Yayınlama Tarihi: 13 Temmuz 2016 - 12:47

Tahran, 13 Temmuz 2016 - İslam tarihinin büyük facialarından biri 8 Şevval 1345 (21 Nisan 1925) tarihinde Medine-i Münevvere'de yaşandı.

MHA - Vahabî inancına bağlı kral İbn Suud, Cennetü'l-Baki mezarlığı’ndaki bütün türbeleri ve kabirleri, Vehhabî alimlerinin fetvalarına dayanarak tahrip ettirdi.

Suudiler’in tarih mirasına yönelik korkunç yıkımları, Peygamberi ve hatta dinin kendisini dahi ‘put’ ilan etme noktasına varan Vahabi inanışına dayanıyor. Öyle ki 1802'de, Emir Abdülaziz'in oğlu Suud'un kumandasında Kerbela'da Aşura matem merasimine, Müslümanların üzerine saldırdılar. Bir rivayete göre 2000, bir başka anlatıma göre 10 bin Şii bu saldırıda öldü. Hz. Hüseyin'in (a.s) türbesi yağma oldu. Kerbela yandı, yıkıldı, tarihte bir kere daha mateme büründü.

Vahabiler durmadı, Mekke ve Medine'yi ele geçirip Hz. Muhammed’in ailesinin ve İslam büyüklerinin mezarlarını tahrip ettiler. Tüm bunlar üzerine Osmanlı Padişahı İkinci Mahmud döneminde duruma müdahale edildi. Padişah tarafından sapkın ilan edilen bu teröristler ve liderleri İstanbul’a getirilerek asıldı. Vahabi fırkası, 1744 yılında Arabistan çöllerine hakimiyet kurmak isteyen Muhammed Bin Suud liderliğindeki Suudi kabilesi ile onun akıl hocası Muhammed İbn Abdül Vahab arasındaki anlaşmayla yayılmaya başladı.

Kur’an’ın bile ancak kendi yorumlarına göre okunmasına izin veren, ibadet etmeyen vatandaşlarına ölüme varan cezalar uygulayan, kadınların sosyal hayatta hiçbir varlık göstermesine izin vermeyen, kendileriyle aynı inancı paylaşmayan Müslümanlar’ı bile ‘kafir’ ilan eden Vahabi mezhebi, sırtını milyarlarca dolar değerindeki petrol rezervlerine dayıyor. 2000 yılında Afganistan’daki binlerce yıllık Budist heykellerini yıkmaları için Taliban’a maddi yardım gönderen Vahabiler ‘İslamcı terör’ yaftası yapıştırılarak bütün Müslümanlar’ı töhmet altında bırakan dalganın da finansörü ve ideoloğu.

İngilizler, kendi emelleri doğrultusunda yönlendirdikleri Muhammed Abdülvehhab ve onun kurduğu Vahabilik mezhebi aracılığı ile toplumda İslam adına mevcut olan motifleri çökertmek ve yerine İslamî olmayan ve İslam’ın özünde bulunmayanları koyma hedeflerini gerçekleştirdiler.

Kabir ve türbe ziyaretlerini şirk kabul eden Vehhabiliği destekleyen Suud Hükümetinin, Ehlibeyt  (a.s) İmamlarının, İslam büyüklerinin ve sahabelerin kabirlerini tahrip ederek, belirsizleştirmeleri bu hakikatin açık bir misalidir. Zira Müslümanların mukaddes türbeleri ziyaretten hangi şekilde olursa olsun alıkonulması düşüncesi bizzat Sömürgeler Bakanlığı’nın misyoner-ajanlarına dağıttıkları kitaplarda “Müslümanları güçlendiren faktörleri yok etmek için tavsiyeler” bölümünde yer almaktadır.

Zeynebiye