Karadeniz havzasında, Ukrayna’nın iç politik sorunları üzerinden ABD-Rusya rekabeti bölgesel bir krize doğru eviriliyor.
Geçtiğimiz günlerde ittifak dışı ülkelerin katılımıyla ilk kez Ukrayna’nın ev sahipliğinde yapılan ve Rusya’nın tepkisini çeken NATO’nun en büyük tatbikatlarından Sea Breeze 2021’in (Deniz Meltemi) sona ermesinin ardından ABD’den “Karadeniz’de tatbikatlarımız sürecek” mesajı geldi.
Moskova’dan gelen uyarılara rağmen yapılan dev tatbikat nedeniyle Karadeniz'daki gerginliğin artması "Üçüncü Dünya Savaşı" söylentilerini de alevlendirdi.
Mehr Haber Ajansı bu konu hakkında Siyaset Bilimci Prof. Dr Barış Doster ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:
1- Karadeniz'de son zamanlarda yaşanan hareketlilik, Rusya'nın deniz kuşatılmasıyla ilgili endişeleri artırdı. Moskova hükümetinin NATO tatbikatlarına karşı uyarıları, 3. Dünya Savaşı söylentilerini alevlendirdi. Siz Karadeniz'deki son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD emperyalizmi, hem doğrudan hem de ABD'nin işgal ve saldırı aygıtı olan NATO eliyle, Karadeniz'de kalıcı varlık göstermek istiyor. Mevcut halde, Türkiye, Romanya ve Bulgaristan'ın NATO üyesi olmasıyla yetinmeyen ABD, ısrarla Ukrayna ve Gürcistan'ı da NATO üyesi yapmaya çalışıyor. Buna direnmek gerekir. Çünkü ABD hedefine ulaşırsa, Karadeniz bir NATO denizi olur. Güven ve istikrar ortadan kalkar. Rusya ve Türkiye'yi Karadeniz'de kuşatan ABD; bölgedeki etkinliğini artırır.
2- Kanal İstanbul'un inşasından sonra Türkiye'nin Montrö Anlaşması'ndan çekilmesi çok muhtemeldir. Aslında Montrö Anlaşması, Amerika Birleşik Devletleri'nin Karadeniz'deki tamamen askeri varlığının en büyük engellerinden biridir. Öte yandan Ankara'nın Montrö Anlaşması'ndan olası çekilmesi Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya girmesini hızlandıracak ve bu da NATO'nun Karadeniz'de daha fazla güclenmesi anlamına geliyor. Sizce Kanal İstanbul'un inşası bu sularda güç dengesini değiştirebilir mi?
Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden çekilmez. Fakat Kanal İstanbul projesi, ABD'nin Karadeniz'de etkisini artırma yönünde ABD'nin işine gelir. Montrö'yü devre dışı bırakamayan, esnetemeyen ABD; Kanal İstanbul sayesinde Karadeniz'de etkili olmaya çalışır. Bu da Türkiye ve Rusya arasında yeni gerilimlere sebep olur.
3- Jeopolitik ve siyasi kısıtlamalar Rusya'yı Karadeniz'i kontrol etmemekten ziyade Doğu Akdeniz erşimimindeki kısıtlamalar konusu tedirgin ediyor. Size göre, Karadeniz'deki gerginlik Doğu Akdeniz'i nasıl etkileyecek?
ABD emperyalizminin Baltık Denizi'ne, Doğu Avrupa'ya, Balkanlara, Karadeniz'e, Doğu Akdeniz'e yönelik hamlelerini, buralarda kalıcı olmaya, üs edinmeye çalışmasını, savaş gemisi bulundurmasını, tatbikatlar yapmasını, bütünlüklü bir yaklaşımla yorumlamak gerekir. ABD'nin bu adımları, birbirinden bağımsız değildir. Birbirinin tamamlayanı, bütünleyenidir. Amacı da bölgeye yerleşmek, bölge ülkeleri arasındaki ittifakların, işbirliği arayışlarının önüne geçmektir. Bölge ülkelerini birbirine karşı kışkırtan ABD, Doğu Akdeniz'de etkisini artırırsa bu Türkiye, Rusya ve İran'ın aleyhine bir gelişme olur.