daki tarihi kervansarayları anlatmaya çalışmıştık.

Bu yazı dizimizin ikinci bölümünde, sizlere Yezd eyaletindeki Meybod ve Tahran’daki tarihi kervansarayları tanıtmaya çalışacağız:

Meybod Şah Abbasi Kervansarayı

Meybod Şah Abbas Kervansarayı, Safevi döneminin sanat ve mimarisini en etkileyici şekilde yansıtan, İran’ın en eşsiz tarihi eserlerinden biridir. Bu kervansaray, dört revaklı bir alan etrafında inşa edilmiş olup, Sefevi döneminin karakteristik mimari prensiplerini gözler önüne sermektedir. İçerisinde toplamda 100 oda bulunan bu yapının 24’ü orta avluda yer alır. Kervansarayın kalbi olarak kabul edilen orta avlu, sekizgen bir su havuzuyla süslenmiştir. Bu alan, İran mimarisinde sanatsal estetiğin ve su teminine verilen önemin önemli bir sembolünü teşkil etmektedir.

Ayrıca, kervansarayın giriş kapısı güney bölümünde yer almakta ve bu sayede gezginler ile tüccarların dinlenmesi ve rahatlaması için bir fırsat sunmaktadır.

Zamanla değişen ihtiyaçlarla birlikte, Meybod Şah Abbas Kervansarayı bir kültür ve sanat merkezi haline gelmiştir. Bu yapının en önemli işlevlerinden biri, 2002 yılından beri faaliyet gösteren müzeleridir. Bu müze, bölgenin dekoratif sanatlarını ve el sanatlarını tanıtmakta ve sergilemekte, aynı zamanda yerel tarih ve kültür mirasını korumaktadır.

Tahran Hanat (Han) Kervansarayı

Tahran’daki Hanat Kervansarayı, şehrin eski dokusunun merkezinde yer alan değerli ve tarihi bir mekandır. Geçmişte, turistler ve tüccarlar için dinlenme ve konaklama alanı olan bu kervansaray, özellikle Kaçar döneminin sonlarında, tüccarlar arasında koordinasyon ve ekonomik alışverişler için önemli bir ticari ve kültürel merkez haline gelmiştir.

Hanat Kervansarayı, Mevlana Kavşağı’nın güneyinde, günümüzdeki Saheb Jam Caddesi üzerinde konumlanmaktadır. Birçok tarihçiye göre, bu yapı 19. yüzyılın sonlarında, Nasıreddin Şah Kaçar’ın son saltanat döneminde inşa edilmiştir. 52 odasıyla Hanat Kervansarayı, Tahran’ın en büyük şehir içi kervansaraylarından biri olarak bilinmektedir. “Han” olarak adlandırılan bu odalar, o dönemde yerleşim ve ticaret için uygun bir alan sunmaktaydı. Odalar, tüccarların alt katta mallarını sergileyebilecekleri, üst katta ise dinlenebilecekleri şekilde tasarlanmıştır.

Geçmişte bu kervansaray, petrol alım satım merkezi haline geldiği için “Petrol Evi” olarak da anılmaktaydı. Aslında, burası Tahran’da petrol tedarik ve dağıtımının önemli ekonomik merkezlerinden biri olarak tanınmaktaydı. Ayrıca, Hanat Kervansarayı’nın mimarisi, geleneksel İran mimari tarzını başarılı bir şekilde yansıtmaktadır. Yapının iç mekanları, merkezi avlusu ve diğer bilimsel ile sanatsal unsurları, kervansarayın güzelliğini ve çekiciliğini artırmaktadır.

Bu kervansaray hala canlı ve bir çarşı olarak kullanılmaktadır.