Moskova Uluslararası Güvenlik Toplantısında konuşan İran savunma Bakanı General Hüseyin Dehgan, küresel teröre ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

İran savunma Bakanı General Hüseyin Dehgan, Moskova Uluslararası Güvenlik Toplantısında küresel teröre ilişkin yaptığı konuşmasında, “Günümüzde teröre karşı çifte standartların kullanıldığına şahit oluyoruz. Maalesef böyle bir ortamda uluslararası insan hakları savunucuları, suçsuz insanların öldürülmesi, korku ve dehşet ortamının yayılması, savaş bölgelerindeki sivillerin evsiz ve yurtsuz kalmalarıyla insani yardımların ulaşımı önündeki engeller karşısında susarak, zulüm altındaki devletlerle milletleri savunmadan saldırgan teröristleri himaye altına almaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

General Dehgan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: Böylesi bir ortamda, ABD gelecekteki uluslararası düzende kendi rolünü sağlamlaştırmak için “ticarileşmiş güvenlik” politikası vasıtasıyla “küresel faşizm”in yeni bir versiyonunu uygulamaya çalışıyor. Bu tutumların neticesi ise İran, Rusya ve Çin ülkelerine karşı gerçek dışı bir korku ortamı yaratmaktır. Böylece ABD, bölgedeki askeri üslerini takviye edip çoğaltarak, Batı Asya, Doğu ve Güney Doğu Asya ile birlikte Doğu Avrupa’da soğuk savaş ortamı yaratıp güvenlik adına kendine servet toplamaya çalışıyor, ancak bu bölgeleri aynı zamanda en temel ihtiyaçları yani barış, istikrar ve güvenlikten yoksun bırakıyor.

Savunma Bakanı, konuşmalarında teröre karşı yeni bir düzenin oluşturulmasından bahsederek, “ABD’nin bölgesel savaş eğilimli politikalarının son bulması, İngiltere, Amerika ve Suudi Arabistan’ın terörü desteklemesinin durdurulması, Filistin halkının meşru haklarının resmiyete tanınması gibi önkoşullar etkisi altında gereksinim haline gelen çok kutuplu dayanışma temelli yeni bir düzenin oluşması, göz ardı edilemez” ifadelerini kullandı.

General Dehgan sözlerinin bir kısmında da şöyle dedi: İran’ın bölgedeki tarihsel rolünü önemsemeyen her türlü girişim, baştan beri yenilgiye uğramaya mahkumdur. ABD’nin Suriye, Irak, Lübnan ve Afganistan’da karşılaştığı art arda hezimetler de bu gerçeğin ispatıdır.