Tahran, 29 Eylül 2015 - Daha önce bölgesel bir sorun olarak gündemde olan İran'ın bugün dünya çapında bir çözüm yolu olarak gündemde olduğunu bildirdi.

MHA - Birleşmiş Milletler Genel Kurul'nun 70. Toplansına katılmak için gittiği New York'taki çalışmalarını beş günde yarıda bırakan ve ülkeye dönen İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Tahran'da gazetecilere yaptığı açıklamasında Mina hadisesine işaret ederek, Suudi Arabistan yönetiminin tedbirsizliği ve işlevsizliği başta bütün müslümanlar olmak üzere özellikle İran halkının Kurban ve Kadir-i Hum bayramlarını yasa çevirdiğini söyledi. 

New York'ta müslüman ülkelerin yetkilileriyle konuyu gündeme taşıdığını ifade eden İran Cumhurbaşkanı, bu şekilde mazlum dünya muslumanların ve İran halkının sesini duyurduklarını konuşmasına ekledi.

Ruhani, uluslararası  ve yasal görevi olan Suudi Arabistan'ın, hadisenin neden meydana geldiğine dair şeffaf bir şeklide açıklık getirmesi gerektiğini belirtti. İran Cumhurbaşkanı, başında olduğu devletin İran halkının hakkını yasal yollardan takip edeceğin söz verdi.

Cumhurbaşkanı Ruhani, hadise dolaysıyla bugün yapması gereken beş görüşmesini ve üç oturumunu yarıda bırakarak ülkeye döndüğünü hatırlattı.

Konuşmasının bir bölümünde New York'taki temasları hakkında bilgi veren, Amerikalı işadamları ve sanayicileri ile yaptığı görüşmesine işaret eden İran Cumhurbaşkanı, İran'da yatırım yapmaya istekli olan Amerikan şirkletleri, yaptırımların kaldırılmasına yönelik Amerikan devletine baskı yapmasını istediklerini söyledi.

Ruhani, daha önce bölgesel bir sorun olarak gündemde olan İran'ın bugün dünya çapında bir çözüm yolu olarak gündemde olduğunu, ayrıca, İran olmadan ve görüşleri alınmadan terörizmle mücadelenin imkansız olduğu konusu herkes tarafından kabul görüldüğünü kaydetti.

Konuşmasında Suriye ve Irak meselelerine işaret eden Ruhani, bu ülkelerde kan akmasının önlenmesi ve güvenliğin sağlanması adına elinden gelen herşey yapacağını ve bunu kendine bir görev olarak gördüğünü ifade etti.

İran Cumhurbaşkanı, bugü mülteci olarak Avrupa sınırlarına akın eden ve belirsizlik içinde yaşayan müslümanların bu durumu bölge halkının şanında olmadığını konuşmasına ekledi.

M.M