Türkiye Değişim Partisi Lideri Mustafa Sarıgül Mehr'e verdiği röportajda, Tahran-Ankara ilişkilerine dair, "Tahran- Ankara ilişkilerinin daha iyi olmasını istiyoruz. Türkiye-İran ticari ilişkileri geliştirilirse Avrupa gıpta edecek." dedi.

Doğu Akdeniz’de dengeleri değiştirecek gelişmeler devam ederken Biden'ın Amerika'da başkanık koluğuna oturmasıyla gözler Türkiye'nin bundan sonra sergileyecek dış politikasına çevirildi. Fakat bir yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısı ve diğer yandan da muhalif partiler tarafından yapılan erken seçim çağrısı ülkedeki olayları baş döndürücü hale getrmiş durumda.

Mehr Haber Ajansı muhabiri gündemdeki konular ve İran- Türkiye ilişkileri üzerine Türkiye Değişim Partisi Lideri Mustafa Sarıgül ile Skape üzerinden bir röportaj gerçekleştirdi. 

Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:

1- Türkiye Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan’ın  yeni anayasa çağrısı halen gündemdeki yerini koruyor. Sizce Sayın Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısından asıl hedefi nedir. Siz Türkiye Değişim Partisi Lideri olarak bu kunudaki düşünceleriniz nedir?

Türkiye’nin kesinlikle yeni anayasaya ihtiyacı var. Türkiye’deki mevcüt anyasada birkaç defa değişiklik yapılsa da askerler döneminde, bir askeri darbeden sonra yapılan bir anayasadır. O nedenle Türkiye Değişim Partisi’nde bütün partiler, bütün sivil toplum kurulşları, bütün üniversiteler, bütün akademisyenler, bütün ortak paydada bir araya geleceğiz. Ve Türkiye Cumhuriyeti asla değişmez. Türkiye Cumhuriyet’nin ana prensiplerinden vazgeçmeyeceği bir anayasayı hep beraber hazırlamamız şart. Ancak 20 yıllık bir iktidar süresi içerisinde bugün bu anayasanın kunuşulması da son derece düşündürücüdür. Anayasanın şu anda belki toplumsal uzlaşması için belli rakamlara ve sayıya ihtiyacı olabilir ama bizim iktidara çağrımız siyasi partiler kanunu ve seçim sistemini değiştirebilecek olan iktidarın gücü var, hiç olmasa siyasi partiler kanunu ve seçim sistemi mutlaka değiştirilmesi elzemdir. Türkiye milletvekilliği olması lazım. 150 milletvekilinin Türkiye milletvekili olması lazım. Diğer kalan milletvekilerinin de bölgelerinden seçilmesi şarttır. Ama biz anayasanın ilk dört maddesnin asla ve asla değiştirilemez olduğu kanısındayız. Çünkü anayasanın ilk dört maddesi Türkiye’nin kuruluş amaçlarıdır.

2- Aslında şu dört madde konusunu Sayın Ali Babacan Bey açmıştı. Bu konudaki tepkiler nasıldı?

Sayın Babacan’ın bu açıklaması kendi değerlendirmesidir. Biz kişilerin ve başka siyasetçilerin değerlendirmelerini sadece dinleriz. Ama bizi ana görüşümüz kesinlikle ve kesinlikle anayasanın ilk 4 maddesi asla ve asla değiştireilemez. Anayasamızın 4 maddesi toprak, bayrak ve başkentimizdir. Bunların zaten değiştirilecek olan neyi var. Bunların değiştirilmesini istemek doğru bir şey değildir. Sayın Babacan uzun yıllar başbakan yardımcılığı yaptı ve uzun yıllar görevde bulundu. Anayasanın 4 maddesini değiştirmek istiyorsa o zaman da bunları konuşabilirdi. Bunların su an konuşması son derece düşündürücüdür. Bize tarafımızdan da anayasanın ilk 4 maddesi anakurucu ilkedir. Anayasanın ilk 4 maddesi atalarımız, başkentimiz, toprağımız, bayrağımız ve ulusal birliğimizdir. Bunlardan taviz vermek zaten doğru bir şey değildir. 

