Türkiye ve bölge siyaseti, son dönemde pek çok önemli gelişmeye sahne oldu. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yaşanan bu olaylar, siyasi partilerin ve liderlerin stratejik yaklaşımlarını daha da önemli hale getirdi. Bu bağlamda, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye'nin dış politika önceliklerini yeniden şekillendirme ve bölgesel ilişkileri güçlendirme çabalarını sürdürüyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajda, Türkiye ve İran ilişkilerinden Karabağ sorunu ve BRİCS üyeliğine kadar geniş bir yelpazede önemli konuları ele aldık. İlhan Uzgel, Türkiye'nin dış politika önceliklerini ve CHP'nin bu bağlamda izlediği stratejileri detaylı bir şekilde anlatarak, bölgede ve dünya genelinde yaşanan gelişmelere dair partinin bakış açısını paylaştı. Bu röportajda, CHP'nin İran'la ilişkileri geliştirme yönündeki tutumu, Türkiye'nin Orta Asya'ya olan bağlantıları ve Suriye politikası gibi konularda Uzgel'in görüşlerini okuyacaksınız.
İşte röportajın tam metni:
1 – Bildiğiniz gibi İran’da yapılan seçimlerde Sayın Mesut Pezeşkiyan cumhurbaşkanı olarak seçildi. Bu seçimin sonucu Türk yetkililer tarafından memnuniyetle karşılandı. Sayın Pezeşkiyan her zaman komşu ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesine vurgu yapıyor. Bunlara baktığımızda CHP’nşn İran'ın yeni hükümetine nasıl bakıyor?
İran, Türkiye'nin en istikrarlı komşularından biri. Herhangi bir sınır sorunumuz yok. Tarihsel olarak bölgede iki tane çok önemli, stratejik olarak kritik ve çok güçlü ülke var. Biz İran'ı içişlerine karışmadan daha istikrarlı her türlü insani ilişki, ticari ilişki ve enerji işbirliği konusunda ortaklık yapılabilecek bir ülke olarak görüyoruz.
2 – İran ve Türkiye'nin ilişkileri geliştirecek çok fazla potansiyele sahip olmasına rağmen henüz her alanda üst seviyede ilişkiler olduğunu söyleyemeyiz. Mesela 30 milyar dolarlık ticari ilişkiler hedeflendi ama henüz bu rakamın çok uzağındayız. Genel olarak partiniz İran'la ilişkilere nasıl bakıyor? Sizce hangi alanlarda ilişkileri geliştirmemiz gerekiyor?
İki ülkenin de çok önemli bir potansiyeli var. Türkiye ekonomik olarak özellikle beyaz eşya ve otomotiv gibi tüketim malları konusunda ilerleme kaydetti. Buralarda yatırım yapılabilir. Tekstil endüstrisinde Türkiye oldukça ileri. Bazı Türk şirketleri mesela Mısır'a kayıyorlar falan burada İran da düşünülebilir. O yüzden birçok alanda işbirliği yapılabilir. Türkiye'de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türkiye Odalar, Borsalar Birliği vs. gibi kurumlar ve gruplar da var. Bu tür ekonomik gruplarla yani sivil toplum kuruluşları ile İranlı muhatapları bir araya gelebilirler. Bunun önünü açmak ya siyasetin görevidir. açmak Dolayısıyla biz bu zemini İran Türkiye ekonomik ilişkileri için hazırlarız.
3 – İkinci Karabağ savaşından sonra Ermenistan ve Azerbaycan arasında özellikle Zengezur koridoru konusunda sorunlar yaşanmaktadır. AK Parti bu koridorun faaliyete geçmesini desteklerken İran Zengezur koridorunun yerine Aras koridorunu teklif etti. Azerbaycan ve Türkiye bu teklife sıcak baktı. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konudaki görüşünüz nedir?
Türkiye'nin Orta Asya cumhuriyetlerine doğrudan bir karayolu bağlantısı olmasını biz savunuruz. Önemli olan bunu nereden geçmesi. Doğrusunu isterseniz biz bunun Azerbaycan üzerinden geçmesini tercih ederiz. Çünkü Türkiye'nin Azerbaycan'la ilişkileri çok özel. O yüzden bizim önceliğimiz Azerbaycan'dır. Fakat bu dengede koridoru konusu çok sorunlu seyr etti. Yani şu an buradan bir yani geçiş olma ihtimali giderek azalıyor. İran da tercih etmiyor öyle görünüyor. Rusya'nın buradaki bir angajmanı var. O yüzden biz Türkiye'yi Orta Asya'ya bağlayacak bir hattın Azerbaycan üzerinden geçmesinin daha faydalı olacağını düşünüyoruz.
