Siyaset bilimci ve yazar Mehmet Perinçek, Ukrayna krizinin ABD'nin tek kutuplu dünya projesini sürdürmek amacıyla ortaya çıkardığı bir kriz olarak nitelendirdi.

Rusya ile Ukrayna arasında ayrılıkçı Donbas bölgesi nedeniyle başlayan çatışma günlerdir devam ediyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin, 21 Şubat’ta Ukrayna'nın doğusundaki ayrılıkçı bölgeler Donetsk ve Luhansk'ın bağımsızlığını tanıyan kararnamelere imza attı.

Kasım ayından bu yana Ukrayna sınırına askeri yığınak yapan Putin 24 Şubat'ta Ukrayna'nın doğusundaki Donbas'a özel askeri operasyon başlattıklarını duyurdu. Dünyayı ayağa kaldıran bu harekata peş peşe tepkiler ve yaptırımlar geldi.

Ukrayna'nın Rusya için önemli olmasının nedeni, NATO'nun Rusya sınırlarındaki varlığının Moskova için tahammül edilemez olması ve Ukrayna'nın NATO'ya katılımının Rusya için bir tehdit oluşturabilmesidir.

Mehr Haber Ajansı muhabiri bu konuyla ilgili olarak Moskova Devlet Üniversite Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü misafir Profesör Dr. Mehmet Perinçek ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:

1-Sizce Avrupa ve ABD, Ukrayna’da savaşı yıpratma savaşına dönüştürmek mi istiyor?Eğer öyleyse, bunu yapmaktan amacı nedir?

 İlk önce şunun altını çizmek lazim, Ukrayna'da yaşanan kriz ABD'nin tek kutuplu dünya projesini sürdürmek amacıyla ortaya çıkardığı bir krizdir. ABD, dünyadaki hegomonyasını korumak ve pekiştirmek için köklü devlet geleneklerine sahip olan, büyük ekonomi ve ordulara sahip olan Çin, Rusya, İran ve Türkiye gibi ülkeleri diz çöktürmek istiyor ve onları kendi planlarına ikna etmeye çalışıyor. Bu sebeple de onları kuşatıyor. NATO 1990'lardan sonra beş defa genişleyerek Rusya'nın sınırlarına kadar geldi ve Rusya'nın da milli güvenliğini tehdit eder bir durum oluşturdu. Dolayısıyla bugün Ukrayna'da yaşananlar aslında ABD'nin bu saldırganlığının birisidir. ABD sadece Rusya'yı ve Rusya'yı kuşatırken de sadece İran'ı ve Türkiye'yi kuşatmış olmuyor. Diğer taraftan da Avrupa'ya yönelik de bir harekat içerisinde bulunuyor bu Ukrayna krizi ile. Çünkü gelişmekte olan Rusya- Avrupa ilişkilerini baltalamak da istiyor. Çünkü ABD, Avrupa'yı ayrı bir kutup olarak kendisine rakip olarak çıkmasını bir Rusya tehdidi ile bir Rusya korkusu ile engellemeye çalışıyor ve böylece NATO içerisinde de kendi muttefiklerinin kendisinden kopmasını engelleme çabası içerisinde bulunuyor.

Ukrayna krizine baktığımızda aslında ABD'nin ve Batı'nın belirleyici bir rol oynayamadığını tam tersine Rusya'nın kendisini savunma hamlesi karşısında aciz kaldığını da söylemek gerekir. Ne askeri destek verebilmektedir Ukrayna'ya ki bundan Ukrayna bile şikayet eder hale gemiş ve NATO'nun ve ABD'nin aciziyet içerisinde bulunduğunu net bir şekilde ifade etmişlerdir.

