Hz. İmam Ali (a.s) Toplantı Merkezi'nde konuşan İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, savunma alanındaki hukukun ululslararası düzen çerçevesinde sahip olduğu köklerine değinerek, "İran gibi birçok ülkenin uyması gereken günümüzdeki küresel hukuk, bu ülkelerin isteği dışında 2. Dünya Savaşı'ndan galip çıkan ülkeler tarafından tasarlanıp uygulanmıştır ve tabii ki İran gibi ülkelere yönelik yapılan birer zulüm örneğidir" diye konuştu.
Tümgeneral Bakıri sözlerini şöyle sürdürdü: Bu yönde ülkelere yapılan bir diğer zulüm ise tanık olduğumuz kanunların bile kendileri tarafından uygulanmamasıdır; milletlerin isteğine saygı duymak, terörü desteklememe ve çoğunluğun oyunu kabul etmek gibi kavramlar, uluslararası hukukun kapsamına girerek sulta düzenine ait basın kuruluşları tarafından da sürekli gündeme taşınılıyor, fakat günümüzde bölgede bunlara uyumlu olarak hareket edilmediğini görüyoruz. Şimdi de Irak, Suriye, Yemen, Bahreyn ve Myanmar'da tanık olduğumuz olaylar ile birlikte Siyonist Rejim'in son yıllardaki davranışları, küresel hukukun bu ülkelerin bizzat kendileri tarafından çiğnendiğini ispatlıyor.
İran Devrim Muhafızları'nın Fars Körfezi'ndeki hareketliğinin yabancı medya organları tarafından çarptırıldığına da işaret eden Genelkurmay Başkanı, "Bir veya kaç ülkenin savaş gemileri, kapalı alan olan Fars Körfezi'ne girip kendi etraflarında sınır çizmeye çalışıyorlar. Böylece, onlara yaklaşan her şeyin izin alması gerekiyor. Bu mesele ise İran'ın ABD kıyılarına yakın bir bölgede gemilerini yerleştirerek geçmek isteyen herkesden izin almak zorunda olduğunu söylemesine benzer. Yani düşmanın bu tür girişimleri onların aç gözlülüğünü gösteriyor, halbuki Fars Körfezi'nde bir sürü petrol platformuyla çeşitli menfaatlere sahip olan İran'ın bu sularda özgürce dolaşması gayet doğaldır" ifadelerinde bulundu.
Nükleer anlaşmanın içeriğini de hatırlatan Tümgeneral Bakıri, sözlerine şunları da ekledi: Bu alanda aktif olan yetkililerimiz defalarca nükleer anlaşmanın İran'ın savunma alanıyla herhangi bir alakası olmayarak sadece nükleer başlık taşıma kabiliyetine sahip füzeleri kapsadığını vurguladı ki biz de buna katılıyoruz, fakat onlar her seferinde anlaşmayı diğer alanlara da bulaştırmak istiyorlar.