Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İran kararıyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklmada, “Tahran olarak Birleşmiş Milletler'in temel dayanağı olan Uluslararası Adalet Divanı'nda ABD'nin yasadışı bir şekilde nükleer anlaşmadan çekilerek İran'a yönelik yaptırımları geri getirmesine ilişkin alınan kararı memnuniyetle karşılıyoruz” ifadesine yer verildi.
Yazılı açıklamada, “UAD’nin oybirliğiyle aldığı karar, İran İslam Cumhuriyeti'nin meşruiyetinin ve ABD’nin İran halkına karşı uyguladığı yaptırımların yasadışı ve acımasızlığının açık bir göstergesidir” belirtildi.
İran’la yapılan nükleer anlaşmayı onaylayan BM Güvenlik Konseyi 2231 nolu kararının Uluslararası Adalet Divanı tarafından da kabul edildiği kaydedilen açıklamada, İran’ın bu kararla ilgili UAD ile aynı görüşte olduğu bildirildi.
Söz konusu açıklamada, “Uluslararası Adalet Divanı tarafından çıkarılan karar, ABD hükümetinin izlediği yanlış politikalar ve diğer ülkelere yönelik aşırı isteklerden ötürü günden güne izole bir hale geleceğini göstermektedir. Bu devlet, kötü alışkanlığı olan diğer ülke halklarına karşı uyguladığı zalimce ve gayrimeşru yaptırımlarından vazgeçerek uluslararası toplumda sorumluluk sahibi ve normal bir ülke haline dönüşmeli” işaret edildi.
Uluslararası Adalet Divanı (UAD), bugün ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarının askıya alınmasıyla ilgili İran'ın tedbir talebini kabul etti.
UAD'den yapılan açıklamaya göre, ABD’nin sivillerin hayatını tehlikeye atan İran’ın havacılık sektörüne uygulanan yaptırımların yanı sıra tarımcılık ile ilaç ürünlerine yapılan kısıtlamalar kaldırılmalı.
Bu açıklmada, "ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle birlikte ticaret ile bankacılık alanında İran'a yönelik kısıtlamaları yeniden uygulama kararı, iki ülkenin 1955'te imzaladığı dostluk anlaşmalarına göre İran'ın bazı hakları sınırlanabilir" denildi.
ABD Başkanı Donald Trump, 8 Mayıs'ta ülkesini nükleer anlaşmadan çekerek, İran'a yönelik yaptırımları geri getirmişti.
Bunun üzerine İran yönetimi, ABD'nin tek taraflı yaptırımlarının iki ülke arasında 1955 yılında imzalanan "Dostluk Anlaşması"nı ihlal ettiği gerekçesiyle UAD'de dava açmıştı.