4- Peki Aras koridoru hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şimdilik onun üzerine bir yorum yapmıyorum. Çünkü detaylarına hakim değilim ama dediğim gibi biz Orta Asya ile Türkiye arasındaki bağlantının kategorik olarak Azerbaycan üzerinden olmasının daha iyi olacağını düşünüyoruz. Ama bu İran'la ilişkilerin iyi olmaması anlamına gelmiyor. Yani bu ayrı bir konudur. Bazı konularda Azerbaycan'la ve bazı konularda İran'la çalışırız.
5 - Son zamanlarda Sayın Erdoğan, Suriye ile ilişkileri normalleştirmek istediğini söylüyor. Siz de Beşar Esad ile görüşmek istediğinizi açıkladınız. Genel olarak Adalet ve Kalkınma Partisi'nin son yıllarda Şam hükümetine karşı izlediği politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz ve CHP Partisi olarak Türkiye-Suriye ilişkilerine bakış açınız nedir?
Biz öncellikle Erdoğan hükümetinin Suriye konusunda daha en başından yani 2011 yılından itibaren izlediği politikanın yanlış olduğunu savunduk. Bu doğru bir politika değildi. Çünkü komşu ülkede rejim değiştirmeye çalışmak yanlış bir stratejiydi. AKP hükümeti radikal İslamcıların önünü açtı ve bunlar o dönem çok tartışıldı. Ben bunları çok yazdım ve bu konularda çok konuştum. Yani pozisyonun belli ve değişmedi. CHP o zaman da komşu ülkede rejimim değişmesi politikasına karşı çıktı. Hatta CHP heyeti gidip Esad'la görüştü. Aradan zaman geçti, Esad iktidarda kaldı. Bütün parametreler değişti. Yani şu an Türkiye, Suriye'nin yüzde 10'nunu kontrol ediyor, bu bir sorun. Orada Türkiye'nin güvenliği sağlasın diye maaş verdiği gruplar var, bu da bir sorun. İdlib'de radikal bir yönetim var, o bir sorun. PYD diye Kürtlerin kurduğu bir yapılanma var orada, o bir sorun. Türkiye'de en az 4 milyona yakın Suriyeli sığınmacı var, bu bir sorun. Biz bütün bu sorunların çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de Cumhurbaşkanı Esad'la bir temas kurulması gerekiyor. Biz bu teması destekliyoruz. Hatta şunu söylüyoruz: Bizim de yapabileceğimiz bir şey varsa biz de gidelim görüşelim. Hatta Esad yönetimine bu talebimizi resmen duyurduk, bildirdik. Onlardan cevap bekliyoruz. Olumsuz değiller, görüşmeyiz demiyorlar. Onlar da bu görüşme için koşulların uygun olmasını bekliyorlar. Ama biz Suriye konusundaki her bir sorun için Cumhuriyet Halk Partisi olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu an Türkiye'de seçimlerden birinci parti olarak çıktık. Şu anda hala birinci partiyiz. İktidara gelince bu konuda hazır olduğumuzu göstermek istyoruz.
6 - Belediye Başkanlığı seçimlerinde partinizin çok önemli bir zafer kazandığını gördük. Elbette 2019 seçimlerinde de Cumhuriyetçi Partisi önemli sonuçlar elde etti. Peki sizce partiniz önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde zafer elde edebilecek mi? 2019 seçimlerinde önemli başarılar elde edildiği göz önüne alındığında, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde neden bu başarı tekrarlanmadı?
Şu anda da kamuoyu anketlerinde CHP AK Parti'nin önünde görünüyor ve seçim olursa tabii ki Erdoğan güçlü bir lider, cumhurbaşkanı ve elindeki her türlü araçla seçimleri kazanmak için çok mücadele ediyor. Eğer bir erken seçim olursa ki öyle gözüküyor dolayısıyla da CHP bunun için yani seçimi kazanması için çok çalışması gerekecek. Halkı ikna etmesi gerekecek. Genel başkanımız çok enerjik. Biz şimdiden hem yurt içi hem yurt dışında çok fazla toplantı, görüşme, diploması ve mitingle elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. o artık seçim zamanındaki performansa bağlı olacak.
7 – Sayın Özgür Özelin bir Amerika ziyareti olacak bu ziret hangi amaçla yapılmaktadır?
Biz Amerika'ya siyasi ziyarete gitmiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Sosyalist enternasyonelin üyesi. Burada sol partiler yer alıyor. Bizim genel başkanımız da Sosyalist enternasyonelin başkan yardımcısıdır. O sıfatla New York'ta Birleşmiş Milletler çerçevesindeki bir toplantıya gidiyoruz. Yani Amerikalı yetkililerle görüşme olmayacak. Biz New York'ta sosyalist enternasyonel toplantısında bulunacağız.
8 - Son olarak eklemek iztediğiniz birşey var mı?
İran'ı bir komşu olarak çok önemsiyoruz. İran devlet aklı olan bir ülke. Siyasi sistemlerimiz ayrı ama eğer biz iktidara gelirsek istikrarlı ve güçlü ile ilişkileri devam ettireceğiz.
yorumunuz