Hürriyet gazetesinin iddiyasına göre Türk hükümeti son aylarda bilhassa Ukrayna Savaşı’nın tahlili için üstlendiği rolün ve Rusya’nın bu bölgeye ağırlaşmasının, Suriye sıkıntısının tahlili için güzel bir zamanlama olabileceği yorumları yapılıyor.
Hükümet kaynakları yapılan toplantılarda, üç konuyu ele almaktadır ve bu hususta Türkiye üç vazgeçilmezini tüm temaslarda söylüyor. 1- Üniter yapının korunması 2- Ülke bütünlüğünün korunması 3- Geri dönen göçmenlerin güvenliğinin sağlanması.
Mehr Haber Ajansı bu konuyla ilgili Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:
1- Hürriyet gazetesinin iddiasına göre, Ankara hükümetinde Suriye yönetimiyle üç önemli başlığı içeren bir diyalog başlatma girişimleri tartışılıyor. Hatta bu konuyla ilgili toplantılar yapıldığı öne sürüldü. Türkiye -Suriye ilişkileri ile ilgili birçok Türk uzman ve siyasetçi ile röportaj yaptım. Hemen hemen hepsi Ankara- Şam arasında yeniden diyalog başlatılması gerektiği kanaatinde. Bu konuyla ilgili görüşünüz nedir?
Benim şahsi kanaatim Türkiye ile Suriye arasında geçmişte çok yakın olan ilişkilerin sonra bozulmuş olmasının hatalı olduğu şeklindedir. Her halükarda dış politikada bir duygusallık olamaz. Burada Türkiye ile Suriye’nin bir dönem bakanlar düzeyinde değil bakanlar kurullarını birlikte toplayacak şekilde işbirliğine girdiklerinide hatırlamak lazım. Ondan sonra Suriye ile İsrail arasındaki sorunlar dolayısıyla ortaya çıkan bir duygusallık ve bunu arkasından da Esad’ın herhangi bir şekilde Türkiye ile ilişki kurma hususunda kesin bir niyeti ve isteği olmuş olmasına karşın Türkiye’nin herhangi bir şekilde bunu arzu etmemesi sonucunda ilişkiler kopmuştur. Bu kopan ilişkilerin yeniden ihya edilmesi her halde her iki tarafın da lehinedir. Birincisi Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini topyakün taramaktadır. Dolayısıyla bu kapsam içinde bölünme aşamasında getirilmiş olan Suriye’nin tekrar bu bütünlülük ihya edilmesi hususunda da Türkiye ile ilişkilerini geliştirilmesi lehine olacaktır. Diğer tarafta Ortadoğu’da bir barışın oluşturulması için Türkiye’nin içinde yer almadığı bir ittifakın bir anlaşmanın da yürüyemeceği çok net bir biçimde belli olduğundan, kesin Türkiye ve Suriye arasında böyle bir yakınlaşmanın Ortadoğu barışına etkisi olacağını da kabul etmek lazım. Dolayısıyla Türkiye ile Suriye arasında yeniden bağların eskiden olduğu gibi ihya edilebilmiş olması her halde her iki tarafın menfaatinedir diye düşünmek gerekiyor. Bu arada Türkiye’nin son bir büçük yıldır politikasıyla meseleyi tekrar değişik bir mecraya sokmuş olduğunu ve bütün komşuları ile ilişkilerinde yeniden iyi ilişkiye girme noktasında kendini ispatlamaya başladığını da akılda tutmak lazım. Dolayısıyla bütün bunların sonucunda Suriye ile de ilişkilerin iyi bir noktaya taşınmış olması da her halde mümkündür ve bunun da çok zor olmaması gerektiği hususunuda şahsen düşünmekteyim. Bunu yapılabilmesi için tabi tarafların bir araya gelip ve konuşmaları gerekiyor. Bu konuşmalarda da bir sonuç alınabilmesi mümkün olabilecektir diye inanmaktayım. Dolayısıyla Hürriyet gazetesinde yazılmış olan bu husus daha henüz bir hayata geçmemiş olmakla birlikte İnşallah gerçekleşirse doğru ve iyi bir gelişme teşkil edecektir diye düşünmekteyim.
