İran Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Korgeneral Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Genel Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis, 3 Ocak'ta ABD tarafından Bağdat Havaalanı'nda suikasta uğardı.
Olayın ardından İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, yayınladığı mesajda, Korgeneral Süleymani ve beraberindeki şehitlerin kanına ellerine bulayan canilerden ağır intikam alınacağını vurguladı.
Bunun ardından 8 Ocak günü sabahın erken saatlerinde İran, Irak’ta ABD askerlerinin konuşlu olduğu Ayn el-Esad üssüne onlarca balistik füzeyle operasyon düzenlendiğini bildirildi.
Mehr Haber Ajansı muhabiri, konuyu İran Siyaset Alanı Uzmanı ANKA Enstitüsü Danışma Kurulu Üyesi Dr. Yeşim Demir'e sordu.
İşte Yeşim Demir'in Mehr'e verdiği cevaplar:
1_ ABD Başkanı Donald Trump'ın talimati üzerine Bağdat'ta İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Korgeneral Kasım Süleymani'yi hedef alan saldırı dünya gündeminde geniş yer buldu. Bazı uzmanlar azil soruşturmasıyla karşı karşıya kalan Trump'ın İran'la olan gerilimleri yükselterek iç sorunlarını marjinalleştirmek istediğini öne sürüyorlar. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bağdat'taki ABD büyükelçiliğine yönelik saldırı olayların başlangıç kıvılcımı oldu. Tam da ABD seçimlerine giden süreçte. ABD'nin 1980'de Tahran büyükelçiliğinin basılmasının ardından yaşadığı tecrübe ile hareket eden Trump, Başkan Carter gibi kayba uğramak istememiştir. Trump'ın bu olayı hem azil sürecinin üstesinden gelmek hem de seçime giden süreçte iç politika aracı olarak kullanacağı açıktır. Yine de azil süreci için Trump'a bir avantaj sağlayacağını düşünmüyorum. Trump her ne kadar ülkeyi gereksiz yere savaşa sürüklediği yönünde tepkiler alsa da büyükelçilik baskınını, ABD topraklarına saldırı ve haysiyet meselesi olarak sunarak misilleme yaptığını ileri sürmek üzere milliyetçi ve İran karşıtı kesimin desteğini alacaktır. Ancak, önce Amerika diyerek Ortadoğu'dan çekilme sözleri veren Trump'ın tam da seçimlere giden süreçte ülkeyi Ortadoğu'da yeni bir çatışma ortamına sürüklemesi, bölgeye asker göndermesi ve burada İran'ın vekil güçleri ile çatışmaya girerek uğrayacağı asker kaybı ve askeri maliyetlerin artması sandıkta cezalandırılmasına da sebep olabilir. Ayrıca bu gerginlik sonucu petrol ve gaz fiyatlarının artması da Trump'ı sandıkta zora sokabilir.
ABD ile İran arasında bölgeyi de kapsayacak şekilde bir savaş çıkar mı bilinmez ancak, seçimlere kadar iki ülke arasındaki gerginlikler ve eylemler Trump'a fayda sağlayabilir.
2- Korgeneral Süleymani, İranlı bir yetkili olarak Irak hükümetinin daveti üzere bu ülkeye gittiği sırada ABD tarafından suikasta uğradı. Siz bu konuyu uluslararası hukuk açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu uluslararsı hukuka aykırı değil mi?
Uluslararası hukukta güç kullanımının belirli temel ilkeleri vardır. Bu güç kullanımının gerekliliği ve orantılı olup olmaması önemlidir. Tarihsel süreç içinde uluslararası güç kullanımı hukuksal temele oturtulmuştur.
2001 yılından beri ABD, El Kaide, Irak ve Suriye'de bulunan DAEŞ ve benzer örgütlere karşı operasyon yapabilmek için Askeri Kuvvet Kullanım yetkisini kullanmıştır. Ancak Süleymani suikasti bu durumun çok dışındadır. Bu suikast, açık ve net olarak uluslararası hukuk açısından suç teşkil etmektedir. Şöyle ki, Korgeneral Kasım Süleymani, Irak Hükümeti'nin resmi davetlisi olarak Irak'a gidiyor ve bu ülkede suikaste uğruyor. Bu durum Irak'ın egemenlik haklarının ihlali anlamına gelmektedir. Diğer bir unsur, suikaste uğrayan kişinin İran devletinin resmi ordusunun bilinen bir komutanı olması da resmen İran'a savaş ilanı anlamına gelmektedir.
3- ABD'nin düzenlediği terör eylemi bu ülkenin İran'a karşı savaş başlatmak istediğini mi gösteriyor? Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Korgeneral Kasım Süleymani ve diğer üst kademeli komutanların terör edilmesine kadar ki süreçte ABD ve İran her ne kadar direkt savaşa girmek istemese de Irak'ta çatışma içerisinde olacakları değerlendirmesini yapabilirdik. Ancak beklenmedik bir saldırı sonucu Korgeneral Süleymani'nin terör edilmesi İran tarafından, İran'ın herhangi bir stratejik üssüne veya tesisine yapılmış saldırı olarak değerlendirilmektedir. Muhalifleri tarafından dahi takdir edilen, İran'da (Kirmanşah) DAEŞ'i yok eden karizmatik bir komutan olan Süleymani'nin suikaste uğraması, olayların boyutunu değiştirmiştir. Olası bir savaşta kimse kazançlı çıkmaz. En az zayiat veren kazanmış olur. Savaş çıkarsa diğer devletler de (Rusya-Çin) müdahil olur ve savaş yerel olmaktan çıkarak dünya savaşı haline gelir, durum nereye kadar gider bilinmez...
Gerçek şu ki, bu olaylar Irak'ı ve bölgeyi daha da istikrarsız bir hale getirecektir.