MHA - İRİB'in haberine göre, Rehber Hamanei'nin bu yılki Hac mesajı şöyle:
والحمدالله رب العالمین والصلاه والسلام علی سیدالخلق اجمعین محمد و آله الطاهرین و صحبه المنتجبین و علی التابعین لهم باحسان الی یوم الدین.
Ve selam olsun şerif Kabe'ye, tevhit üssü ve müminlerin tavaf alanı ve meleklerin hubut ettiği mekana, ve selam olsun Mescid-i Haram'a ve Arafat ve Maş'er ve Mina'ya, ve selam olsun huşu içinde olan gönüllere ve zikreden dillere ve basirete açılan gözlere ve ibrete yol bulan düşüncelere, ve selam olsun siz mesut hacılara ki, ilahi çağrıya lebbeyk deme tevfikine nail olmuş ve bu bereket dolu sofraya oturmuşsunuz.
İlk görev, bu evrensel ve tarihî ve daimi lebbeykin üzerinde düşünmektir:
ان الحمد و النعمه لک و الملک، لا شریک لک لبیک
"İnnel-hamde ven-ni'mete leke vel-mülk la şerike lek lebbeyk"
Tüm hamdler ve şükranlar O'na aittir, tüm nimetler O'ndandır ve tüm mülk ve kudret de O'na aittir.
Hac ibadetini yerine getirene bu dolgun ve manalı farizenin ilk adımında öğretilen bakış budur ve bu menasikin devamı bununla uyumlu olarak şekillenir ve ardından kalıcı bir talim ve unutulmaz bir ders misali onun karşısına koyulur ve ondan yaşam programını bu temele göre düzenlemesi istenir. Bu büyük dersi öğrenmek ve ona uymak, müslümanların yaşamına tazelik ve hayat ve dinamiklik kazandırabilecek o bereketli kaynaktır ve müslümanları içine düştükleri tüm sıkıntılardan – ister bu devranda ve ister tüm devirlerde olsun – kurtarabilir.
Nefsaniyet ve kibir ve şehvet putu, sultacılık ve sultaya boyun eğme putu, küresel istikbar putu, tembellik ve sorumsuzluk putu ve insanî saygın gönülleri aşağılayan tüm putler bu İbrahimi haykırışla, eğer gönüllerin derinliklerinden yükselir ve yaşam programı olacak olursa, kırılacaktır ve özgürlük ve izzet ve selamet, bağımlılık ve zorluk ve sıkıntının yerine geçecektir.
Sevgili bay ve bayan hacı kardeşlerim, hangi milletten ve hangi ülkeden olursanız olun, şu ilahi hikmet öğretici kelimenin üzerinde düşünün ve başta Batı Asya ve Kuzey Afrika olmak üzere, İslam dünyasının sıkıntılarına titiz bir bakışla kendiniz için kişisel ve çevresel kapasiteleriniz ve imkanlarınızı gözeterek bir görev ve sorumluluk tanımlayın ve onu yerine getirmek için çaba harcayın.
Bugün Amerika'nın bu bölgede savaş ve kan akma ve yıkım ve avarelik ve ayrıca yoksulluk ve geri kalmışlık ve etnik ve dinî ihtilafların yaşanmasına yol açan şirret politikaları bir yandan, ve Filistin ülkesinde gaspçı davranışını şekavet ve habasetin nihayet derecesine ulaştıran siyonist rejimin cinayetleri ve Mescid-i Aksa'nın kutsal alanına sürekli saygısızlıklar ve mazlum Filistinlilerin canını ve malını ezmek öbür yandan, siz tüm müslümanların, üzerinde düşünmeniz ve bu meseleye karşı İslamî yükümlülüğünüzü tanımanız gereken birinci meselesidir. Ve bu konuda din alimleri ve siyasi ve kültürel seçkinlerin görevi kat kat ağırdır, ki maalesef genellikle onların gafletine uğramıştır. Ulema dinî anlaşmazlıkların ateşini yakmak ve siyasiler düşman karşısında pasif kalmak ve kültürel elitler marjinal konularla uğraşmak yerine, İslam dünyasının büyük acısını tanımalı ve ilahi adalet katında yerine getirmekle sorumlu oldukları risaletlerini benimsemeli ve üstesinden gelmelidir. Bölgede, Irak'ta ve Şam'da ve Yemen'de ve Bahreyn'de ve Batı Şeria'da ve Gazze'de ve diğer bazı Asya ve Afrika ülkelerinde gözleri yaşartan hadiseler, İslam ümmetinin büyük sorunlarıdır ve küresel istikbarın komplo izlerini bunda görmek ve bir çare düşünmek gerekir. Milletler bunu kendi devletlerinden istemelidir ve devletler de ağır sorumluluklarına bağlı kalmalıdır.
Ve Hac ve muhteşem toplantıları bu tarihî yükümlülüğün zuhur etmesi ve görüşülmesi için en üstün mevkidir ve her yerden gelen tüm hacı adaylarının katılımı ile iyi bir fırsat olarak değerlendirilmesi gereken Beraat fırsatı, bu geniş kapsamlı farizede en bariz siyasi menasiklerden biri sayılır.
Bu yıl Mescid-i Haram'da yaşanan hüsran ve hasara yol açan hadise, hacıların ve milletlerinin damak tadını kaçırdı. Bu hadisede hayatını kaybedenlerin namaz ve tavaf sırasında Hakka yürüdükleri ve büyük bir saadete nail oldukları ve ilahi rahmetin güvenli alanına yerleştirildikleri doğrudur inşaallah ve bu da geriye kalanları için büyük bir tesellidir, ancak bu, Allah'ın misafirlerinin güvenliğini temin etmekten sorumlu olanların ağır yükümlülüklerini hafifletemez. Bu yükümlülüğü yerine getirmek ve bu sorumluluğu eda etmek, bizim kesin talebimizdir.
Vesselamu Aleykum ve Ala İbadillah'is Salihin
Seyyid Ali Hamanei
Kameri 4 Zilhicce 1436 – hicri şemsi 27 Şehriver 1394
M.M