Muhammed Kadıri - Cinai dosyalarla karşılaştığımızda yapmamız gereken ilk şey, doğal olarak bulgular ve kanıtların yanyana yerleştirilmesidir. Bu işlemi gerçekleştirmenin ardından ilk resmin tamamına üsten bir bakış atıp devamında ortaya çıkan sıradaki resimleri oluşturabiliriz.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un terörü, bölgesel ve uluslararası yorumcuların zihnini meşgul ederek, basit bir olay gibi görünmemesinin yanında, gayet planlı şekilde gerçekleşti.
Diğer taraftan ise şahit olduğumuz olay özellikle teröristin maktulün yanı başında slogan atması, Batı ve tekfirci terörün destekleyicilerine ait medya cephesinin, bölgedeki krizi ters gösterilmesinde görevlerini en iyi şekilde yerine getirdiğinin göstergesidir, zira ki 22 yaşındaki bir genç tüm azmiyle yaptığı terör eylemini, Hz. Peygamber (s.a.v) ümmetine karşı olanlarla mücadele yönünde gerçekleştirdiğini iddia etmektedir.
Bu konuda yanından kolaylıkla geçemeyeceğimiz bazı bulgulara değinmemiz yerinde olacaktır:
1_Terörist eylemi gerçekleştirmesinin ardından güvenlik güçleri tarafından öldürülmeden önce amacının “Halep intikamı” olduğunu haykırdı. Böylece bu fert, Halep’te tekfirci teröristler ve Nusra Cephesi’nin hazimete uğramsından dolayı öfkelenerek, Rusya Büyükelçisi’ni öldürmeye karar vermiştir.
2_Net olan diğer bir nokta ise, ABD, Fransa, İngiltere, Siyonist Rejim ve irticai Arap ülkelerinin de son günlerde Halep yenilgisinden son derece öfkeli olmalarıdır. Böylece genç teröristle terörü destekleyen bu ülkeler arasında göz ardı edemeyeceğimiz en az benzerlik bu konuda oluşmaktadır.
3_ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu olaya ilişkin akılcı bir tavır ortaya koyarak, şöyle dedi: Bu terör, tahrik edici bir eylem olarak, açık bir şekilde Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkileri karalamak ve bölgedeki barışı engellemeyi amaçlıyor. Bizim buna vereceğimiz tek yanıt, terörle mücadeleyi şiddetlendirmektir ki katiller bunu iyi şekilde tadacaktır.
Ortadaki gerçeğe bakıldığında, Halep’in tekfirci teröristlerden daha yeni kurtarılmasıyla birlikte bu olayın ortaya çıkışı, Rusya’yı hedefleyen Washington ve müttefiklerinin bu kez şiddet teması içeren açık bir masajıdır ancak, Putin’in sergilediği mantıklı tepki bunu engellemiş oldu.
4_ Vladimir Putin’in Recep Tayyip Erdoğan’dan terör emrini verenlerin ortaya çıkarılmasını istemesi, Rusya Devlet Başkanı Putin’in de bu eylemin tek kişilik bir saldırı olduğunu öne süren varsayımları kabul etmediğini gösteriyor.
Böylece Rus güvenlik uzmanlarından oluşan bir heyetin yakın zamanda “Andrey Karlov”un terörüyle ilgili inceleme yapmak amacıyla Ankara’ya gönderileceği kararlaştırıldı. Hiç şüphesiz yakın bir zamanda bu olayla ilgili yeni ip uçlarına ulaşılacaktır.
5_ Bugün Moskova’da İran, Rusya ve Türkiye arasında Suriye odaklı üçlü bir toplantı gerçekleşeceği iki gün önce bildirildi.
Suriye’de daha fazla koordinasyon sağlanılması için gerçekleşen bu toplantıya Suriyeli savaşçıların destekleyicilerinden olan Türkiye’nin de katılması Batı’nın bu ülkede düzenlediği tüm planlarını bozacaktı, bu yüzden her şekilde karşı cephe tarafından engellenmesi gerekiyordu. Rusya Büyükelçisi’ni öldürüp başı üzerinde slogan atarak, tekbir getiren gencin görüntülerinin tüm dünyada izlendiği için bunun, üç ülkenin gerçekleştireceği toplantıyı engellemeyi planlayan bir senaryo olduğu görünüyor.
Bunlara dayanarak bu plan, bir taraftan Halep’ten kaçan teröristlerin moralini düzeltmeyi amaçlarken diğer taraftan da İran, Rusya ve Türkiye arasında az da olsa yeni oluşan eşgüdümlülüğün ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir.
6_ Yaklaşık bir ay sonra, BM Temsilcisi “Steffan Di Mistura”nın daveti üzere, Suriye konferansının gerçekleşmesi bekleniyor.
Böylece bu terör saldırısı, Rusya’nın bu konferansta daha muhafazakar davranmasını sağlayarak, müzakerelerde karşı tarafa daha çok puan vermeye mecbur bırakmasını planlamaktadır.
7_ Bu olaya ilişkin son nokta ise, özellikle son aylarda dikkatleri üzerine toplayan Türkiye’nin güvenlik ve istihbarat sistemindeki aşırı yetersizliğidir, ki terör operasyonlarının bu ülkenin tamamına yayıldığına yol açtı.
Sonuç olarak olayların gelecek günlerde doğal olmayacağının belirtileri apaçık ortadadır ve bu yönde, kötü niyetli terör destekleyici ülkelerin görünüşte insan hakları tavırlarının yanında yalan kaygılarını göstererek Halep’te kaybettiklerini telafi etmek amacıyla daha fazla eylem gerçekleştirecekleri olası bir konudur.