2- Bildiğiniz gibi Doğu Akdeniz'de Türkiye’ye karşı bir yalnızlaştırma politikası uygulandı. Türkiye bu cepheyi kırmak ve ekonomi alanında ilişkilerini geliştirmek için Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’a karşı olumlu adımlar attı. Suriye ile ilgili de böyle bir durum söz konusu olabilir mi?
Evet mümkündür. Çünkü mesela Mısır’la ve ya Suudi Arabistan’la olan ilişkilerimizde hatta BAE ile olan ilişkilerimize baktığıızda burada hem mezhepsel hemde siyasi yönden çok ciddi sorunlarla karşı karşıydık. Mesela Libya’da BAE ile karşı cephelerde yer alan bir tutum içinde olduğumuzu hatırlamak gerekiyor. Bunun ötesinde de Mısır’la da Mursi meselesi dolayısıyla bir soğuma ve bu güne kadar de gelen bir ilişkilerdeki bir bozulmanın doğru olmadı huzusunda ben şahsen düşünce sahibiyim. Şimdi bu kuşullar altında baktığımız zaman İsrail dahil ki orada Gazze ve Filistin meselesi dolayısıyla Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler rayına oturtulamıyordu, orada da son zamanlarda giderek olumu yolda adımlar atılmakta olduğunu gördüğünüz bir sırada Suriye ki komşumuz ve aynı zamanda oradaki ihtilaflar dolayısıyla ne kadar sıkıntılar yaratılabilmiş olduğunu da göz önünde bulundularak söylüyorum. Suriye ile ilişkilerimizin öncelikle onların da iyi bir mecraya sokması ve doğru yola sevkedilmesi herhalde herkesin menfaatine olacaktır. Zaten Esad’ın BBC’ye vermiş olduğu bir mulakatı vardı. Oarada kendisine sordular: “Türkiye ile ilişkileriniz fevkalade iyidir şimdi bozulmuş durumda, gelecekte bunu ihya edilmesini nasıl karşılarsınız?” Esad bu soruya fevkalade bir cevap verdi; Ben her zaman için hazırım ve Türkiye’yi beklediğini ima edecek bir cevap verdi . Başka bir değişle burada bir yakınlaşma ve ilişkilerin yeniden bir doğru yola sokulması Suriye’nin buna hazır olduğunu her yönüne de buna katılabileceğini hatırlatmak lazım. Dolayısıyla inşallah bütün komşularla olduğu gibi Suriye ile de ilişkiler iyileşmek suretiyle Ortadoğu’daki barışa bir katkıda bulunacak gelişmeler olabilir diye ümit ve temmeni etmekteyim.
3- Bazıları, Erdoğan hükümetinin 2023 seçimlerinde başarı elde etmek amacıyla Suriye ile ilişkileri normalleştirmeyi düşündüğüne inanıyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İç politikayla dış politikayı birbirine karıştırmamak gerekir diye düşünmekteyim. Türkiye iç politikası itibari ile tamamen kendi ihtiyaçlarına ve bu kapsam için elbette her siyasi pati de kendini tekrardan iktidarda tutmak veya iktidara gelebilmek için politikalarını dilediği bir şekilde tayin etmekte serbestdir. Ama bunun ötesinde dış politika konusunu iç politikaya dahil yansımaları olabilecektir şeklinde düşünce ile oluşturmaya çalışmak aslında bir kısır döngü yaratmanın ötesine geçmez. Dolayısıyla benim şahsı kanaatim bütün komşuları ile olduğu gibi Suriye ile de Türkiye’nin ilişki kurmasının iç politikadan bağımsız olarak bir Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet politikası halinde düşünülmesi gerektiği şeklindedir. Dolayısıyla Suriye-Türkiye ilşkilerinde ileri adımlar atılmasının iç politikaya değil ama Türkiye’nin dış politika marefetiyle buradaki etkinliğine ve barışın ihyasına katkısı olabilecek şekilde geliştirlmesi her halde herkesin menfaatinedir diye düşünerek yola çıkmak daha doğrudur diye düşünmekteyim.