Yayınlama Tarihi: 6 Ocak 2016 - 12:47

Tahran, 6 Ocak 2016 - Bugüne kadar cezası idam olan suçlar işleyen çoğu Amerikalı ve İngiliz onlarca kişiyi affeden Suud yönetimi, sırf Şii olduğu için Şii din adamı Ayetullah Nemr’i 47 kişiyle birlikte idam etti.

Bu idamlar yeni Kral Selman’la birlikte Suud’da yaşanan değişimin ve bir işareti.

Kardeşinin ölümü üzerine Suudi Arabistan’da tahta oturan ve Kral Selman, kral olunca ilk sözü, İran destekli Şii yayılmacılığına karşı bir Sünni İttifakı kurulmasının gerekli olduğunu açıklamak olmuştu.

Suudi Arabistan’ın gerçekleştirdiği idamlardan sonra Ortadoğu İslam coğrafyası, bir Şii-Sünni savaşına daha da yakınlaştı.

Çiçeği burnunda Kral Selman, önceki Suud kralının çıkaramadığı Şii-Sünni savaşını çıkarmaya namzet bir kral olduğunu bu idamlarla gösterdi.

Suriye, Yemen ve Irak coğrafyalarında giriştiği bilek güreşinde İran’a yenilen Suudi Arabistan, düştüğü acziyeti ispatlarcasına 3.5 yıldır tutuklu olan Şii din adamı Ayetullah Nimr’i idam etti.

Nüfusu 30 milyona yaklaşan Suudi Arabistan’da yaklaşık 5 milyon Şii nüfus yaşıyor. Müttefiklerinin gazına gelen Suud’a bu idamlar çok pahalıya patlayacak.

Bu idamlarla Suud yönetimi, aslında Suudi Arabistan’ın parçalanmasına da imza atmış oldu. Bundan sonra Suud bir daha eskisi gibi olamayacak.

Nefesi bile ABD’den izinli alabilen Suud yönetiminin imza attığı idamlar, Batılı devletlerin ekmeklerine yağ sürdü.

İslam coğrafyasını içinden çıkılması imkânsız bir mezhep savaşına sürüklemek isteyen başta ABD ve İsrail olmak üzere Batılı devletler, Suudiler için ‘Bizim çocuklar iyi işi yaptı’ dediklerini duyar gibiyim.

İdamların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretinin ertesi günü gelmesiyle Türkiye, müttefiki Suud’un büyük bir kazığını yemiş oldu.

Suud’u azmettirenler bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar. Rusya’yla karşı karşıya getirilen Türkiye, İran’la da krize sürüklenmek üzere…

Ankara ise çifte tavır belirleyecekmiş.

Yani hem Suud Büyükelçiliği’nin yakılmasından dolayı İran’a, hem de idamlardan dolayı Suud’a itidal çağrısı yapılacak anlaşılan.

Ortadoğu’daki hemen her olayda yanlış tarafta olmayı maharet sanan AKP hükümeti, bu olayda zoraki de olsa tarafsız kalmaya çalışacak.

Ama doğru tarafta olmayı beceremediği gibi tarafsız kalabilmeyi de beceremez AKP.

Neden?

Çünkü tarafsızlık sözle olmaz.

Kral Selman’ı ilk ziyaret edenlerden biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuştu.

15 Aralık 2015’te Suudilerin öncülüğünde tamamı Sünnilerden oluşan sözde ‘İslam İttifakı’ açıklandı. Türkiye önce askeri kanadında yer almayacağını ifade ettiği ittifaka, daha sonra asker de vereceğini açıkladı.

Suud’la bütün mezhepçi planlarda ortak olan Türkiye’nin tarafsız olduğuna ülkeleri ikna etmesi, pek mümkün görünmüyor.

Önce bu kirli projelerde ortaklıktan vazgeçmeli Ankara, sonra da Sünni mezhepçi tavrına bir son vermeli.

Türkiye’nin yürümesi gereken ve medeniyet birikimine yakışan kulvar, Prof. Dr. Haydar Baş’ın öncülük ettiği Ehl-i Beyt kulvarıdır.

Bu kulvara giremeyen Türkiye, yanlış kulvarlara savrulmaktan asla kurtulamayacaktır.

y.mesaj

M.M