54. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın danışmanı olan Prof. Dr. Mete Gündoğan, Mehr Haber Ajansı’ndan Murtaza Kerimi’ye Türk Lirası'nın değer kaybı nedenlerini değerlendirdi.
1. Dış güçlerin ekonomik baskısı neden TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesine sebep oluyor? Bu hususta ne düşünüyorsunuz?
Türkiye özelini düşündüğümüzde, aslında dış güçlerin ekonomik baskısı diye bir şey yok. Türkiye 2001 krizi sonrası ekonomi politik modelini yanlış kurguladığı için kendisine karşı bir yumuşak karın oluşturdu. İşte şimdi o yumuşak karından sert girişler yapılıyor.
Özetle şöyle tasvir edebiliriz. Türkiye uzun yıllar dövizi baskıladı. Dövizin özellikle de doların 1 dolar = 1 TL olacak şekilde kalmasına gayret etti. O sıralarda Batı finans sistemi çökmüştü. Küresel finans krizi yaşanıyordu. Hala da yaşanıyor. İşte Türkiye tam o sıralarda dolar üzerinden yüksek faizlerle borçlandı. Özel sektörün de borçlanma yolunu açtı. Dünya piyasalarında negatif faizlerden bahsedilirken bizler ülkemizde dolar üzerinden %6-7 lerle borçlandık. Veya borçlandırıldık. Alınan borçların büyük bir kısmı da duran varlıklara yatırıldı. İnşaat sektörüne yatırıldı. İnşaat sektöründe para hızlı dönmez. Şimdi gelinen noktada para dönmüyor ama borçların geri ödeme zamanı geldi. Borçlar da dolar üzerinden olduğu için dolara talep arttı. Talebi artan malın fiyatı artar. Dolayısıyla dolar yükseliyor.
2. Sizce Türkiye’de döviz kurunun yükselişi ne zaman kadar devam edecek? Veya ne zaman TL’nin değer kaybı önlenecek?
Tabi bölgesel ve uluslararası gelişmeleri de eklediğimizde riskler daha da arttığı için doların yükselişi daha da devam edecektir. Güvensizlik ve belirsizlik önemli iki kavramdır. Bu ortamda iyileştirilmesi gereken en önemli kavramlar bunlardır. Ayrıca, içinde bulunduğumuz finans sistemi Borca Dayalı Para Sistemi’dir. Kısaca buna BDPS diyoruz. BDPS’nin de lağvedilmesi gerekir. Bunlar yapılmadan TL’nin değer kaybı önlenemez.
3. Sizce Ankara-Washington arasındaki ortak çıkarların önemi ABD’nin bu ekonomik savaşını durdurabilir mi? Nasıl?
Zannetmiyorum. Bu konu sadece ortak çıkarları ilgilendiren bir konu değildir. Washington’da direksiyonun başında ne yapacağı çok da tahmin edilemeyen bir çılgın var. Bunun için çok dikkatli olmak zorundadır.
Dahası, Türkiye bölgenin asli devletlerinden biridir. ABD’nin varlığı geçicidir. Konjonktüreldir. Türkiye her türlü senaryoya hazır olacak şekilde bölge ülkeleri ile iyi ilişkiler geliştirmelidir.
4. İran, Türkiye, Çin ve Rusya gibi ülkeler nasıl bir ekonomik birlik kurarak, Trump’ın ticaret savaşına karşı çıkabilir?
Mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı için iyi bir protokol oluşturabilirler. Bunun için öncelikle bir serbest ticaret komisyonu oluşturmalıdırlar. Bu komisyon ila nihaiye bölgede yeni bir ortak para birimi oluşturuncaya kadar gerekli bütün teorik ve pratik çalışmaları yapmalıdır. Bu çalışmalar öyle uzun uzadıya sürecek çalışmalar da değildir. Günümüz teknik ve teknolojik imkânlarıyla bir iki yıl içerisinde bölgede mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı başlayabilir. Böyle bir süreç, Amerika’nın bölgesel şer etkisine vurulacak en büyük darbe olur.
Hâlihazırda bu bahsettiğiniz bütün ülkelerdeki para sistemi BDPS dir. Bunun da hepsinde lağvedilmesi gerekir. Batı düşünce ürünü olan bu sistem artık çökmüş bir sistemdir. Bunun yerine bütün bölge ülkeleri Taban Ekonomisi Sistemi oluşturabilir. Doğal İktisat Döngüleri kurabilir. Bunlar yapılamayacak şeyler değildir. Yeter ki gerekli arzu ve istek yerinde olsun.