ABD Başkanı Joe Biden, ABD'nin Afganistan'dan çekilme sürecinin tamamlanmasının ardından Beyaz Saray'da bir konuşma yaptı.
Konuşmasına "Geçen gece Kabil'de, ABD Afganistan'daki 20 yıllık savaşını bitirdi. Bu, ABD tarihindeki en uzun savaştı" sözleriyle başlayan Biden, ABD'nin 120 binden fazla kişiyi tahliye ederek tarihindeki en büyük hava yoluyla tahliyesini de gerçekleştirdiğini vurguladı.
Biden, Afganistan'daki tahliye operasyonunu "sıra dışı bir başarı" olarak nitelendirerek, Kabil'de görev yapan diplomatik ve askeri personele teşekkür etti.
Nisan ayında Afganistan'daki savaşı bitirme kararı aldıklarını ve geri çekilmek için son gün olarak 31 Ağustos'u belirlediklerini kaydeden Biden, "Beklenti, 20 yıldır eğittiğimiz ve ekipman sağladığımız 300 binden fazla Afgan ulusal güvenlik kuvvetinin Taliban ile iç savaşta güçlü duracağıydı. Ancak Afgan hükümetinin bir süre direneceği varsayımının doğru olmadığını gördük" diye konuştu.
Biden, ABD'nin yine de her duruma hazırlıklı olduğunun altını çizerek mart ayından bu yana Afganistan'dan ayrılmak isteyen ABD vatandaşlarına ulaşmaya başladıklarını, 17 gün önce de tahliyelerin başladığını kaydetti.
"Blinken güvenli çıkış için diplomatik çabalarını sürdürüyor"
ABD'nin 5 bin 500 ABD vatandaşını ülkeden çıkardığını, içeride 100-200 civarında kişinin kaldığını söyleyen Biden, "Sonuç olarak Afganistan'dan ayrılmak isteyen ABD'lilerin yüzde 90'ını tahliye ettik. Kalanlar için son bir tarih yok. Çıkmak isterlerse onlara yardım edeceğiz. Dışişleri Bakanı Antony Blinken, her Amerikalı ve Afgan müttefikin güvenli çıkışı için diplomatik çabalarını sürdürüyor." dedi.
Taliban'ın çeşitli açıklamalarında ülkeden çıkmak isteyen kişilere güvenli geçiş sağlayacağını belirttiğini anımsatan Biden, "Taliban'ın sadece sözlerine değil, eylemlerine de bakıyoruz. Bu taahhütlerini yerine getirdiklerinden emin olmak için gücümüz var." ifadesini kullandı.
"Bu sonu gelmeyen savaşı uzatmayacağım"
Göreve geldiğinde Taliban'ın 2001'den bu yana askeri olarak en güçlü pozisyonunda olduğunu kaydeden Biden, kendisine çıkmak ya da gerginliği tırmandırmak arasında iki seçenek kaldığını belirtti.
Biden, "Ben bu sonu gelmeyen savaşı uzatmayacağım, sonu gelmeyen çıkışı uzatmayacağım. Ordumuzun Kabil Havalimanındaki operasyonları bitirmesi, sivil ve askeri danışmanlarımın ortak tavsiyesiydi." diye konuştu.
Bazı kişilerin kendisini daha önce Afganistan'dan tahliyeleri başlatmadıkları için eleştirdiğini kaydeden Biden, "Buna kesinlikle karşı çıkıyorum. Haziran ya da temmuzda tahliyeleri başlattığımızı ve binlerce askeri eve getirdiğimizi düşünün. Yine iç savaşın ortasında havalimanına akın olurdu." görüşünü paylaştı.
Selefi Trump'a yüklendi
Biden, başkanlık koltuğuna oturduğunda selefi Donald Trump yönetiminin Taliban ile anlaşma yaptığını ve elinde çok seçenek olmadığını söyledi.
Biden, “Göreve geldik ve önümüzde bir tarih vardı, 1 Mayıs ve Taliban’ın katliamları yaklaşıyordu. Elimizde iki seçenek vardı. Eski yönetimin anlaşmasını devam ettirmek ve insanların tahliye edilmesi için onu uzatmak veya savaşı tırmandırmak için oraya binlerce asker daha göndermekti” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’nin Afganistan’daki tek ulusal menfaatinin o ülkenin ABD için bir tehdit olmaktan çıkması olduğunu ileri süren Biden, El Kaide’nin neredeyse 10 yıl önce Afganistan’da imha edildiğini savundu.
Savaşı bitirmenin zamanı geldiğini yineleyen Biden, “Artık yeni bir dünya var. Terör tehdidi Afganistan’ın ötesinde tüm dünyaya yayılmış durumda” diye konuştu.
ABD’nin güvenliğinin artık başka ülkelere binlerce asker konuşlandırmakla sağlanamayacağına inandığını anlatan Biden, “Başkomutan olarak güvenliğimizi sağlamanın en iyi yolu katı, maksatlı, keskin stratejidir” dedi.
Biden ayrıca dünyanın artık değiştiğini ve ABD’nin Çin ile ciddi bir güç yarışına girdiğini hatırlatarak ABD’nin de kendisini yeni dünya koşullarına göre şekillendirmesi gerektiğini belirtti.
Afganistan savaşını bitireceğine dair başkanlık yarışı sırasında söz verdiğini hatırlatan Biden, bu sözünü bugün yerine getirmiş olduğunu ifade etti.
Biden, Afganistan’daki savaşı daha düşük yoğunluklu, daha az maliyetli ve az riskli bir şekilde devam ettirilebileceğine ilişkin eleştirilere ise “Hiçbir savaşta düşük yoğunluk ya da düşük risk veya düşük maliyet yoktur” diyerek karşılık verdi.
Kaynak: AA