Bugün 24 Nisan Tebes olayının yıldönümü. Bu, Amerika'nın tarihi bir rezalete imza attığını anımsatan bir olaydır.

Bugün 24 Nisan Tebes olayının yıldönümü. Bu, Amerika'nın tarihi bir rezalete imza attığını anımsatan bir olaydır.

Bu mucizevi olay, manevi unsurlar ve Yüce Allah’ın iradesi tüm maddi ve askeri unsurlardan daha etkin olduğunu gösteren bir olaydı. İslam Devrimi’nin tarihi sürecine yeni adım attığı dönemde meydana gelen olayda Amerikalılar yaşadıkları hezimeti asla unutmayacaktır. ABD'nin tüm askeri ekipmanlarla verilerinin yerle bir edilmesi için sadece bir kum fırtınası yeterliydi.

Bu günde Amerika tarihinde bir başka büyük fiyasko ve yenilgi kayda geçti. Tebes olayı aslında Amerika’nın İran’a askeri saldırı projesinin başlangıcı ve aynı zamanda sonu oldu. Bu operasyon çok titiz bir plan çerçevesinde ve İran’ın Tebes çölündeki iklim şartları ve bu bölgede terk edilmiş bir havaalanının tespit edilmesine dayanarak hazırlanmıştı.

25 Nisan 1980 tarihinde Amerika’ya ait bir kaç askeri uçak önceden hazırlanan çok titiz bir plan çerçevesinde gece yarısı İran hava sahasına girerek ülkenin doğusunda ve Tebes çölünün tam ortasında terk edilmiş bir havaalanına iniş yaptı. Bu açık tecavüz İranlı inkılapçı ve İmam Humeyni (ra) çizgisinde hareket eden öğrencileri kendiliğinden gelişen bir hareketle ve Amerika’nın İran’a yönelik müdahalelerini ve komplolarını protesto etmek amacıyla 4 Kasım 1979 tarihinde Amerika’nın Tahran’daki casusluk yuvasını veya büyükelçiliğini fethetmelerine tepki olarak gerçekleşiyordu.

İranlı inkılapçı öğrenciler Amerika’nın casusluk yuvasında diplomat kılığında casusluk faaliyeti yürüten casuslarını rehine olarak tutuyordu. Amerika ise bu konudan İran’a askeri müdahale bahanesi olarak yararlanmak ve böylece İran’a müdahalelerini örtbas etmek istedi.

Amerika Tebes operasyonunu Kartal Pençesi olarak adlandırmıştı ve amacını sözde Amerikalı rehineleri kurtarma şeklinde açıkladı. Ancak Kartal Pençesi operasyonu hezimete uğradı ve böylece Amerika’nın İran’a karşı müdahaleci hedeflerinin bir başka bölgesi olarak İslam inkılabı tarihinde kayda geçti.

Bu operasyonu gerçekleştirmek için ilkin Amerikalı askerleri taşıyan üç adet MC-130 kargo uçağı ve üç adet EC-130 yakıt tankeri uçağın Umman kıyılarında yer alan Miser adasından kalkıp İran hava sahasına girmesi ve Çöl-1 olarak adlandırılan bir bölgede operasyona başlamak üzere inmesi gerekiyordu. Operasyona, Umman körfezinde bulunan Amerikan uçak gemisinden kalkan 8 askeri helikopterinin katılması ile tamamlanması gerekiyor. Böylece bu operasyon Amerika açısından mükemmel bir operasyon olacaktı.

Aslında Amerika bundan önce de İran’a doğrudan müdahalede bulunmuş ve hatta askeri darbe yaptırmıştı. Şimdi ise Tebes çölü üzerinden tecavüz planı, tüm detayları iyice düşünülen ve İslam inkılabının zaferinden iki yıl sonra uygulanan bir plan olacaktı.

Ancak bu operasyon ta başından Amerikan askeri uçaklarının Tebes çölünde kum fırtınaya yakalanması ile birlikte hezimete uğradı. Aslında bu operasyon Amerikalı devlet adamları için yeni bir macera değildi, çünkü bu zümrenin tecavüzcü uygulamaları dosyası oldukça ağır ve karaydı ve Tebes olayı bu cinayetlerin karşısında pek de büyük sayılmazdı, ama yine bu komplonun hezimete uğramış olması Amerika için büyük bir rezalet ve fiyasko sayılıyordu.

Tebes olayı Amerika’nın İran’a yönelik müdahale eğiliminin bir başka yüzünü sergiledi ve geniş boyutlara ulaştı ve tüm dünya neden İran milleti Amerika’dan, yani bu milletin haklarına el uzatan devletten nefret ettiğini anlamaya başladı.

Amerika yönetimi Tebes macerasından sonra izlediği tutumu ise bir kez daha beyaz saray elebaşılarının bu maceradan ders almadığını ve hatta Amerikalı casuslar serbest bırakıldıktan sonra müdahaleci tutumu daha da genişlediğini ve her gün bu müdahalelere bir yenisi eklendiğini gösterdi.