Euronews'a göre, 20. yüzyılda, sayısız patlayıcı cephane parçası kayboldu veya kasıtlı olarak Avrupa kıyı şeridi boyunca deniz tabanına atıldı.
1975'e kadar, dünyanın dört bir yanındaki ülkeler rutin olarak eski veya kullanılamaz mühimmatları deniz tabanına attılar. Cephane boşaltma alanlarının yeri de genellikle yetersiz bir şekilde kayıt altına alındı.
Bu atıklar, paslandıklarında deniz suyunu kirleten zehirli kimyasallar açığa çıkarırlar. Bilim insanları bunun deniz yaşamı ve insan sağlığı için ne kadar tehlikeli olduğunu henüz açıklamadı.
Sadece Kuzey ve Baltık Denizi'ndeki Alman bölgelerinde 1.8 milyon metrik ton konvansiyonel ve kimyasal silah bulunduğu tahmin ediliyor.
Kontrollü patlamalar ise paslı cephane parçalarını etkisiz hale getirmenin genellikle en güvenli yolu.
Denis Loctier, Euronews:
"İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana Baltık Denizi'ne en az 50 bin ton kimyasal silahın atıldığı tahmin ediliyor. Hardal, göz yaşartıcı gaz, sinir ve boğucu kimyasal maddeler gibi ölümcül zehirler Baltık Denizi'ne sızıyor. Baltık en kirli deniz ekosistemlerinden biri olarak kabul ediliyor."
Kiel yakınlarındaki Helmholtz Okyanus Araştırma Merkezi GEOMAR'dan Aaron Beck, bu küresel tehdidi inceleyen bir Baltık araştırma gezisine liderlik ediyor.