Dolayısıyla bu çatışmanın en önemi sebebi ABD'nin bu saldırgan politikalarıdır. Ancak şunun altını çizmek lazim, Atlantik cephesi tüm dünyada kaybetmektedir; Afganistan'da başarısız olmuştur, Kazakistan'daki renkli devrim planları suya düşmüştür, Ortadoğu'da yapmak istediklerini yapamamıştır, Türkiye ve İran gibi bölgenin önde gelen ülkelerini bölememiştir. Ukrayna krizine baktığımızda da aslında ABD'nin ve Batı'nın belirleyici bir rol oynayamadığını tam tersine Rusya'nın kendisini savunma hamlesi karşısında aciz kaldığını da söylemek gerekir. Ne askeri destek verebilmektedir Ukrayna'ya ki bundan Ukrayna bile şikayet eder hale gemiş ve NATO'nun ve ABD'nin aciziyet içerisinde bulunduğunu net bir şekilde ifade etmişlerdir. Bu anlamda ekonomik yaptırımları da ABD'nin ve Batı'nın sonuç vermeyecektir. Rusya'nın bu hamlesi karşısında ekonomik yaptırımlar ciddi bir rol oynayamayacaktır. Bunu aslında geçmişte te gördük, İran örneği bunun önemli örneklerinden bir tanesidir. İran'a uygulanan ekonomik yaptırmlar da hiçbir şekilde İran'ın diz çökmesine sebep olmamıştır. Rusya'ya yapılan ekonomik yaptırımlar da aslında bir taraftan Avrupa'ya yönelik yaptırımlardır, Avrupa'nin buradan çok büyük zararları da olacaktır.

Rusya ise belki kısa vadede ekonomik anlamda bazı dalgalanmalar yaşıyabilmekle birlikte aslında kendi milli ekonomisini, kendi üretimini kalkındırmak, yeni bir bankacılık sistemi kurmak ve doların dünyadaki hegomonyasına son vermek için bir fırsat da elde etmiş olacaktır. Dünya tablosuna baktığımızda da ABD'nin bu yaptırımlarına umayan ülkelerin çoğunlukta olduğunu hem nüfus olarak hem ekonomik açıdan baktığımızda hem bölge açısından yani sahip oldukları topraklar açısından baktığımızda da ABD'nin bu yaptırımları dünyanın yarısını bile kaplıyamamıştır. Bu açıdan ABD burada belirleyici değildir ve Rusya'nın bu harekatı da çok kutuplu bir dünyanın kurulduğunun net bir şekilde ilanı olmuştur ve gelecekte de ta ileride de tarih kitapları yazılırken bu Ukrayna krizi bu şekilde tanımlanacak ve tarih kitaplarına geçecektir. Burada yıpranar ve zarar görer ABD'nin tek kutuplu dünay projesidir.

2- Son günlerde, teröristlerin Suriye'den Ukrayna'ya nakledildiğine dair haberler yayınlanmaktadır. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?  

Ukrayna krizinin diğer bir amacını da başta söylemiştik.  Ukrayna krizinin birinci amacı Rusya'yı kuşatmak, Avrasya ülkelerini kuşatmak. İkincisi Avrupa ile Rusya'nın arasına açmak ve Avrupa'yı kontrol etmek. Diğer bir amacı da Ukrayna krizinin tabi Türkiye ile Rusya arasında bir çatışma çıkartmaktır. Türk- Rus ilişkilerini baltalamak ve bozmaktır. Çünkü ABD'nin bölgedeki planları Türkiye ile Rusya arasındaki işbirliğini bozmaktan geçmektedir, bir Türk- Rus ittifakı ABD planlarına izin vermeyecek ve bölgede hem ekonomik kalkınmayı hem bölgesel barışı ve istikrarı getirecektir. Bu sebeple Ukrayna krizi Türkiye ile Rusya'nın ilişkilerini bozmak için de kullanılmak istenilmektedir. Ben çok daha önceden ABD'nin bu planına işaret etmiştim ve Suriye'den çeşitli grupların Türkiye'nin bilgisi haricinde Ukrayna'ya getirilerek Türk- Rus ilişkilerini bombalamak amacıyla bir provokasyon yaşanabileceğini ifade etmiştim.

