Mehr Haber Ajansı'na röportaj veren İran Siyaset Alanı Uzmanı Dr. Yeşim Demir, Almanya, İngiltere ile Fransa'nın İran'la ticareti kolaylaştırmak ve Avrupalı şirketleri ABD'nin yaptırımlarından korumak için kurduğu INSTEX mali kanalı değerlendirdi.

Azar MAHDAVAN: Son günlerde E3 ülkeleri Almanya, İngiltere ve Fransa’nın İran'la ticareti kolaylaştırmak için kurdukları Ticareti Destekleme Enstrümanı’na ( INSTEX şirketi) Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Norveç ve İsveç’in de katıldığı bildirildi.

Bu haberi INSTEX'in yavaş yavaş yaygınlakmasının göstergesi olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu konuyla ilgili akla gelen ilk soru şudur: INSTEX ABD'nin İran'a karşı uyguladığı yatırımları ne kadar etkileyebilir?

Konuyu araştıran Mehr Haber Ajansı muhabiri  İran Siyaset Alanı Uzmanı ANKA Enstitüsü Danışma Kurulu Üyesi Dr. Yeşim Demir'e sordu.

1- Bildiğiniz gibi İran, ABD yaptırımlarına karşı Avrupalı şirketlerle oluşturduğu Ticareti Destekleme Enstrümanı’na ( INSTEX şirketi) sistemine 6 Avrupa ülkesi daha katıldı. Peki, İNSTEX, ABD’nin İran'a yönelik uyguladığı yaptırımları ne kadar etkileyebilir?

ABD Başkanı Donald Trump’ın Mayıs 2018’de tek taraflı olarak Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan (KOEP) çekilmesinin ardından, P5+1 nükleer anlaşmasına taraf ülkelerin İran ile finansal kanalları açık tutma konusunda kararlı olduğunu vurgulayan Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Fransa, Almanya ve İngiltere, yaptıkları ortak açıklamada, ABD’nin İran’a tekrar yaptırım uygulama kararı nedeniyle derin üzüntü duyduklarını beyan etmişlerdir. Açıklamada bu anlaşmanın aynı zamanda Avrupa’nın, bölgenin ve tüm dünyanın güvenliği için kilit öneme sahip olduğu kaydedilmiştir.

Trump yönetiminin yaptırımları fiilen uygulamasından hemen önce İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri ortak yazılı bir açıklama yaparak; İran'a yaptırım uygulamayacaklarını ifade etmiş ve İran'la meşru çerçevede ekonomik ilişkileri bulunan Avrupalı firmaların arkasında oldukları hususunu kamuoyuna duyurmuşlardır. 

AB’nin, ABD yaptırımlarına rağmen İran ile ticari ilişkilerini geliştirme konusunda kararlı olduğu bu açıklamalardan da açıkça görülmektedir. ABD kontrolünde ve merkezi Belçika'da bulunan SWIFT'in, bazı İran bankalarının bu sisteme erişimini askıya alması neticesinde sistem tartışmaya açılmıştır. Öncelikle SWİFT, uluslararası işlemlerin büyük çoğunluğu için güvenli mesajlaşmayı sağlayan, bankalar için küresel postane gibi işleyen bir sistemdir. Bu sistemden İran'ın çıkarılmasının, onu neredeyse tamamen küresel finansal sistemden izole etmekle eşdeğer olduğuve bu durumun İran ekonomisi için ciddi sonuçlar doğuracağı uzak bir tahmin değildir. İran'a yönelik yapılan bu uygulamayı, AB ülkeleri kendileri için de tehdit olarak algılamaktadırlar. Bu nedenle AB, finansal özerkliklerini güçlendirme adına ABD'den bağımsız ödeme kanalları olarak bir Avrupa Para Fonu ve bağımsız bir SWIFT sistemi kurma fikri üzerinde yoğunlaşmış ve bu kapsamda 28 Haziran 2019’da İngiltere, Fransa ve Almanya; ABD doları kullanılmadan İran ile doğrudan ticaret yapabilecekleri INSTEX (Ticareti Destekleme Enstrümanı) olarak bilinen ticari mekanizmayı kurmuşlardır.

