MHA- İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei dün öğleden sonra üç erk başkanları, yetkililer, devlerin icrai sorumluları, muhtelif kurumların üst düzey müdürleri ve siyasi, sosyal ve kültürel aktivistleri Kabul etti.
Ayetullah Hamanei bu görüşmede yaptığı konuşmada temel yeteneklerin artırılmasının, ülke ve halkın iktidar ve masuniyetine sebep olacağını belirterek, “Ekonomik durgunluk ve işsizlik gibi iki temel sorunun çözümü için gerekli planlama ve önceliğin belirlenmesi direniş ekonomisinin tahakkuku için hareketin hızlandırılmasını daha da artıracaktır” dedi.
Konuşmasının ilk başında mübarek Ramazan ayının manevi ortam ve atmosferinden daha fazla yararlanılması tavsiyesinde bulunan İslam İnkılabı Rehberi bu mübarek ayda okunması gereken bazı duaları hatırlatarak, “Bazı Ramazan ayı dualarında günahlardan kurtarılması talep edilmiştir, Allah muhafaza yetkililer eğer bu günahlara düşecek olurlarsa tüm ülke ve toplum ondan zarar görür" dedi.
Bu günahlardan kurtulmanın tek yolunun ise takvalı olmak ve insanın kendi ameline dikkat etmesi olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının devamında bir takım güncel konulara değinerek, ülkenin şimdiki kesitte çok kritik ve özel şartlarda bulunduğunu belirtti ve "Şimdiki kesitin başlıca özelliklerinden biri yetkililerin, inkılabın ilk dönemlerinin aksine ülkenin büyük kapasitesini daha iyi bilmeleri ve mevcut imkan ve yetenekler konusunda daha detaylı doyurucu tam bilgiye sahip olmalarıdır. Mevcut dönemin daha hassas olmasına sebep olan şartlardan bir diğeri ise İslam cumhuriyetine karşı aleni özel bir düşman'ın var olmasıdır ki bu devletler arasında var olan anlaşmazlıkların çok üstündedir" dedi.
Bu düşmanlığın ana nedeninin İran İslam Cumhuriyetinin eşsiz bir model ve gelişmesi olması olduğunu hatırlatan İslam İnkılabı Rehberi konuşmasını şöyle sürdürdü: "İslam nizamı, İslami düşünce ve amel temelleri üzerine müstekbirlik, zulüm, ayrımcılık ve zorbaca siyasetlere karşıdır ve tüm baskılara rağmen bölge ve uluslararası alanda onun kudret ve etkinliği gittikçe artmakta ve derinleşmekte ve zuhur etmekte olan yeni bir kudret olarak müstekbir güçlerin zulme dayalı çıkarlarını tehlikeye düşürmüş bulunmaktadır. Düşman'ın planı ve konumu İslam cumhuriyetinin kudret ve yeteneklerini yok etmektir ve bunu başaramadığı durumda ise ona engel olmaya çalışmaktır."
Ayetullah Hamanei, düşmanın planlarına karşı koymanın tek yolunun ise kapasitelerin sahih ve uygun olarak kullanılması, ülkenin kudret ve iktidarının her geçen gün daha da artırılması olduğunu belirterek ülkenin temel ve asıl imkanlarına değindi.
Düşman'ın başında Amerika'nın olduğu müstekbirlik şebekesiyle yine başında yapay Siyonist İsrail rejiminin bulunduğu "Siyonist şebeke"den ibaret olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi karşı tarafın kesinlikle kendi düşmanlığını gizlemediğini hatırlatarak şöyle dedi: "Dışişleri bakanının bundan birkaç gün önce mecliste Amerika'nın tutumunun değişmediği yolundaki açıklaması tamamen doğru ve yerinde bir açıklamadır, Bugün Amerikanın yapısı Reygan dönemindeki Amerika'nın yapısıyla aynıdır ve demokratlarla Cumhuriyetçiler arasında hiçbir fark da yoktur. Bazıları, bizim Amerika ile anlaşabileceğimizi ve sorunları halledebileceğimizi zannediyorlar oysa bu yanlış bir düşünce ve bir vehimden ibarettir" dedi.
