MHA / Peyman Yezdani - Türkiye’deki son gelişmeler ve özellikle de 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bu ülke ile ABD ve Batı ülkeleri arasındaki gerilimin tırmanmasına tanık olmaktayız.
Türk yetkililerin birçoğu, Amerika başta olmak üzere bazı kadim müttefiklerini darbe girişiminin arkasında yer almakla suçluyor. Bu bağlamada Cumhurbaşkanı, Başbakan ve eski Genelkurmay Başkanı’nı örnek verebiliriz.
Geçen günlerde yaptığı konuşmada Batı’ya sert çıkan Recep Tayyip Erdoğan, Batılı müttefiklerini darbecilerden yana bir tavır sergileme ve terörizmi desteklemekle suçladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO'daki müttefikleri sert bir şekilde eleştirmesi 9 Ağustos’ta Putin ile yapacağı görüşmenin arifesine denk gelmesi açısından dikkat çekiyor.
Bir taraftan Türkiye’deki son gelişmeler öte yandan da Türk yetkililerin daha yeni bir dış politika sözünü ileri sürmeleri, Putin ve Erdoğan arasında düzenlenmesi beklenen görüşmeyi Washington ve Batı ülkeleri açısından son derece önemli kılıyor.
Gerek 15 Temmuz darbe girişimi gerekse ABD’nin PYD’ye verdiği silah ve finansal destekler, Türkiye’deki ABD karşıtı eğilimlerin artımsına yol açmıştır.
Bölge ve Türkiye’yi bile bölmeyi amaçlayan güvenilmez Batılı müttefiklerin sinsice yaklaşımları, siyaset uzmanlarına göre, Türkiye’nin Moskova’ya yakınlaşmasını gerektiriyor.
Ankara’nın resmen Rus uçağının vurulmasından üzüntü duyduğunu ilan etmesi ve aylar boyunca iki ülke arasında yaşanan gerilimin ardından ikili ilişkilerin normalleşmeye doğru ilerlemesi bu görüşmeyi önemli kılan diğer nedenler arasında yer almaktadır.
Bölgedeki son gelişmelere daha farklı bir bakış açısıyla yaklaştığımızda Rus uçağının vurulmasınn Ankara-Moskova ilişkilerini zedelemk amacıyla ABD ve NATO üyesi ülkeler tarafından önceden kaleme alınmış bir senaryo olduğunu söyleyebiliriz. Bu senaryoyu hayata geçirenlerin en önemli amaçlarından biri de Türkiye’yi Rusya ile uğraştırarak, Suriye Kürtleri’ne fırsat sağlamaktır. Nitekim ki Rus uçağının vurulmasından sonra Türk savaş uçaklarının Suriye Kürtleri mevzilerine düzenlediği saldırılar son buldu. Suriye Kürtleri’ne karşı Türkiye’nin düzenlediği hava operasyonlarının durdurulmasının hemen ardından Suriye’de federal devlet kurmayı amaçlayan Kürt grupları Amerika’nın desteğiyle Türkiye’nin kırmızı çizgilerini bile aşarak Fırat Nehri’nin Batı’sına ulaştılar.
Görünen o ki, ABD ve Batılı müteffiklerinin güvenilmez doğasını farkeden Türkiye; Rusya, Irak ve Suriye ile ilişkilerini düzeltmeye yöneldi. Bu gelişmeleri dikkate aldığımızda Türkiye’nin yeni tavırının Amerika ve Batı amaçlarıyla uyuşmadığını ve bu nedenle de Türk yetkililerin Rusya ve diğer komşu ülkelerle yakınlaşma hamlesine tahammül edemeyen ABD’nin 15 Temmuz darbe girişimini planladığını tahmin etmek mümkündür.
Erdoğan ile Putin görüşmesinin son günlerde Washington ve Ankara arasında yaşanan gerilimle eş zamanlı olması kafamızda “Acaba Türkiye ABD’ye güvenmeye son verecek mi?” diye önemli bir soru işareti oluşturuyor.
Türkiye’nin ABD’ye daha mesafeli yaklaşması gerektiğine dair alınan kararlar tabii ki bölgesel ilişkilerin geliştirilmesi ve birçok komplonun boşa çıkmasına neden olabilir.
M.K
yorumunuz