3- Son zamanlarda gündem olan erken seçimle ilgili düşünceleriniz nedir?

Biz yeni kurulan bir partiyiz; o nedenle seçimlere katılmamız için 3-4 ay beklememiz lazım. Ama bana göre siyasi ikitdarlar görev aldıkları zaman biz Türkiye Değişim Partisi olarak seçimlerin zamanında olmasının arzu ediyoruz. Doğrusunu da bu olarak düşünüyoruz. Keşke ülke iyi geçse de Türkiye’de erken seçim tartışmaları olmasa. Erken seçim tartışmaları varsa bir ülkede demek ki yönetim modelinde ufak tefek sıkıntılar vardır. Çok erken seçim tartışmaları varsa o da demek ki ülke yönetiminde krizler alabildiğini büyüyor. Biz Türkiye Değişim Partisi olarak önce bayrağımızı devletimizi sonra partimizi tutarız. Devletimizin yararına olan çalışmalarıda yerine getireceğiz.

4- Biden gerçekleştirdiği ilk konuşmasından Türkiye’ye bazı inkazlarda bulunmuştu. Sizce Biden’ın iktidara gelmesiyle Ankara- Washington ilişkilerinde nasıl bir seyir izlenecek?

Biz Türkiye Değişim Partisi olarak bütün ülkelerle ilişkilerimizin iyi olmasını arzu ediyoruz. Türkiye Değişim Partisi olarak bütün ülkelerle de görüşürüz. Her ülkeyle kendi ülkesinin kendi sosyal, ekonomi, siyasal ve kültürel konularla konuşulur. Diğer ülke de kendi konularını konuşur. Bizim için devletler arası ilişkilerde kişilerin konuşmasının çok fazla önemi yok. İktidarlar konuşabilir ama devletler her zaman bakidir. Biz Türkiye Değişim Partisi olarak içeride huzurlu ve dışarıda onurlu bir Türkiye arzu ederiz. İçeride bütün kültür mozaikleriyle el ele kol kola bir Türkiye arzu ederiz. İsteriz ki dışarıda da Türkiye onurlu ve gururlu olsun ve Türkiye şartlarını ve koşullarını masa etrafında her zaman konuşsun. Sayın Biden Türkiye’yi çok iyi bilir. Dışişleri bakanı olduğu dönemde ve daha önceki dönemlerde Türkiye’ye sayısız gelmiş gitmiştir. Bazı laflar seçimlerden önce söylenebilir ama seçimlerden sonra devlet yönetimin belli kuralları vardır ve ona herkes uyar. Seçimden önce söylenen bazı laflar nutuktur ama seçim bittikten sonra devlet yönetiminde iki ülke devletinin kendi ilişkileri vardır, iki ülke haklarının ilişkileri vardır. Bunları ön planda tutmamız lazım. Aynı zamanda ülkeler arasındaki siyasi ve kültürel gelişmerinin dışında bir de ekonomi gelişmeleri vardır. Bu gelişmeleri de hiçbir ülke bir tarafa bırakmaz istemez.

5- İran-Türkiye ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz. Sizce iki ülke arasında ilişkilerin hangi alanlarda geliştirilmesi önceliklidir?