AB, ABD’nin en büyük ticaret ve finans ortaklarından biri olması nedeniyle doğal olarak ABD'nin İran'a yönelik uyguladığı yaptırımlardan doğrudan etkilenmektedirler. ABD'nin küresel ekonomiye hakim olması AB ve diğer ülkeleri ABD'ye bağımlı kılmaktadır. ABD'nin ikincil yaptırımlarının baskısını iyice hissetmeye başlayan AB ülkeleri, yaptırımlar karşısında dayanaklılıklarını artırmak amacıyla 7 Ağustos 2018’de “Blokaj Durumu”nu güncellenmiştir. "Blokaj Durumu" denilen yasa 1996 yılında AB tarafından ABD'nin Küba, Libya ve İran'a karşı uyguladığı yaptırımları etkisiz hale getirmek için çıkarılmıştı. Daha önce hiç uygulanmamış olan bu yasa sayesinde Avrupalı şirketlerin, ABD yaptırımlarından korunması amaçlanmıştır.

Öncelikle INSTEX’in ne olduğuna bakalım…

INSTEX, ABD’nin hakim olduğu küresel finans sistemine alternatif bir sistem olarak nitelendirilebilir. Bu sistem, AB ülkelerine İran ile ticaret yapma kolaylığı sağlamak üzere kurulmuş olup bu sistem sayesinde ticari işlemler ABD doları ile yapılmayacağından dolayı bu işlemlerin ABD yaptırımlarından da etkilenmemesini kolaylaştıracaktır. Bu sistemde parasal işlemler yerine takas yöntemi uygulanacaktır.

Bu sisteme kaynak olarak şimdiye kadar birkaç milyon EURO ayrılmış ve bu miktarın sadece ABD’nin yaptırım paketi dışında tutulan gıda ve tıbbi malzemelerin alım satımı için kullanılması planlanmıştır. Söz konusu kaynağın kullanımı, İran’ın temel ticari argümanı olan petrol ve türevlerinin alım satımı için geçerli değildir. Yani bu durumda AB, hem ABD’yi kızdırmak istemiyor bir taraftan da İran ile ticari ilişkilerine devam etmek istiyor. Ancak İran’ın bu durumdan memnun olması beklenmediği gibi ABD yaptırımları nedeniyle satamadığı petrole karşılık AB’den talep ettiği 15 milyar dolar  krediyi alması da bu şartlarda pek mümkün görülmemektedir.  

AB’nin genel anlamda ekonomik durumuna şöyle bir baktığımızda vaziyetin aslında çok da iç açıcı olmadığı görülmektedir. Bu nedenle AB’nin tamamen ABD ile finansal ilişkilerden çekilmesi pek mümkün bulunmamakla birlikte çok az devlet İran ile ticari ilişkilerini devam ettirme cesaretini gösterebilmektedir. Nihayetinde ödeme sisteminin yaygınlaştırılması ve katılımcı ülkelerin artması INSTEX’in başarısını gösterecektir.

E3 ülkeleri dışında 6 ülkenin daha sisteme katılması INSTEX’in genişlediğini ve güçlendiğini göstermektedir. Tabi bu sisteme eğer Rusya ve Çin de dahil olursa petrol ve türevlerinin de satışı daha kolaylaşacaktır. 

2- INSTEX sistemi işlerlik ve yaygınlık kazanması durumunda ABD dolarının küresel pozisyonunu zayıflatabilir mi?

