Türkiyeli Afrika uzmanı Ömer Fatih Özkan, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’ye yönelik gösterilerle ilgili Mehr Haber Ajansı’na verdiği röportaj’da, Mısır’da yeni bir devrimin gerçekleşme ihtimalinden söz etmenin gayet normal olduğunu söyledi.

Mısırlı işadamı Muhammed Ali’nin Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’nin yolsuzlukları ile ilgili yaptığı açıklamalarının ardından kısa bir süre sonra Sisi’ye karşı hiç beklenmedik protesto gösterileri yapıldı.

20 Eylül'de, Mısır'ın birçok kentinde sokağa inen protestocular Abdülfettah Sisi hükümetine karşı sloganlar atarak ona istifa çağrısında bulundu. Kısa sürede Devlet Başkanı Sisi aleyhinde protesto yapanlardan en az 2 bin kişi gözaltına alındı. Çok sayıda gözaltıya rağmen protestocuların sesi daha gür çıkmaya başladı.

Türkiyeli Afrika uzmanı Ömer Fatih Özkan konuya ilişkin Mehr Haber Ajansı'na verdiği mülakatta, Mısır’da yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

1-Bildiğimiz gibi Mısır bir haftadan fazladır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Sisi’yi eleştiren videoların paylaşılmasından sonra gerçekleşen gösterilerle sarsılıyor. Sizce bu gösterilerin arkasında ne yatıyor?

Protestolar, işadamı Muhammed Ali’nin internete yüklediği videolar ile başladı. Muhammed Ali videolarda Devlet Başkanı Sisi ve Mısır ordusunun üst düzey komutanlarının yolsuzluk içinde olduğunu iddia etti. Mısırlı işadamı, suçlamalarında ayrıntılara yer verdiğinden iddialar ilgi gördü ve sosyal medyada hızla yayıldı, yayılmaya da devam ediyor. Protestoların yoğunlaştığı esnada Sisi, Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantıları için New York’ta bulunuyordu, gösterilerin abartılmaması gerektiğini söyledi ancak Mısırlılar Sisi’ye karşı sokaklara çıkmaya devam ediyor.

Öte yandan Mısır’da muhalefet, insan hakları, düşünce özgürlüğü, yargı bağımsızlığı, cezaevlerindeki mahkumların yaşam şartlarının iyileştirilmesi ve ülkeye yeniden demokrasinin getirilmesi gibi temel hak ve özgürlükler konularında darbe ile işbaşına gelen Sisi yönetimini ciddi anlamda eleştiriyordu. Mısır’da ilk defa seçimle gelen Muhammed Mursi’nin devrilmesi sonrasında yönetimi ele geçiren Sisi’nin ülkedeki muhaliflere yönelik baskı ve yıldırma politikası bugüne kadar artarak devam etti. Gösterilerin bu temeller üzerinde şekillendiğini söyleyebiliriz.

2-Bazı siyasi analistler Mısır’da Cumhurbaşkanı Sisi karşıtı gösterilerin büyüyeceğini kaydediyorlar. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Eylemlerin henüz çok büyük çapta olduğu söylenemez ancak son sekiz yılda iki kez sokak gösterileri ile yönetim değiştirmiş bir halkın, baskıya karşı direnmesi ve gösterilerin ülke geneline yayılması ihtimali Sisi yönetiminin endişesini arttıracaktır. Bu yüzden Mısır’da ilerleyen dönemlerde yönetimin endişe ve korkuya kapılıp daha sert önlemler alma yolunu seçmesi halkın daha fazla reaksiyon göstermesine neden olabilir ve dolayısıyla gösteriler ülke çapına yayılabilir. Diğer taraftan Mısır’da siyasi ve askeri anlamda istikrarsız bir dönemin başlangıcını tetikleyebilir. Darbenin ardından sessizliğin bozulması, Muhammed Mursi’nin vefatı sonrası halkın ilk defa Sisi’ye karşı sokaklara inmesi ve tepkilerin sosyal medya aracılığıyla daha da genişlemesi, gösterilerin ilerleyen günlerde de devam edeceğini gösteriyor.

3-Sizce Mısır’da sokaklara inen göstericilerin protestolarına devam etmesi bu ülkede yeni bir devrimin gerçekleşmesine zemin hazırlar mı?

Batılı ülkelerin tam desteğini almasına rağmen, başta Müslüman Kardeşler üyeleri olmak üzere tüm muhaliflere yönelik baskılar, insan hakları ihlalleri ve keyfi uygulamalar, Sisi rejiminin toplumsal düzeyde kabul görmemesine neden oldu. Toplumsal anlamda otoritesi iyice bozulan Sisi izlediği ekonomi politikalarıyla da eleştiri oklarını üzerine çekmiş durumda. Dış politikada ise bölgede etkin bir görüntü çizmeye gayret eden Sisi yönetiminin pek başarılı olduğu söylenemez. Başarısız yönetimin, muhaliflere uygulanan baskıyla bir araya gelmesi toplumun tepkisinin artmasına neden oldu. İlaveten aradan geçen altı yıla rağmen Sisi’nin halen meşruiyetinin sorgulanığı da bir gerçek. Tüm bunları değerlendirdiğimizde Mısır’da yeni bir devrimin gerçekleşme ihtimalinden söz etmemiz gayet normal ancak gösterilerin ilerleyen dönemlerde nasıl bir boyuta ulaşacağı, ciddi boyutlara ulaşırsa Sisi yönetiminin bu duruma nasıl tepki gösteceği çok önemli. Öte yandan Müslüman Kardeşler hareketinin siyasi bir aktör haline gelmesi ABD, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri açısından ciddi bir tehdit olarak görülmüştü. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Müslüman Kardeşlerin bölgesel bir güç haline gelmesini kendi çıkarları açısından bir risk olarak görmüşlerdi. Bu ülkelerin de sürece ne şekilde dahil olacakları ayrı bir önem taşıyor.

4-Size göre, Sisi bu gösterileri nasıl karşılıyor ve bu meseleyi nasıl çözebilir?

Protestoların yoğunlaştığı esnada Sisi, Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantıları için New York’ta bulunuyordu. Sisi gösterilerin abartılacak boyutta olmadığını söylemişti ancak medyayı eline geçirmiş, muhalefeti baskı altına almış ve ülke içinde neredeyse yok etmiş Sisi’ye karşı İspanya’da yaşayan bir işadamının sosyal medyada paylaştığı videolar üzerine halkın bir araya gelmesi, Sisi’nin iktidarı adına endişelenmesi için yeterli.

Meselenin çözümü ise artık Sisi’nin elinde olan bir durum değil. Hüsnü Mübarek’in devrildiği 2011 yılından günümüze kadar yaşanan gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda ülke siyasetinin baskıcı bir hal aldığı ortada. Hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, insan hakları ihlallerinin yaygınlaştığı ve rejimin keyfi düzenlemelerle ülkeyi yönettiği Mısır, demokratik anlamda yerle bir olmuş durumda. Meşruiyeti 6 yıldır tartışılan, baskıcı ve ayrıştırıcı politikalarıyla toplumsal desteği giderek kaybeden Sisi’nin Mısır için bir çözüm ortaya koyması beklenemez.