Şimdi Suriye'den çeşitli terör gruplarının taşınması belki söz konusu olabilir ancak bunun Türkiye'nin kontrolünde olmadığını net bir şekilde ifade edebiliriz tam tersine böyle bir provokasyon Türkiye'ye karşı da bir provokasyondur. Türkiye'nin meslehet çıkarları ABD planlarının Ukrayna'da bozulmasından geçmektedir. Çünkü Türkiye Suriye üzerinden Doğu Akdeniz, Ege ve Trakya üzerinden ABD tarafından kuşatılmaktadır ve Ukrayna'daki ABD varlığı da Türiye'yi kuşatma planının bir parçasıdır. Bu bakımdan ABD planlarının Ukrayna'da bozulması Türkiye'nin lehinedir. Ancak Ukrayna'da ABD kaybederse Türkiye PKK, PYD'ye karşı mücadelesini tam anlamıyla başarıya ulaştırabilir. Doğu Akdeniz'de kendi milli çıkarlarını ortaya koyabilir. Ege ve Trakya'da da kendi milli güvenliğini sağlayabilir. Bu açıdan Türkiye'nin nesnel çıkarları Rusya'nın çıkarlarıyla örtüşmektedir ve bu anlamla da Türkiye ile Rusya'nın birlikte hareket etmesi ABD planlarını bozması her iki ülkenin de lehine olacaktır.

3- Son yıllarda Yemen ve Suriye de dahil olmak üzere dünya çapında çok sayıda masum insanın yerinden edilmesine ve öldürülmesine yol açan birçok savaş yaşandı ve uluslararası toplum bunun karşısında sessiz kaldı. Ancak Ukrayna krizinin başlangıcından bu yana uluslararası kurumlar ve insan hakları kurumları ile Batı medyasının Ukraynalı mülteciler konusuna ve bu savaşın sonuçlarına öncelik verdiğini görüyoruz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Batı'nın bu anlamdaki çifte standartlar ve iki yüzlüğü herkesin malumudur. Batı basını, medyası ve  Batı kamuoyu 8 senedir Ukrayna'da sürmekte olan iç savaşa gözlerini kapatmışlardir.Donbas'ta 8 senedir sivil insanlar hayatını kaybetmiş ve evlerinden, yurtlarından olmuşlardır. Düzenli olarak Ukrayna güçlerinin saldırısı altında kalmışlardır. Bununla birlikte 2014 Mayıs olaylarından sonra iktidare gelen Ukrayna'dakiNeo Nazi güçleri Ukrayna içerisinde Faşist politikalar uygular ve halka yönelik baskı politikalarını hayata geçirmiştir.

Batı basını şimdiye kadar ne Donbas'ta ölen çocuklardan ve kadınlardan bahsetmiştir ne Ukrayna'nın içinde yaşanan baskı politikalarından bahsetmiştir. Bundan zarar gören insanları hiçbir şekilde Batı ağzına almamıştır. Şimdi her zaman olduğu gibi sözde bir insan hakları savunculuğü üzerinden yine o iki yüzlülüğünü ve çifte standartlarını net bir şekilde ortaya koymuştur. Bunun yanında Ukrayna'daki insanların yerlerinden olması bir göç akımının  başlaması. Biraz önce bahsettiğimiz sebeplerden dolayı Batı'nın da suçudur.Batı devletleri ve ABD Ukrayna'yı Rusya üzerine kışkırtarak bu durumun doğmasına sebep olmuşlardır ve Ukrayna'nın da koç başı misyonunu üstlenmesi ve ABD planlarında rol oynaması ilk önce kendi halkına zarar vermiştir. Bu açıdan da orada insanların yerlerinden olmasının birinci sorumlusu Batı'nın ve ABD'nin kendisidir. Bu Suriye'deki, Yemen'deki gelişmeler açısından da yaşanan göc dalgaları açısından da geçerlidir. Dünyanın her bir yanında insanların akan gözyaşlarından Batı emperyalizminin suçlu olduğunu net bir şekilde ifade edebiliriz. Bununla birlikte sözde bu insanların dramını ortaya koyan Batı şu an Avrupa'da, Batı'da yaşanan Ruslara karşı da faşizan bir ırkçı uygulamalar içerisindedir. Rus öğrenciler Avrupa'daki okullardan atılmaktadır. Batı'da görev yapan çalışan sanat adamları kültür adamları işlerinden olmaktadır. Rus kültürüne dair bütün etkinlikler Rusya'da iptal edilmektedir.Dostoyevskiler, Rusya adına ne varsa bunların hepsi üniversitelerden ve kültür erkinliklerinden silinmeye çalışılmaktadır. Dolayısıyla Avrupa'nın bu iki yüzlülüğünü kanmamak gerekir. Bizzat şu anda Ruslara karşı uygulanan bu ırkçı hereketler de, yaptırımlar da bunun önemli örneğidir.