İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıları sonrası düzendeliği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Ruhani, nükleer anlaşmaya işaret ederek, “Eğer ABD bu anlaşmadan çıkarsa ülkemizin yararı için atacak adımlarımızın önündeki engeller kalkmış olacak ve rahat bir şekilde hareket edebiliriz” dedi.
Ruhani ilaveten, “Yeni ABD'li yetkililer nükleer anlaşmayı ihlal ederek İran'a zarar vereceğini düşünürlerse yanılıyorlar; aslında ABD’nin anlaşmadan çekilmesi İran'a zarar vermeyecek, bilakis onlar dünya kamuoyunun baskısı altında kalacaktır” ifadelerinde bulundu.
İran’a karşı yöneltilen terör suçlamaya ilişkin Cumhurbaşkanı Ruhani, bunun ilk olmadığını ve geçmişte de böylesi suçlamalar yaptıklarını açıklayarak sözlerine şöyle devam etti: ABD’liler ilk önce şu soruyu yanıtlamalı. Acaba El Kaide’yi kim oluşturdu ve DEAŞ’a kim destek sağladı? Irak krizinde ilk günden kim DEAŞ ile El Kaide’ye karşı durup bu ülkedeki onlarca kenti teröristlerden kurtardı? Bu sorulara cevap verildiği takdirde Trump’ın sözlerinin ne kadar doğru olup olmadığı ortaya çıkacaktır.
Ruhani, New York’ta Avrupalı üst düzey yetkililerle yaptığı görüşmelere dikkati çekerek, onların nükleer anlaşmayı tamamen desteklediklerini kaydetti.
ABD’nin nükleer anlaşmadan geri çekildiği zaman İran’ın yapacağı girişimlerle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Ruhani, İran’ın atacağı adımın AB’nin izleyeceği tutuma bağlı olduğunu belirtti.
“Eğer ABD nükleer anlaşmadan çıkarsa, İran santrifüjlerni tekrar kullanacak mı? Sorusu üzerine Ruhani, nükleer silah üretiminin masada olmadığının altını çizerek ABD Başkanı’nın ileri sürdüğü sözlerinin ifitiradan ibaret olduğunu belirtti.
Hasan Ruhani bu konuya ilişkin, “Seçeneklerden biri, İran'ın yeniden uranyum zenginleştirme işlemine başlaması olabilir” açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Ruhani, İran hükümetinin nükleer anlaşma çerçevesinden tamamen ayrı, yeni bir diplomatik çerçeve içinde ABD hükümetiyle buluşması mümkün olup olmayacağına dair sorulan bir soruya, “Bunun gerçekçi olduğunu düşünmüyorum zira uzun yıllar boyunca bir anlaşma üzerinde konuştuk ve son yıllarda ABD de dahil olmak üzere P5 + 1 ülkeleri ile çok karmaşık ve kapsamlı bir görüşme yaptık ve yapılan yıllarca müzakereler sonucu bir anlaşma gerçekleşti. Amerikalılar hala anlaşmadan uzaklaşmak için mazeret arıyorlar.