Yayınlama Tarihi: 29 Kasım 2015 - 13:57

Tahran, 29 Kasım 2015 – Ford, Carter ve Reagan döneminde Amerika Milli Güvenlik Künseyi üyesi olarak Amerikan siyasetinde aktif olarak çalışan Gary Sick, Mehr Haber Ajansı'na konuştu.

MHA- Ortadoğu'da yaşanan krizler, Rusya'nın Suriye'deki askeri varlığı ve İran'ın Suriye konulu müzakerelerdeki rol ve konumuna ilişkin Colombia Üniversitesi hocası Profesör Gary Sick ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Son zamanlarda Henry Kissinger, Wall Street Journal Gazetesi'nde yazdığı bir makalesinde dünya güvenlik düzeninin dağılmak üzere olduğunu ve yeni bir düzene girme aşamasında olduğunu yazdı. Kissinger'e göre artık Westphalia düzeni bugünkü dünya ihtiyaçlarını karşılamıyor ve şuan dünyada ideolojik bir savaşa tanık olmaktayız. Ortadoğu'da Libya, Irak ve Yemen gibi ülkelerde var olan çatışmaları bu dünya düzeninin değişmesi sonucu yaşandığını söyleyebilir miyizi?

Aslında ortadoğu'daki birçok ülke bir takım savaştan dolayı dağılmak üzereler. Bunu biz Yemen, Mısır ve IŞİD atarfından bir kısmının işgal edildiği Irak'ta görebiliriz. Suriye'de de böyle bir savaş var. Bu meseleler kesinlike bir dğeişim ve dönüşüme işarettir. Devlet temelli eski düzenlerin yeni bi düzene kavuşması demektir. Bu dönüşüm de çoğunlukla savaş ve çatışma ile beraberdir.

Kissinger kitabında sunduğu çözüm yolunda, bizim aslında yeniden bazı ülkeler inşa etmek için 17. yüzyılda Westphalia'da yapılan işleri yapabilecek üst düzey devlet adamları ve politikacılara ihtiyacımız var. Bence bu iyi bir fikirdir.

Ancak bu noktadan o noktaya varmak başka bir konudur ve Kissinger de buna varmak için pratik bir çözüm yolu sunmamıştır. Elbette başka bir kişinin de bu hususta bir yöntem sunduğunu görmedik henüz. Gerçek şu ki biz bir geniş geçiş süreci yaşıyoruz ve bölgedeki birçok ülke böyle bir durumla karşı karşıayalar. Büyük bir ihtimalle kimsenin ne zaman biteceğini bilmediği bu sürecin sonunda bölgede biz yeni devletler, politikacılar ve belki de yeni yönetim düşüncelerine tanık olacağız, ama şimdiki aşamada dağılmak, parçalanmak ve savaşı görüyoruz.

Bir süredir Suriye'de Rusya'nın askeri varlığını görmekteyiz. Rusya'nın böyle bir askeri varlığı, terörizmle mücadelede farklı kutupların işbirliğine yönelmesi için farklı bir durumun ortaya çıkmasına neden olabilir mi?

Rusya'nın Suriye'ye girmesi büyük bir değişimdi ve aslında yeni durumların ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu durumla karılaşmanın sorunlarından birisi de bizçok Batı ülkesinin hala soğuk savaş döneminde var olan zihniyeti sürdürdükleri ve Rusya'nın Ortadoğu'da bulunmasının kötü olduğu için bununla mücadele etme fikrine sahip olmalarıdır. Ancak Ruslar, IŞİD ile savaştıklarını yani Batı'nın yaptığı gibi yaptıklarını söylüyor.

Dolayısıyla şuan öncelikler konusundaki rekabete şahidiz. Ruslar aslında ilk önce IŞİD'ı vurarak daha sonra Beşşar Esad ve Suriye meselesine diplomatik bir çözüm yolu bulunması gerektiğini söylüyor. Ancak Batı hala IŞİD'le mücadeleden önce Esad'ın devrilmesi veya IŞİD ile birlikte Esad ile savaşmak gerektiği kanaatinde. Bu önemli bir anlaşmazlıktır. Bence IŞİD en büyük tehdittir ve IŞİD var olduğu sürece Suriye krizine çözüm yolu bulunmayacaktır. Ama diplomatik bir süreç de var olmalıdır.

Şuan da diplomatik süreç vardır.

Evet şuan diplomatik süreç vardır. Son dönemde Viyana'da diplomatik çözüm yolu benimseyen ciddi toplantılar yapılmış ve bu toplantılar sırasında belki de Beşşar Esad'ın olmayacağı bir kapsamlı devletin oluşması için çözüm arandı. Kapsamlı devlette bu ülkenin Yezidiler, Hristiyanlar, Aleviler, Kürtler ve diğer azınlıklara gereken güvenceler verilmeli ve onların devlet nezdinde katılım hakkı tanınmalıdır. Ama bu zor ve karmaşık bir süreçtir.

Siz İran'ın Suriye konulu müzakerelere katılma etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son döneme kadar yaşanmayan bir olay da bütün tarafların diplomatik şekilde bir masaya oturmasıdır. Bence Rusya'nın meseleye dahil olması, İran ve Rusya olmadan Suriye krizinin çözülmesinin mümkün olmadığı gerçeğinin benimsenmesine neden oldu. Viyana'da yapılan son toplantılarda İran ile Rusya masadaydı ve bana göre bu ileriye dönük bir adımdır. Çünkü artık hiç kimse Suriye krizinin çözülmesi için bazı yolların kapandığı iddiasında bulunamaz.

İlk olarak Suriye'de istikrara kavuşmak için bu ülkede iç savaşın çıkmasına neden olan IŞİD'in ortadan kaldırılması lazım. Bir de Suriye'nin şimdiki ama Esad'sız bir devletinin korunması gerektiğidir. Bu iki iş, diplomatik sürecin yaşanması ile eş zamanlı yürütülmelidir. Bu iş çok zordur ve meselenin çözülmesi için uzun bir yol bulunuyor. Ben şahsen Amerika, Rusya, İran ve Suudi Arabistan Dışişleri bakanlarını diplomatik bir yolun bulunması için bir masaya oturmasını onaylıyorum.

İran'ın bu müzakerelere getirilmesi olumlu ve iyi adımdı ancak bu mutlaka meselenin çözülmesi anlamına gelmez.

Peyman Yezdani

Y.B