İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, “Amerika dış politikası krizde” başlıklı bir yazı ele aldı.
ABD’nin nükleer anlaşma da dahil bazı uluslararası sözleşmelerden geri çekildiğini hatırlatan Zarif yazısında, “Washington yönetimi, bu girişimlerle Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA), serbest ticaret sistemi ve BM bünyesinde yer alan bazı kuruluşları tehlikeye sokmuştur” dedi.
Zarif’in yazısında şu ifadelere yer verildi:
“Geçtiğimiz 21 Mayıs 2018’de yeni ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo müdahale amaçlı sözler, asılsız ve çirkin iddialarla İran ile ilgili çok tehdidkar açıklamalarda bulunarak uluslararası normlar ve hukuka aykırı olan isteklerini (12 şart) öne sürdü. Bu konuşmada Pompeo’nun ileri sürdüğü 12. şart çok gülünçtü; zira Amerika çok taraflılığı zedeleme yönündeki çalışmalardan dolayı yalnızlaşmıştı.
ABD Başkanı ve Dışişleri Bakanı’nın İran’la ilgili öne sürdükleri boş ve yalan iddialarını redderken ABD liderlerinin dikkatini dış politikasının tüm uluslararası topluma zarar veren bazı yönlerine çekiyorum:
1- ABD Başkanı'nın mantık dışı davranışları ve kararları iç ve dış kamuoyunu ikna etmek için gerekçe bulma çabası son 17 ayda Washington'daki karar verme sürecinin damgasını oluşturmaktadır.
2- ABD yönetimi bu dönemde bazı dış politikalarından tavız vermiştir. Örneğin ABD Başkanı’nın ilk yurt dışı ziyareti seçim kampanyalarında ‘terör destekçisi’ olarak hitap etti ülkeye yapılmıştır.
3- Uluslararası yasalara aldırmama ve uluslararası sistemdeki herhangi bir hukuk kuralını zedeleme girişimleri, ABD dış politikasının bir başka önemli yönüdür.
4- Boş hayallere kapılma ABD’nin önemli dış politikasıdır. Bu tavır özellikle Batı Asya bölgesiyle ilgili olarak yürütülmektedir. ABD’nin gayri meşru Kudüs kararı ve İsrail’in Gazze ile Suriye saldırısını desteklemesi bu politikanın belirgin özelliğidir.
Gerçek şu ki, ABD hükümetlerinin son 70 yıl içinde uluslararası hukuku görmezden gelerek İran'la ikili ve çok taraflı anlaşmaları büyük ölçüde ihlal etmekle sorumlu tutulmaları gerekiyor.
İran halkı ve hükümetinin ABD yönetiminden kısa bir talep listesi şunlardır:
1- ABD Hükümeti, İran'ın bağımsızlığına ve egemenliğine saygı göstermeli. 1980 Cezayir Antlaşması kapsamında İran konusundaki müdahalelerini sona erdireceğini garanti etmelidir.
2- ABD hükümeti, İran ve diğer ülkelerle ilgili uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Tüzüğü'nün ilkelerine aykırı olan ve zorbalık içeren tehdidkar politikasını resmi olarak bir kenara bırakmalı.
3- ABD hükümeti, uluslararası hukukun temel ilkesi olan İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti'nin dokunulmazlığına saygı göstermelidir.
4- ABD hükümeti, geçtiğimiz yıllarda İran halkına karşı yaptığı gayri meşru eylemlerini kabul edip verdiği zararları telafi etmelidir.
5- ABD, İran halkına karşı son 40 yıldır uyguladığı ekonomik politikasını durdurmalı ve zalimce yaptırımlarını sona erdirmeli.
6- ABD hükümeti, İran'a doğrudan veya dolaylı olarak zarar veren nükleer anlaşma kararından vazgeçmeli.
7- ABD yönetimi Afganistan ve Irak başta olmak üzere bölgedeki askeri güçlerini geri çekerek müdahalaci tavrına son vermeli.
8- ABD, terör örügtü DEAŞ ve diğer radikal grupların oluşturulmasına yol açan politika ve eylemlerini sona erdirmeli.
9- ABD hükümeti, Yemen'deki işgalcilere silah tedarik etmeyi bırakmalı ve masum Yemen halkına yönelik yapılan saldırılarda işbirliği yapmamalı.
10- Amerika , Siyonist Rejimi’ne verdiği sınırsız desteği durdurmalı. Uluslararası hukuka saygı göstererek, bu rejimin apartheid politikasını ve insan hakları ihlallerini kınamalı. Bunun yanı sıra Filistin halkının meşru hakını pratik bir şekilde savunmalı.
11- ABD, dünyanın önemli bölgelerine özellikle Batı Asya bölgesine yüzlerce milyar dolarlık ölümcül silah satmayı bırakmalı.
12- Washington yönetimi, Ortadoğu’da nükleer silaha sahip olan işgalci İsrail rejimini silahsızlandırmaya zorlamalı.
13- Amerika, uluslararası hukukun en önemli kuralı ve medeni insan ilişkilerinin temeli olan taahhütlere bağlılık ilkesini riayet edeceği konusunda uluslararası kamuoyu ve imza atan taraflara söz vermelidir."