Ferzat Ferhadi - Haşdi Şabi, 9 Ocak 2014’te DEAŞ’ın Irak’ın bir çok bölgesini alıp Bağdat’ı tehdit ettiği dönemde, Necef’teki din mercilerin tarafından tekfircilere karşı oluşturuldu.
Halk seferberliği başlatan Haşdi Şabi, DEAŞ’a karşı önemli başarılar elde ederek, Irak’ın yok edilmesini engelledi. İşte bu hareketin yenilmezliği, ABD ve müttefiklerinin düşmanlığına yol açtı. Önümüzdeki Parlemento seçimleri ve Haşdi Şabi’nin bazı üylerinin Meclis’e girme ihtimaline karşı önlemler de ABD ve Fars Körfezi’ndeki müttefiklerinin düşmanlığını daha da arttırdı.
Tüm bunlara rağmen Musul’un batı eksenini Haşdi Şabi hareketine bırakılması büyük bir gelişmeydi ve DEAŞ'lı teröristlerin Irak ve Suriye arasındaki sevkiyatı ve kendilerini yapılandırmalarını engelledi. Ancak bu konuyla ilgili bir diğer tartışma da bu milli hareketin Suriye’ye girip girmemesi üzerinde oluşmuştur.
Bazı yorumcuların görüşüne göre, DEAŞ’a karşı operasyonların Suriye topraklarında devam edilmesi gerektiği için, Irak ve Suriye’nin güvenliği birbirine bağlı olup Haşdi Şabi’nin de Suriye’ye girmesi gayet meşrudur.
Bu görüşe göre, Suriye ve Irak arasındaki kontrol dışı sınırlar, DEAŞ’ın Irak’a girip cinayet işlemesinin asıl kaynağıdır ve bu tekfircilerin kökü kesilmediği sürece tehlike de ortadan kalkmayacaktır. Tabii ki bu konuda öncelikli olan koşulların başında, Irak Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı el-İbadi’nin onayı ve Suriye devletinin yardım isteği yer alıyor.
Böylece Suriye’nin Haşdi Şabi'nin terörizmle mücadele etmek amacıyla bu ülkenin topraklarına girmesini istemesi uluslararası hukuka aykırı olmayarak yakın bir komşuluk ilişkisinin de belirtisidir.
Bunun karşısındaki bir diğer görüş ise Haşdi Şabi’nin Suriye’ye girmesi takdirde yerel özelliğini kaybedip uluslararası bir konuma sahip olacağından dolayı Irak’taki zor koşulların daha da karışık hale geleceğini savunmaktadır, bu yüzden Suriye’ye girmemesi gerekiyor.
Halbuki Suriye’deki terörist örgütler Irak’taki teröristlerin uzantısı olarak koşullara göre iki ülkede de eş zamanlı faaliyet göstermektedir ve onlara karşı mücadele hiçbir şekilde bu ülkelerin sadece biriyle sınırlı değildir.
Diğer taraftan ise Irak’ın gerçek anlamda direniş birlikleri, uzun zamandan beri HZ. Zeyneb’in (s) Türbesi başta olarak, Suriye topraklarını teröristlere karşı korumaya başlamıştır ve şimdi de bu gayretin Haşdi Şabi tarafından sürdürülmesi gayet doğaldır.