Tahran, 1 Aralık 2015 – İran'ın Ankara Büyükelçisi Alirıza Bigdeli, Atılım Üiversitesi'nde bir konferansta konuşma yaptı.

MHA- İran'ın Ankara Büyükelçisi Alirıza Bigdeli burada yaptığı açıklamada, "Gerçek şudur ki Türkiye ve Rusya iki dost ülkedir ve biz kesinlikle bu iki dost ülkenin işbirliğinden Suriye sorununu çözmek için yararlanmak istiyoruz. Her iki ülke bizim komşumuzdur, biz her iki ülkeyle de samimi ilişkilere sahibiz. Biz şundan eminiz ki her iki ülke de mantıklı politikalar üreterek bu sorunun üstesinden gelecektir" diye konuştu.

Atılım Üniversitesi'nde bir konferansa katılan Bigdeli, Suriye konusunda aslında Türkiye ve İran'ın birçok ortak noktası olduğunu, bunların Viyana'da toplanan Suriye konferansının sonuç bildirgesine de yansıdığını ifade etti. Bigdeli, "Burada göreceksiniz ki Suriye'nin birliği, bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve bu ülkenin devlet kurumlarına saygı her iki ülkenin de istediği şeylerdir. Aynı şekilde bu ülkede ateşkes Türkiye ve İran'ın istediği şeydir. Aynı şekilde Suriye halkının kendi geleceğini belirleme hakkı da her iki ülke tarafından onaylanmaktadır. Aynı şekilde bu ülkede terörizmle mücadeleye öncelik verilmesi gerektiğini de her iki taraf kabul ediyor. Suriye halkına insani yardımların hızlı bir şekilde ulaştırılması da her iki ülkenin istediği bir şeydir" dedi.

İran'ın politikalarını bir kişiyi destekleme seviyesine indirgemediğini belirten Bikgeli, "Burada farklı düşünce ve ihtilaf nerede? Buradaki fikir ayrılığımız şuradan başlıyor, biz diyoruz ki Suriye halkı kendi geleceğini —ki buna başkan seçimi de dahildir- kendisi belirlemelidir" dedi. Suriye krizinin halk ile devlet arasında bir ihtilaf olarak ortaya çıktığını ancak daha sonra bir kesimin eline silah alarak hükümeti devirmek için devlete karşı ayaklandığını söyleyen Bigdeli, şöyle konuştu:

"Suriye'de halkın devlete karşı ayaklanmasının başlamasıyla birlikte bir kesim eline silah alarak Libya'ya benzer bir şekilde bu ülkede hükümeti devirmeye çalıştı. Biz bu bölgedeki gelişmeleri yakından bildiğimizden ve takip ettiğimizden dolayı Suriye'deki gelişmeleri de ilk günden itibaren bu şekilde okuyup değerlendirdik. Biz Afganistan'da ve Irak'ta edindiğimiz bilgilere dayanarak şunu çok iyi biliyoruz; şayet Suriye'de devletin altyapısı yakılırsa Suriye'yi kurtarmak mümkün olmayacak. Bu şekilde Suriye'deki gelişmeler sadece bu ülkeye münhasır kalmayacaktır, bundan dolayıdır ki biz ilk günden itibaren Suriye'de cereyan eden terör akımına karşı tedbirleri almaya başladık. Biz esasen devlet sistemi konusunda tecrübeliyiz. Dolayısıyla hiçbir zaman politikalarımızı bir kişiyi desteklemek seviyesine indirgemiyoruz."

Saddam Hüseyin döneminde Irak ile İran'ın 8 yıl savaştığını ve İran'ın 250 bin kayıp verdiğini de anımsatan Bigdeli, "ABD'liler Irak'a saldırdığında biz ‘Çok iyi bir fırsat, bunu değerlendirelim, Saddam'dan intikam alalım' diye düşünmedik. Biz o dönemde siyasetimizi Irak'la ilgili siyaset olarak ele aldık. Suriye'de de takip ettiğimiz politika bölgemizdeki ulus devletlerin kalıcı bir şekilde devam etmesine dayalıdır. Gerçek şudur ki Suriye'de terör ile IŞİD aracılığıyla devleti ve hükümeti yok edebilirlerse eminim ki aynı unsurları kullanarak diğer ülkelerde de bunu başaracaklardır" diye konuştu.

Y.B