Mantık olarak İran İslam Cumhuriyetinin kesinlikle Amerikan hükümetinin muhabbetine muhatap olamayacağını belirten İslam İnkılabı rehberi, Amerikalıların davranışlarının her zaman kötü ve inat üzerine olduğunu bunun için de İran Amerika arasındaki meselelerin bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğu, görüşmeler yoluyla %50, %50 şeklinde çözümlenebileceği düşüncesinin gerçek dışı ve yanlış bir düşünce olduğunu belirtti.
Amerikalıların asıl sorunu İran İslam Cumhuriyetinin varlığı olduğunu ve bunun da görüşmeler ve ilişki ile çözümlenemeyeceğini, çünkü İslam'dan kaynaklanan iktidar ve bağımsızlığın müstekbirlik için kabul edilemez olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, Amerika açısından uzlaşmak demek tutum ve ilkelerden vazgeçmek demektir. Bu vazgeçmenin ise bir sınırı yoktur, nitekim şimdi görüldüğü gibi nükleer meseleden sonra füze meselesini gündeme getirdiler, füzeden sonra da sıra insan haklarına, anayasayı kollama konseyine, ardından Velayeti Fakih'e ve sonunda da anayasaya ve İslam'ın egemenliğine gelecek. Bunun için İslam cumhuriyetinin Amerikalılar ile uzlaşabileceği düşüncesi yanlış bir düşüncedir" dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, Amerikalıların İran'a karşı davranışının her zaman çok kötü ve inatçı olduğunu bildirerek, Amerikalıların KOEP anlaşması konusunda da kendi taahhütlerinin önemli bir bölümünü yerine getirmediklerini söyledi.
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei bugün (Salı) öğleden sonra üç erk başkanları, yetkililer, devlerin icrai sorumluları, muhtelif kurumların üst düzey müdürleri ve siyasi, sosyal ve kültürel aktivistleri kabul ederek yaptığı konuşmada temel yeteneklerin artırılmasının, ülke ve halkın iktidar ve masuniyetine sebep olacağını belirterek, "Ekonomik durgunluk ve işsizlik gibi iki temel sorunun çözümü için gerekli planlama ve önceliğin belirlenmesi direniş ekonomisinin tahakkuku için hareketin hızlandırılmasını daha da artıracaktır" dedi.
KOEP mevzuuna da değinen Ayetullah Hamanei, Amerikalıların KOEP anlaşması konusunda da kendi taahhütlerinin önemli bir bölümünü yerine getirmediklerini ama İran'ın kendi yükümlülüğünü yerine getirerek Fordu tesislerin ve Erak ağır su reaktöründe uranyumun %20 oranında üretilmesi faaliyetlerine son verdiğini belirtti.
Amerikalı başkanlık adaylarının, KOEP anlaşmasını yırtacakları yolundaki tehditlerine de değinen İslam İnkılabı Rehberi, sert bir dille onları uyararak, onların kendi tehditlerini gerçekleştirmeleri durumunda İran'ın da KOEP'i yakacağı uyarısını yaptı.
Bilindiği gibi geçtiğimiz Ocak ayından itibaren Kapsamlı Ortak Eylem Planı KOEP hayata geçirilmiş ve görüşmelerde tevafuka varan her iki taraf da bir takım karşılıklı sorumluluğu yerine getirme taahhüdü vermiştir. Nitekim İslam İnkılabı rehberinin de belirttiği gibi KOEP'in hem müsbet, iyi yönleri olduğu gibi kötü ve noksan yönleri de bulunmaktadır ama bu belgenin zayıf ve noksan yönünün müsbet yönünden daha fazla olduğu gözlenilmektedir. Nitekim İslam İnkılabı belgedeki zayıf yönler ve kara deliklerin, karşı tarafın bu belgeden kötü amaçlı yararlanmasına ve kendi sorumluluğunu yerine getirmemesine sebep olduğunu belirtmektedir.
