Allah"ın selâm ve salatı Resulü"ne (s.a.a) ve onun tertemiz ve pâk Ehlibeyti"ne olsun.
İnsanoğlunun yaşam tarihinde birçok önemli dönüm noktaları olmuştur. Bunlardan bazıları insanlığın geleceğine ışık tutacak ve insanı tekamüle erdirecek olaylardır, bazıları ise insanlığın yüz karası ve utanç tablolarıdır.
İnsan kendi geçmişine baktığında, önemli olan bu olayları analiz edip boyutlarını tanımaya çalışıyor.
İnsanoğlunun, özellikle Müslümanların tarihinde, önemli bir yeri vardır kuşkusuz Kerbelâ olayının...
Kerbelâ olayı tahlil edildiğinde, görülecek ki bu olay, ne sırf tarihî bir vakıa, ne salt bir kahramanlık destanıdır; ne sırf siyasî ve ideolojik, ne de salt kavmî ve sosyal bir hadisedir.
Bütün bunlar vardır Kerbelâ"da; ama Kerbelâ bunların hiçbiri değildir.
Kerbelâ olayı insanlık tarihinin süflî ve ulvî boyutlarının en uç noktalarından başlayıp yine en uç noktalarına kadar hülâsa edildiği başlı başına ve derli toplu bir "insanoğlunun şaşırtıcı tarihi"dir.
Kerbelâ, Resulullah"ın (s.a.a) irtihâlinden hemen sonra başlayan ve Hz. Ali"nin (a.s) şahadetiyle doruğuna tırmanan sapma ve "ok yaydan çıkarcasına Allah"ın dininden çıkma"ların kaçınılmaz bir neticesidir.
Ahdini çiğneyen ve Peygamberinin her iki emanetine de ihanet eden bir ümmetin, kavmî ve cehlî sapıklıklarının nerelere varabileceğini gösteren bir "ibre" ve o hak Resulün (s.a.a) ümmetinden olduğunu iddia eden herkes için dehşet verici bir "ibret"tir.
Allah Resulü"nün (s.a.a) hicretinden henüz 60 yıl gibi kısa bir zaman geçmişken, ümmetin, o hazretin dinine, Allah"ın kitabına ve Resulü"nün soyuna kustuğu kin ve düşmanlığın inanılmaz tablosudur.
Putları Hz. Resulullah (s.a.a) tarafından zevale uğratılan kafir ve müşrik yakınları, Emir-ül Müminin Hz. Ali"yy-ül Murtaza"nın (a.s) kılıcıyla cehennemi boylayan bir kavmin münafıklarının; Allah"ın dinini kendileri için eğip bükmeleri sonucu hortlattıkları cahiliyetin neye mal olabileceğini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seren inanılmaz bir "bilanço"dur.
Dini politize edip gerçek hayattan soyutlayanlar, gerçekte Allah"ın dinine ve Resulü"nün pâk Ehlibeyti"ne (a.s) geçit vermemeye kalkışan aşağılık yaratıkların, "Peygamberin Halifesi" unvanıyla Peygamberin evlâdını ve ümmetin imamını nasıl katlettiklerini gösteren canlı bir şahit ve tüyler ürpertici bir senettir.
Kerbelâ, İslâm"ın toplumun hayatından soyutlanması hâlinde yönetenlerin ve yönetilenlerin ne hâle geleceğinin bir göstergesidir.
Yezîdî zulme karşı Hüseynî adalet kıyamının; zalimin alçaklık ve namertliği karşısında Ehlibeyt mazlumunun gösterdiği insânî yiğitlik, kahramanlık ve mertliğin tüyler ürpertici destanıdır.
Her çağa hayat mesajı veren, insanlara insan olma ve insanca yaşamanın bedelini öğreten muazzam bir okul; Süfyanîlerle Muhammedîler arasında öğretici bir "kıyam ve mücadele" sembolüdür Kerbelâ...
Allah"ın dininin değiştirildiğini, İslâm"ın tersine bir gömlek gibi ümmete giydirildiğini, ahlâk ve dinî vecibelere boyun eğmeyen bir eğlence düşkününün ümmete musallat olduğunu gören İmam Hüseyin"in (a.s); dedesi Hz. Resulullah"a (s.a.a) babası Ali"yy-ül Murtaza"ya ve şanlı annesi Hz. Fatıma-ı Zehra"ya (s.a) yaraşır bir "cesaret" ve "yiğitlik" örneği sergileyerek, Alla-h"ın dinini kurtarma ve uçuruma yuvarlanmak üzere olan ümmete bir kurtuluş meşalesi olma gayreti ve hamasetinin toprak tenler için inanılmaz bir tecellisidir Kerbelâ...
Ve nihayet kıyamına; en azizlerini en tehlikeli meydanlara sürerek ve en azizlerinin şahadet ve esaretlerini bilip yakîn ederek başlayan ve ilâhî aşk meydanında bütün pervaneleri kıskandıran bir parlaklıkla yanıp tutuşarak, "Hüseynî"liğe susamış sevdalı gönüllerin hiç sönmeyen meşalesi kesilen Ehlibeyt-i Resulullah"ın (s.a.a) Hüseyin"in (a.s) şanlı destanıdır Kerbelâ...
Tebyan
M.M