Bir Enerji Terminali’ne dönüşmek isteği Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde Türk dış politikasına hakim olan kavramların başında gelmektedir. Bu konuyla ilgili olarak da bir çok çalışma var. Türkiye’nin bir Enerji Koridoru’na dönüşmek isteğini ve ayrıca son zamanlarda gündemde olan İran-Türkiye-Avrupa ve Türkmenistan Doğalgaz Boru Hattı projelerini, 21. Yüzyıl Türkiye Enistitüsü uzmanı ve Üsküdar Üniversitesi’nden Yrd.Doç.Dr Tuğçe Varol’a sorduk.

Dr. Varol ile gerçekleştirdiğimiz demeç aşağıdaki gibidir:

1. Son dönemdeki gelişmelerin de etkisi ile ve Rusya ve Avrupa ilişkilerinin kötüye gitmesisonucu, bazı uzmanlara göre Avrupa enerji ihtiyacının bir kısmını İrandan temin etmek istiyor ve böylece Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmayı düşünmekte. bu arada Türkiye, İran doğalgazının Avrupaya aktarılması için en iyi güzergah niteliğinde, diğer taraftan ise Rusya da Ukrayna’yı devre dışı bırakmak için Güney Akımı veya Türk Akımını başlatmak istiyor. Sizce Türkiye gelecekte bu ülkelerin hangisi ile işbirliğine girişecek? Rus ve İran doğalgazının ikisinin de birden Türkiye üzerinde Avrupa’ya ulaştırılması söz konusu olabilir mi?

-Avrupa'nın İran'dan gaz satın almak istemesi esasen yeni bir hikaye değil. Bilindiği üzere Nabucco projesi ilk tasarlandığında en önemli kaynak ülkelerden birisi İran'dı ve projenin gerçekleştirilememesindeki en önemli etken de İran'a uygulanan yaptırımlar ve ABD'nin İran'ı projeden uzak tutmak istemesidir. Ancak şimdi İran'a uygulanan yaptırımların kaldırılması ile birlikte İran doğalgazının da Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılması projeleri canlanabilir. Ancak Türkiye'nin birbirine rakip olabilecek her projeyi toraklarından geçirme arzusu projeleri de zora sokabilmektedir. Gerek kaynak zenginliği açısından gerekse pazar paylaşımı açısından Rusya'nın gelecekte en büyük rakibinin İran olması beklenmektedir. O nedenle Türkiye'nin Türk Akımı, TANAP ve İran-Avrupa doğalgaz boru hattının üçüne birden geçiş hattı olması zor gözükmektedir. 50 + 20 + 30 = 100 bcm gazın Avrupa ülkelerine Türkiye üzerinden taşınması demektir ki Avrupa pazarının günüzmüzde henüz bu rakama ihtiyacı bulunmamaktadır. Fakat Türk Akımı ile birlikte eğer Rusya, Ukrayna üzerinden Avrupa giden gaz boru hattını tamamen devre dışı bırakıcak olursa, işte o zaman hem TANAP hem de İran gazı için bir pazar fırsatı doğabilir. 

 

2. İran ve 5+1 Grubu arasında varılacak olası bir nihai Nükleer Anlaşma İran-Türkiye-Avrupa doğalgaz boru hattı projesini nasıl etkiler?

-Aslına bakacak olursanız bugüne kadar İran'a karşı uygulanan yaptırımlar İran-Türkiye-Avrupa (İTA) doğalgaz boru hattına yatırım yapılmasını engellemiş değildir. Ancak önemli olan nokta Avrupa Birliği'nin İran'dan doğalgaz ithalatına izin verip vermemesidir. AB tarafından böyle bir karar alındığı taktirde ki bu da anca nükleer müzakerelerin başarı ile sonuçlanması halinde olabilir, İTA faaliyete geçebilir. Benim kendi aldığım bilgilere göre de İTA'nın Türkiye içerisinde inşa sürecine başlamasının önünde çok küçük bürokratik engeller kalmış durumdadır ve Türkiye'de gerçekleşecek Haziran seçimlerini takiben İTA boru hattı inşaatının başlamasını plalanmaktadırlar. 

 

3. Türkmen gazının Hazar Denizi altından döşenecek bir boru hattı ile Avrupaya ulaştırılması isteniyor ve İran bunun ekonomik olmadığını savunuyor ve kara üzerinden bir boru hattının inşa edilmesini istiyor, bu senaryoların hangisi gerçekçi?

Bilindiği üzere uzun süredir Türkmenistan doğalgazının Avrupa'ya ulaştırılabilmesi için pek çok proje düşünülmüş ve iyi niyet anlaşmaları imzalanmıştır. Hazar denizinin statüsü kıyıdaş ülkeler tarafından kalıcı bir karara bağlanmadığı sürece Türkmenistan doğalgazının Avrupa'ya Hazar'ın altından bir boru hattı ile taşınması zor gözükmektedir. Kaldı ki bu projeye Azerbaycan da sıcak bakmamaktadır. Türkmenistan'ın bir boru hattı ile Azerbaycan'a ulaşması durumunda Azerbaycan Hazar'daki ayrıcalıklı statüsünü ve yabancı yatırım fırsatlarını Türkmenistan lehine kaybedebilir. Diğer yandan İran'ın Türkmenistan Çin ve Rusya'dan sonra üçüncü bir çıkış yolu ve pazarlara ulaşım haline gelmesi Türkmenistan açısından da önemlidir. Ancak burada hem İran'ın hem de Türkmenistan'ın illa Avrupa pazarı üzerinde yoğunlaşmalarına gerek yoktur. İki devletin Pakistan ve Hindistan pazarlarını hedeflemelerinin çok daha feasible olduğunu düşünmekteyim.

 

4. Türkiye’nin bir enerji Hub’ı veya terminaline dönüşme projesi Türk dış politikasını gelecekte etkiler mi?

Türkiye'nin bir enerji Hub ülkesi haline gelmesi kuşkusuz Türkiye'yi bölgesinin güçlü bir ülkesi ve belkide AB üyeliğini erkene almasına yol açabilir ama ben kısa ve orta vadede Türkiye'nin bir enerji Hub ülkesine dönüşebileceğini düşünmemekteyim. Böyle bir konumun gerçekleşebilmesi için Türkiye'nin en az 30 bcm kapasitesi doğalgaz depolarına ihtiyacı bulunmaktadır. Oysa ki Türkiye'nin doğalgaz depolama tesisleri şu anda son derece azdır. Rusya'nın Trakya bölgesinde inşa etmek istediği 50 bcm kapasiteli doğalgaz deposunu ise Rus Gazprom'un kontrol etmesini planladığı bilinmektedir. Rusya'nın Türkiye'deki doğalgaz depolama sistemini kontrol etmesi halinde, Türkiye bir enerji Hub ülkesi haline gelemez, olsa olsa Rusya açısından yeni Ukrayna pozisyonuna düşer.

O.SH