Yeni Şafak'ta yer alan habere göre, Belçika'nın başkenti Brüksel'de Avrupa Birliği (AB) binalarının bulunduğu alanda polis, aşırı sağcı ve göç karşıtı bine yakın göstericiye göz yaşartıcı gazla müdahale etti.
Fas'ın Marakeş kentinde 10 ve 11 Aralık'ta düzenlenen, 164 ülkenin katıldığı uluslararası konferansta imzalanan BM Küresel Göç Sözleşmesi'ne destek veren ve karşı çıkan gruplar Brüksel'de protestolar gerçekleştirdi.
Milliyetçi ve aşırı sağcı Flaman derneklerinin "Marakeş'e karşı yürüyüş" çağrısıyla AB kurumlarının bulunduğu Schuman Meydanı'nda bin civarında kişi toplandı. Başbakan Charles Michel'i istifaya çağıran, hükümet ve göç karşıtı sloganlar atan grup, Flaman bayrakları taşıdı.
Çevreye ses bombaları fırlatılan ve meşaleler yakılan protestolarda, Belçika'da aşırı sağcı ve ırkçı politikalarıyla tanınan Flaman Menfaati (Vlaams Belang) partisinin İslam karşıtı liderlerinden Filip Dewinter de konuşma yaptı. Geçen yıl Brüksel Merkez Camisi önünde Kur'an-ı Kerim sayfalarını yırtarak büyük tepki çeken Dewinter, Hollanda'nın ırkçı Özgürlükler Partisi (PVV) lideri Geert Wilders ile de yakın ilişki yürütüyor.
Grubun taşkınlık yapması ve dağılmaması üzerine polis, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale etti. Bazı göstericiler, bunun üzerine AB Komisyonu binasına girmeye çalıştı.
Öte yandan, Belçika'da faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve derneğin sosyal medya üzerinden yaptığı çağrı üzerine yüzlerce kişi öğle saatlerinde Brüksel'in merkezi yakınında bulunan Rue du Congres Caddesi'nde buluştu.
Göstericiler, Belçika'nın Küresel Göç Sözleşmesi'ni imzalamasına destek verdi. Göçmenlere destek sloganları atan göstericiler, "Faşistler dışarı" yazılı afişler taşıdı. Buradan özellikle göçmenlerin yoğun bulunduğu Maximilien Park'a yürüyüş düzenledi.
Fas'ın Marakeş kentinde 10 ve 11 Aralık'ta düzenlenen, 164 ülkenin katıldığı uluslararası konferansta imzalanan BM Küresel Göç Sözleşmesi, ülkelerin çoğunluğunun oyuyla kabul edilmişti.
Uluslararası göçün düzenlenmesi için hazırlanan Küresel Göç Sözleşmesi, yasal göç, göçmen hakları ve insan kaçakçılığıyla mücadele gibi konularda dünya çapında ortaklık zemini oluşturmayı amaçlıyor.
Sözleşme, insan hakları ve ulusal egemenlik başta olmak üzere ülkelerin göçle başa çıkmasına yardımcı olmayı, göçmenlerin topluma entegrasyonu gibi konuları kapsıyor. Toplamda 23 hedefin yer aldığı sözleşmeyle, devletler arası iş birliğiyle ülkelerin egemenlik hakları da dikkate alınarak göçün yasal, güvenli ve düzgün bir hale getirilmesi amaçlanıyor.