İran,%20'lik uranyumun üretiminin durdurulması karşılığında, santrifüjlerin sayısının azaltılması ve Erak reaktörünün yeniden dizayn edilmesini kabul etmesi karşılığında yaptırımların kaldırılmasını ve İran'ın dünya ile ticaretinde ve bankacılık ilişkilerinde hiç bir sorunun olmamasını istemiş ve karşı taraf da buna taahhüt vermiştir.
İran kendi taahhütlerini aynen yerine getirdi ve bu mesele bizzat UAEA tarafından da doğrulandı fakat karşı taraf özellikle de Amerika kendi ahdini yerine getirmeyerek ne kadar güvensiz olduğunu bir kez daha ispatladı. karşı tarafın asıl sorumluluğu yaptırımları tam olarak kaldırmaktı, fakat bu vazifesini yerine getirmediği gibi yaptırımların asıl önemli bölümlerini kaldırmaktan kaçınmış bulunmakta ve bununla da gerçekte yaptırımların kaldırılan öteki bölümlerine de zarar vermiştir.
İran'ın yabancı bankalarla ilişki kurması sorunu halen devam ediyor. Amerikalı yetkililer kameralar karşısındaki kendi açıklamalarında yabancı bankaların İranla ilişki kurmasında hiç bir sakıncanın olmadığını ve engellerin kaldırıldığını belirtiyorlar ama pratikte öyle bir sinsi siyaset uyguluyorlar ki hiç bir banka İranla ilişki kurmaya cesaret edemiyorlar. Gemilerin sigorta işleri de sınırlı bir alanda yapılmaktadır ve İran'ın başka ülkelerde olan döviz mevcudiyetinin de tam olarak İran'a aktarılmasına engel çıkartılmaktadır.
Amerika'nın düşmanlığı ve ahdini yerine getirmemesi sadece KOEP'le sınırlı değildir ve bu düşman sürekli olarak İran İslam Cumhuriyetinin imkan ve yeteneklerini, kazanımlarını yok etmeye, engellemeye çalışıyor.
Amerikalıların asıl sorunu İran İslam Cumhuriyetinin varlığı olduğunu ve bunun da görüşmeler ve ilişki ile çözümlenemeyeceğini, çünkü İslam'dan kaynaklanan iktidar ve bağımsızlığın müstekbirlik için kabul edilemez olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, Amerika açısından uzlaşmak demek tutum ve ilkelerden vazgeçmek demektir. Bu vazgeçmenin ise bir sınırı yoktur, nitekim şimdi görüldüğü gibi nükleer meseleden sonra füze meselesini gündeme getirdiler, füzeden sonra da sıra insan haklarına, anayasayı kollama konseyine, ardından Velayeti Fakih'e ve sonunda da anayasaya ve İslam'ın egemenliğine gelecek. Bunun için İslam cumhuriyetinin Amerikalılar ile uzlaşabileceği düşüncesi yanlış bir düşüncedir" dedi.
Düşman'ın, başında Amerika'nın olduğu müstekbirlik şebekesiyle yine başında yapay Siyonist İsrail rejiminin bulunduğu "Siyonist şebeke"den ibaret olduğunu belirten İslam İnkılabı Rehberi karşı tarafın kesinlikle kendi düşmanlığını gizlemediğini hatırlatarak şöyle dedi: "Dışişleri bakanının bundan birkaç gün önce mecliste Amerika'nın tutumunun değişmediği yolundaki açıklaması tamamen doğru ve yerinde bir açıklamadır, Bugün Amerikanın yapısı Reygan dönemindeki Amerika'nın yapısıyla aynıdır ve demokratlarla Cumhuriyetçiler arasında hiçbir fark da yoktur. Bazıları, bizim Amerika ile anlaşabileceğimizi ve sorunları halledebileceğimizi zannediyorlar oysa bu yanlış bir düşünce ve bir vehimden ibarettir".
Y.B