Yayınlama Tarihi: 21 Mart 2022 - 09:16

Orta Asya’dan Ortadoğu’ya, Balkanlardan Hindistan’a ve Pakistan’a geniş bir coğrafyada kutlanan Nevruz Bayramı, İran’da en önemli ve en eski yeni yıl törenidir

Nevruz farklı coğrafyalarda farklı isim ve genelek göreneklerle kutlansa da, bu törenin aynı anda aynı kaderi paylaşan coğrafyalarda benzer ritüellerle kutlanması, bölge halklarını yakınlaştırarak aralarındaki bağları pekiştirneye katkıda bulunabilir.

“Yeni gün” anlamına gelen Nevruz’un kökeninde bahar mevsiminin gelişi yatar. Ağır ve sert kışın ardından insanlar, doğanın canlanmaya başladığını ve gündüz ile gecenin eşitlenmesini kutlamak için kendi kültürleri bağlamında binlerce yıl içinde gelenek ve görenekleri yaratmış ve yaşatmıştır ve buna Nevruz törenleri denmiştir.

Nevruzun hem isim hem de muhteva olarak geleneklerle, toplum ve devlet hayatıyla bağdaşması İran medeniyetine özgüdür.

İran’da Nevruz Bayramı kutlamaları çeşitli ve farklı kutlamaları içinde barındırır. Kutlamalar kapsamında ilk olarak önceki yılın son haftasının son Çarşamba gecesinde Çarşamba Suri töreni kutlanır.

İranlı kavimlerin Nevruz'dan önce kutladığı törenlerden biri de Çarşamba Suri'dir Bu tören ateş törenlerinin bir parçasıdır. Nevruz gelmeden yani yılın son Salı günü ateş yakılarak kutlanır. Ateş İranlılara göre aydınlık, nur ve temizliğin sembolüdür.

Halk, ateş yakarak çevresine toplanır ve ateş alevlerinin üzerinden atlayıp üzüntü ve zorluklarını ateşe verir ve yakar.

Çarşamba Suri’de alevlerin üstünden atlamanın yanı sıra, ‘kaşık çalma’ isimli diğer bir gelenek var. Bu törende, kızlar ve erkekler yüzlerini örterek komşularının evlerine gider ve komşu, tabağa çarpan kaşığın sesini duyar duymaz dışarı çıkıp tabaklarına kuru yemiş bırakır veya onlara bir hediye verir.



Çarşamba Suri kutlaması, son yüzyıllarda İran'ın büyük şairi Firdevsi'nin Şehnamesi’ndeki şiirlerde de işaret edilen eski İran ritüel ve gelenekleri arasında yer alıyor.

Bu tören İran'ın çeşitli şehir ve bölgelerinde değişik geleneklerle yapılmasına rağmen ateşin yakılması, bütün bölgelerde yapılagelen ortak bir özelliktir.


Bu sırada Nevruz Bayramı’nın gelişini kutlamak ve yeni yıla hazırlıklı olarak başlamak için evde her yer pırıl pırıl temizlenir.

Çarşamba Suri töreninin ardından Yeni Yılı’n gelişi sayılan Nevruz anı kutlanır. Her yıl, zaman döngüsüne göre ayarlanan yılbaşı saatinde aile halkı, heftsin adlanan sofra etrafında toplanır ve yeni yılın girişini kutlar.

Heft Sin (7 s) diye ifade edilen ‘s’ harfi ile başlayan yiyecek ve eşyaların masaya dizildiği bu sofrada, ‘sebz’ yani yeşillik için çimlendirilen bakliyat, buğday da ayrıca bir tepsi ile sofraya konur. Bir sikke (altın veya gümüş) vardır ve eski adetlere binaen bir ayna ve bir Kur’an.

Heft sin sofrasında yer alan sikke ile bitkiler birer değerin simgesidir:

1. Sebze: Buğday başağı haftalar önce suya konulur ve yeşillenmeye bırakılır. Sebze, neşe ve mutluluğun ve güzel ahlakın simgesidir. Yeşillik neşeli ve zinde olmayı, iyilik ve güzelliği beraberinde getirir. Yeşil renk düşünce dalgalarımızı dengede tutar ve bize huzur verir. 

2. Samanu (Tahıldan yapılma bir çeşit tatlı): Sabır ve direnişin, adaletli ve güçlü oluşun nişanesidir.

3. Senced (kurutulmuş iğde): Sevgi ve akla yönelişin göstergesidir; ilim ve tefekküre ve bilgeliğe saygı duymaktır. 

4. Sir (Sarımsak): ölçülere ve sınırlara uymanın göstergesidir. Sembolik ilaç olarak sofraya konulan sarımsak aynı zamanda insanın sağlam bir karakterle dünyaya sürekli kanaat ile bakması gerektiğini gösterir. 

5. Sîb (elma) : Güzellik, sağlık ve selamette olmaya bir işarettir. 

6. Sumak: Gün doğumu ve sabırlı olmanın sembolüdür.

7. Sirke: Olgunlaşmak ve bilgeliğin sembolüdür. Sirke, hayatın sıkıntılarını kabullenmenin, rızayet ve teslimiyetin göstergesidir. Bunlara ek olarak sofrada başka şeyler de yer alabilir. Mesela: Ayna, Hafız Divanı, Kur’an-i Kerim, kırmızı balık, tütsü ve mum. Mum; aydınlığı,

ayna; iç güzelliği, balık; hareketi temsil ediyor.

Sizdeh Beder (Doğa Günü) İran’da Nevruz tatili 13 gündür. İki hafta boyunca süren Nevruz kutlamaları, yılın 13. günü yapılan “Sizdeh Beder” pikniğiyle sona erir. İran halkı bu gün dışarıya çıkmakla kötülüklerin giderilmesine inanır. İran kültüründe bu geziye “Sizdeh Beder” yani doğa günü denilir. Bekar kızlar genellikle bu gün Nevruz öncesi yeşirdikleri sebzeleri doğaya götürürler. Onlar bu yıl evlenmeleri dileğiyle sebzelerin saplarını birbirine düğümleyıp sonunda da suya bırakırlar.