Mehr Haber Ajansı'na konuşan eski Türkiye Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, "Bölgedeki uluslararası ilişkilerde genel bir yumuşama olursa, bunun Ankara-Şam ilişkileri üzerinde az da olsa olumlu bir yansıması olabilir" dedi. 

Bölgesel ve uluslararası gelişmeler sebebiyle Türkiye'den Ortadoğu ve Doğu Akdeniz politikasında değişim sinyali geldi.

Son zamanlarda Türkiye’nin dış politikasında özellikle Mısır, Suudi Arabistan'la ilgili bir değişiklik izleniyor. İlişkilerini normalleşme yoluna adımlar atan Ankara yönetimi, Suriye'ye karşı da böyle bir adım atma ihtimali var mı diye merak edliyor.

Ancak Mehr Haber Ajansı'na konuşan eski Türkiye Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış" Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Mısır arasındaki ilişkileri ile Türkiye-Suriye ilişkilerinin dinamikleri farklıdır. Fakat bölgedeki uluslararası ilişkilerde genel bir yumuşama olursa, bunun Ankara-Şam ilişkileri üzerinde az da olsa olumlu bir yansıması olabilir" dedi.

Aşagıdaki yazıda Yaşar Yakış'ın değerlendirmelerini okuyabilirsiniz:

1- Son zamanlarda Türkiye’nin dış politikasında özellikle Mısır, Suudi Arabistan ve İsrail Rejimi’ne karşı bir hareketlilik izleniyor. Bazı uzmanlar; Türkiye’nin Mısır, Suudi Arabistan ve İsrail’e yönelmesinin, Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı yalnızlaştırma çabasına karşı adım olduğu kanaatinde. Siz ne düşünüyorsunuz? 

Türkiye’nin Mısır, Suudi Arabistan ve İsrail’le ilişkilerini düzeltmeye çalışmasının birden fazla nedeni olduğu kanaatindeyim.

Birincisi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarını belirlemede yavaş davranmış olmasıdır. Bunun sonucu olarak öteki ülkeler, Türkiye’yi nazar-ı itibara almaksızın bölgedeki deniz yetki alanlarını kendi aralarında paylaşmışlar ve Türkiye’yi adeta Antalya körfezine hapsetmişlerdir. Hâlbuki Türkiye Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridi bulunan ülkedir. Türkiye şimdi bu gecikmeyi telafi etmeye çalışmaktadır.

İkincisi, Türkiye izlediği yanlış dış politika sonucunda uluslararası ilişkilerde, yakın zamanlardaki en büyük yalnızlığa düşmüş durumdadır. Şimdi, bu yalnızlıktan çıkmaya çalışmaktadır.

Üçüncüsü, Türkiye’nin Mısır’da General Sisi’nin gerçekleştirdiği askeri darbeye karşı tutumudur. Türkiye’de iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi, İhvan-ı Müslimin ile ideolojik akrabalığı olduğu için, Mısır’daki askeri rejime en şiddetle karşı duran ülke olarak kalmıştır. Gecikmiş olarak bunun farkına vardığı için, şimdi bu eksikliği telafi etmeye çalışmaktadır.

Dördüncüsü, Orta Doğu’daki ülkeler arasındaki ilişkilerde bir canlanmaya başlamıştır. Amerika Birleşik Devletlerinin çabasıyla İsrail’le Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri onarma yolunda çeşitli girişimler yapılmaktadır. Türkiye’nin bu gelişmeler dışında kalması beklenmemelidir.

Beşincisi, Türkiye, cumhuriyetin ilk yıllarından beri Araplar-arası anlaşmazlıklara taraf olmaktan ısrarla kaçınan bir politika izlemişti. Katar ile (Fars) Körfezi İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler arasında çıkan anlaşmazlıkta Türkiye Katar’ın yanında almak suretiyle bu politikayı terk etti. Şimdi o yanlıştan geri dönerek, öteki Arap ülkeleriyle de ilişkisini düzeltmeye çalışmaktadır.

2- AK Parti Es-sisi hükümetini darbeci olarak tanıdı ve hep İhvan-ı Müslimin’i destekledi. Peki, neden Türkiye yıllar sonra, Mısır’la ilişkisini normalleştirmeye karar verdi? İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi AK Parti’nin Mısır’a özellikle İhvan-ı Müslimin’e karşı olan tutumunu nasıl etkileyecektir? 

