MHA- İsrail-Türkiye arasında Mavi Marmara kriziyle başlayan gerginlik normalleşme anlaşmasıyla yumuşamışken, Erdoğan faturayı İHH'ye kesti. Mazlum-Der'in eski genel başkanı Faruk Gergerlioğlu, Cumhurbaşkanı’nın tükürdüğünü yaladığı ve bu sözlerin İslami kamuoyunda bir kırılma yaratacağı görüşünde.
2010 yılında Gazze ablukasını delme gayesiyle İHH’ye (İnsani Yardım Vakfı) ait, insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisinin İsrail’e gitmesine, dönemin başbakanı sıfatıyla ‘Bizzat izin verdiğini’ 2014 yılında söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’le imzalanan ‘normalleşme anlaşmasının’ ardından çark etti. Cumhurbaşkanlığı konutunda İsraille varılan anlaşmadan bahsederken isim vermeden İHH’yi eleştiren Erdoğan, “Siz kalkıp da Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı hep yaptık, yapıyoruz” dedi.
İsrail anlaşması henüz kamuoyunda tartışılırken ve Hamas’tan ‘İşgalcilerle işbirliği yapanların kendi kararıdır’ açıklaması gelmişken Erdoğan’ın sarfettiği bu sözleri Mazlum-Der eski Genel Başkanı Faruk Gergerlioğlu ile konuştuk.
Bir müddettir İsrail’le görüşmelerin basına sızdırılığını ve altı aydır kamuoyunun anlaşmaya alıştırıldığını belirten Gergerlioğlu, Erdoğan’ın İsrail konusundaki U dönüşünü şöyle açıkladı:
“Erdoğan son dönemlerde neo-Osmanlı hayaliyle yanıp tutuşuyordu. Hükümeti de bu şekilde yönlendirmişti. Hatta cumhurbaşkanı olduktan sonra da aynı anlayışla gitmeye devam etti. Ancak bir süre sonra bunun böyle gitmeyeceğini görmeye başladı. Belki bunu sahnede söylemiyordu. Ama arka planda Suriye, Mısır, Rusya, İsrail politikalarının böyle yürümeyeceği sanırım danışmanlarınca kendine aktarılıyordu. Sonunda bir eksen değişikliği yapmayı düşündü ve adım attı.”
Erdoğan’ın tükürdüğünü yaladığını ifade eden Gergerlioğlu, “İsrail’e karşı bir gövde gösterisi yapıyorsunuz. Bunun arkadasında da bir devletin olduğu belli. Ama Türk hükümeti bizim bu gemiden haberimiz yok, ‘Bu bir sivil toplum faaliyetidir’ diyordu. Hükümetin bunun arkasında olduğunu biz de biliyorduk, İsrail de biliyordu. Beklenen oldu ve 10 kişi vefat etti. Bunun ağır bir hesabı olmalıydı. Bir müddet hamasetle bastırıldı. O zamanlarda ‘Otoriteye boyun eğmeyiz’ açıklamaları yapılıyordu. Sonunda bir hamasi söylem ve hayalcilikle yola çıkılarak devam edilemeyeceğini ve Erdoğan’ın o otoriteye bizzat kendisinin boyun eğmiş olduğunu görmüş olduk” diye konuştu.
Gelinen noktada kazanmak yerine kaybedildiğini ifade eden Gergerlioğlu Türkiye-İsrail anlaşmasının çok yanlış tariflendiğini belirterek “Anlaşmayla ablukayı resmen tanıyan bir devlet olma şerefine eriştik. Sonuçta İsrail’in “Aşdod’a yardımları gönderin ben Gazze’ye ileteyim’ sözüne gelmiş olduk. Anlaşmayı incelediğimiz zaman ‘insani yardım’ gibi İsrail’i bağlamayan bir ifade olduğunu görüyoruz. Bu hukuki açıdan İsrail’i çok koruyan bir ifade. Çünkü İsrail kendisini teminat altına almış oluyor. Tazminat gibi sözleri sarfetmemiş oluyor. Ancak bunlar vatandaşa söylenmiyor” diye ifade etti.
Erdoğan’ın sözlerinin kendisi için sürpriz olmadığını belirten Gergerlioğlu, Mazlum-Der’in 2010’da İsrail’in Gazze’de 1500 kişiyi öldürmesi hadisesine tepkisini hatırlatarak “İsrailli yetkililerin Türkiye’ye gelmesi halinde Türk Ceza Kanunu’nun evrensel yargı ilkesi gereğince tutuklanmasına sebep olabilecek bir suç duyurusu yaptık. Suç duyurumuz Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Ardından bunu dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ile görüştük. O da konunun çok önemli olduğunu ve Başbakan Erdoğan olmadan bu konuda birşey söylemeceğini söyledi. O zaman da çok üst perdeden konuşmalar yapılıyordu. Ne oldu? Üç ay kadar beklendi ve bizim soruşturmamız kabul edilmedi” dedi.
Erdoğan’ın sözlerinin AKP tabanında bir hayal kırıklığı unsuru yarattığını savunan Gergerlioğlu "AKP tabanı inanılmaz bir taban. Öylesine konsolide olmuş ki en akıl almaz iddiaları bile ciddiye alabilen, dış güçlerin Erdoğan’a karşı komplolar kuracağını dahi düşünebilen bir taban. Ama şu da var ki İsrail konusu son derece önemli. Bu olgu bir de bir hayal kırıklığı oluşmuş durumda. Birtakım dökülmeler olacak. İHH dindar kamuoyunda, AKP’ye yakın kesimler arasında bilinen bir yardım kuruluşu. Erdoğan’la zıt düşmesiyle mutlaka bir sarsıntı olacaktır. İsrail hakkındaki hassasiyeti de gözetecek olursak ben bir takım sorgulamalar bekliyorum” ifadelerini kullandı.
Sputniknews.com/tr
Y.B