Bir kere İran ve Türkiye komşular. İran’la önemli ticari dostluklarımız var, önemli kültürel ve inanç bağlarımız var. Turizim konusunda geliştirilmesi lazım. Sınır ticaretinin muhteşem bir noktada olması lazım. Biz mesela Almanya’ya gittiğimiz zaman “selamün aleyküm” diyemiyoruz ama biz İran’a geldiğimiz zaman kıblemiz de aynı inaçlarınız da ayni, geleneklerimiz ve töremiz de aynı, başörtümüz de aynı. O nedenle İran’la ilşkilerimizi çok daha geliştirmemiz lazım. İran ve Türkiye ilişkilerı inanın ki çok gelişirse iki ülke de kalkınır ve muhteşem bir noktada olur. Van’dakiler İran kapılarının açılmasını ve İran’lılar gelsin diye bekliyorlar. Mesela ben İranlı yatırımcı arkadaşlarla konuşuyorum ve diyorlar ki Londra ya da Paris merkezine gittiğimiz zaman burada aldığımız keyfi orada alamıyoruz. Çünkü burada bir ezan sesini duyduğumuzda gidip namaz kılabiliyoruz. Aslında olay şu: Kütürlerimiz, geleneklerimiz birbirlerine çok yakın o nedenle İran ve Türkiye ilişkilerinin çok daha başka bir noktada olması lazım. Biz de parti olarak önümüzdeki günlerde Tahran’ın Ankara Büyükelçisi'yle de görüşüp parti olarak Türkiye- İran ilşkilerinde neler yapabiliriz diye konuşacağız. Çünkü biz Türkiye’de iktidara hazırlıklı tek partiyiz . Bizim kadrolarımız en hazırlıklı kadrodur. Kadrolarımız ve çalışmalarımız Türkiye’de yöneticilik yapıdadır. O nedenle biz Ankara’da iktidarı devraldığımız zaman İran’la ilşkilerimizin üst seviyede olmasını istiyoruz.

Bir kere İran ve Türkiye komşular. İran’la önemli ticari dostluklarımız var, önemli kültürel ve inanç bağlarımız var. Turizim konusunda geliştirilmesi lazım. Sınır ticaretinin muhteşem bir noktada olması lazım.

6- Türkiye Doğu Akdeniz meselesiyle ilgili AB ile bir çok sorunlar yaşamıştı. Fakat son günlerden beri Türk makamlar “Geleceğimizi Avrupa ile birlikte kurmayı tasavvur ediyoruz “ gibi konuşmalar yapıyor. Ama bir taraftan da Avrupa Ankara’nin sorunun çözülmesi için pratikte bir şey yapmadığı kanaatinde. Hatta Mart ayında Türkiye’ye karşı daha sert yaptırımlar düşünüyor. Sizce bu yaptırım ne kadar ciddi olabilir?

AB Türkiye’siz ve Türkiye AB olmadan yapamaz. Bunlar konuşulabilir ama Türkiye’nin Avrupa’ya olan ihracatı ve Avrupa’nın Türkiye’ye olan ihracatı ve ithalatı önemli noktada. Siyasiler bunları konuşur ama devletlerin de bir yönetimi vardır. Doğu Akdeniz’de de mutlaka bir ulusal uzlaşmaya ihtiyaç vardır. Oradaki kıta sahanlığına ihtiyac vardır. Biz Türkiye Değişim Partisi olarak yeraltı zenginliklerinin bütün dünya zenginliği olarak biliyoruz. Yeraltından daha çıkmayan gaz için bizim kavga etmemiz hiçbir anlamı yoktur, önemli olan keşke bunları ülkeler kendi arasındaki uzlaşmayla halletseler. Ama şunu herkes bilisin ki biz Doğu Akdeniz’de kendi haklarımızı korumakta mükellefiz.

7- Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Türkiye Değişim Partisi olarak Tahran- Ankara ilişkilerinin daha iyi olması ve geliştirilmesi için çok daha yakın temesta bulunmak istiyoruz. İran gerçekten dünyada çok daha başka noktada olması lazım. Türkiye’nin de çok daha başka noktada olması lazım. İran’da yaşayan milyonlarca yurtdaşımız Türkiye’de yaşayan milyonlarca yurtdaşımız, vardir. Aslında örfü, tasaları dertleri beraber, ben bunu çok görüyorum ve hissediyorum. Sizinle yaptığım röportajda bunun heyecanını ve bunun mutluluğunu keyifle yaşıyorum. Bunu sizin gözlerinizde de gördüm. Önümüzdeki haftalrda İran büyükelçisini arayacağız. Türkiye-İran ticari ilişkileri geliştirilirse Avrupa da gıpta edecek. Tarım, enerji, sanayi iki ülke arasında özellikle müştereken beraber çalışabiliriz.