İhvan-ı Müslümin yandaşlığı politikasının Türkiye’ye verdiği zararın büyüklüğünü yaşayarak gören Ankara, Mısır politikasına bir ayar vermek mecburiyetini hissetti. 
Türkiye İhvan-ı Müslimin örgütünü tamamen dışlayacak mıdır, bu belli değildir. Büyük bir ihtimalle, bu örgüte sağladığı destek veya müsamaha Mısır’ın kabullenebileceği bir seviyeye inince iki ülke arasında zımni dahi olsa bir mutabakat hasıl olacaktır.

"Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sorunları sadece Mısır’la ilgili sorunlardan ibaret değildir. Mısır’la ilişkilerde bir iyileşme olursa, bu sadece Türkiye-Mısır ilişkilerini etkiler. Kaldı ki Türkiye-Mısır ilişkilerinin akşamdan sabaha düzeleceğini de bekleyemeyiz."  

3- Bildiğini üzere Mısır ile Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de yakın işbirliği vardır. Ankara- Kahire ilşkileri normalleşirse Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki durumunu nasıl etkiler? 

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sorunları sadece Mısır’la ilgili sorunlardan ibaret değildir. Mısır’la ilişkilerde bir iyileşme olursa, bu sadece Türkiye-Mısır ilişkilerini etkiler. Kaldı ki Türkiye-Mısır ilişkilerinin akşamdan sabaha düzeleceğini de bekleyemeyiz. Bu süreç zaman alacaktır. Mısır, ilişkiler düzelirken, her aşamada verilen sözlerin tamamen tulup tutulmadığını görmek isteyecektir. Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şukri, “Biz sözlere değil icraata bakacağız” demek suretiyle, bu konuda ihtiyatlı davranacaklarının ilk işaretini de vermiş bulunmaktadır.

Türkiye’nin Doğu Adeniz’deki öteki ülkelerle olan ilişkileri ise kendi dinamikleri içinde gelişmeye devam edecektir.  

4- Suriye’de iç savaşın başlamasıyla birlikte Ankara- Şam hattında gerilim başladı. Şu anda AK Parti’nin Suriye devletine karşı politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Mısır’la diplomasi ilişkilerinin başlamasıyla birlikte Ankara- Şam ilişkilerinin yeniden başlaması ihtimali var mı? 

Türkiye’nin Suriye politikası hatalarla doludur. Arap Baharının başladığı sıralarda Suriye makamlarının, sokaklarda gösteri yapan sivil halka karşı askeri güç kullanmasını Türkiye’nin karşı çıkması doğru idi. Ancak, bu tutum Suriye’nin iç işlerine karışma boyutuna getirilmemeliydi. Hele hele rejimi değiştirme politikası haline hiçbir surette dönüşmemeliydi. 

AKP’nin Suriye politikası, zamanla, daha da yanlış hale dönüşmüştür. Çünkü Suriye krizinin bir aşamasından sonra Kuzey Suriye’deki Kürtlerin otonomi veya bağımsızlık hevesleri de gelişmeye başladı. Şam ile Ankara’nın Kürt sorunu konusundaki çıkarları örtüştüğü için bu iki başkentin işbirliği yapmaları için şimdi munzam sebepler vardır. 

Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Mısır arasındaki ilişkileri ile Türkiye-Suriye ilişkilerinin dinamikleri farklıdır. Fakat bölgedeki uluslararası ilişkilerde genel bir yumuşama olursa, bunun Ankara-Şam ilişkileri üzerinde az da olsa olumlu bir yansıması olabilir. 

5- Geçenlerde Türkiye'nin Katar'daki üssünün kapanabileceği ihtimaliyle ilgili bir açıklama yapmışdınız. Bu ihtimal ne kadar kuvvetli. Sizce bunun sebebi nedir?

Katar’la ilgili konuda yaptığım açıklama size nasıl yansıdı bilmiyorum. Ama söylemek istediğim şu idi: Fars Körfezi İşbirliği Konseyi ülkeleri ile Katar arasındaki ilişkiler düzeldikçe, Katar’daki Türk üssünün kapatılması için Arap ülkeleri Katar’ın üzerinde baskı yapmaya başlayacaklardır. Katar’ın bu baskıya ne kadar karşı koyabileceğini kestirmek zordur.