AB ülkeleri güvenilir bir sistem kurgulama ve uygulama yolunda istikrarı yakalayabilirlerse, ABD’nin küresel ekonomi üzerindeki egemenliğini sarsabilirler. Bu sistem, ABD’nin uyguladığı ve ikincil yaptırımlara maruz bırakılan AB ülkelerini yaptırımları aşma konusunda cesaretlendirebilir. AB, İran ile yapılacak ticarette INSTEX’in güvenilir bir sistem olduğunu dünyaya kanıtlayabilirse bu sisteme dahil olmak isteyen devlet sayısı da otomatik olarak artacaktır. 

INSTEX tek başına ABD dolarının küresel gücünü aşağı çekemez, EURO’nun değeri ne kadar yükselirse yükselsin doların yerini alması zor olacaktır. AB içindeki güçlü devletlerden Almanya, Fransa gibi ülkelerin çabasıyla EURO’nun gücü ve bu para birimine olan güveni artıracak girişimlerde bulunulması gerekmektedir. Ancak bu durumda, yani dolara alternatif bir ödeme aracı geliştirmeleri halinde yaptırımların olumsuz etkilerini en aza indirgeyebileceklerdir.

Bu sistem ile ABD’ye olan bağımlılık azalacak ve uluslararası ticari ilişkilerin gelişmesi sayesinde ekonomi alanında çeşitlilik sağlanacaktır. 

3- Türkiye, INSTEX'e üye olabilir mi? 

ABD’nin yaptırım tehdidi ve yaptırım uygulamaları, bölgedeki ülkeler kadar Türkiye’yi de yakından ilgilendirmektedir. Türkiye’nin hem İran ile hem de AB ülkeleri ile siyasi ve ekonomik çıkar ilişkileri mevcuttur. Türkiye, ihracatının neredeyse yarısını AB ülkeleri ile gerçekleştirmektedir. Bu durumda gerek İran ve gerekse AB ile sürdürülen ticari temas ve ilişkiler nedeniyle Türkiye’nin de INSTEX’ e girmek için gerekli girişimlerde bulunması gerekmektedir.

İran, Türkiye’nin önemli komşularından biri ve iki ülke arasında güçlü ekonomik bağlar var. Ancak son yaptırımlar nedeniyle Türkiye-İran arasındaki ihracat ve ithalatın düşmesi Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilemiştir. Bu etki bir anlamda Türk ekonomisinin küresel ekonomiye bağlı olmasından da kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin, ABD’nin söz konusu yaptırım karar ve uygulamalarına karşı takındığı tavır ile yaptırım kararlarına rağmen İran’la komşuluk ve geçmişten gelen yakın ilişkiler münasebetiyle ticari ilişkilerine devam edeceği yönündeki beyan ve uygulamaları olsa da INSTEX’e girmesi komşuları ile ticari işlemlerini kolaylaştıracaktır.

4- Avrupa Birliği ve Avrupalı imzacı ülkelerin İran'la yapılan anlaşmayı uygulamada pasif davranmıştı. Avrupa'nın kurduğu mali kanal INSTEX konusunda da böyle davranacağına mı tanık olacağız?

Aslında üye ülkelerin INSTEX adımı, ABD’nin ekonomik ve siyasi alandaki üstünlük taslayan dayatmacı anlayışına karşı verilen bir cevap olarak yorumlanabilir. Bu sistem, yaptırım tehdidiyle karşı karşıya kalan hem AB hem de İran ile ticaret yapan tüm devletler için bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

E3 ülkeleri başta olmak üzere AB, bu sistemle İran’ı nükleer anlaşma içinde tutmaya çalışmaktadır. AB pasif davrandığı imajını yok etmek için en başta İran’ın güvenini sağlamalı ve karşılıklı olarak güven krizi çözülmelidir. Çünkü İran, yaptırımlarla sıkışmış olmasının sorumlusu olarak ABD ile birlikte INSTEX’in kurulmasını geciktiren AB’yi görmektedir. AB’de yukarıda da belirttiğimiz üzere İran’ın uluslararası mali normlara (kara para aklamama ve terörü finanse etmeme) uymasını beklemektedir.