Türkiye- Suriye ilişkilerini değerlendiren siyaset bilimci ve yazar Mehmet Perinçek, Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek'in Şam ziyaretinin detaylarını anlattı.

Türkiye ve Suriye arasında yaşanması muhtemel normalleşmeye Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeşil ışık yaktı. Erdoğan Ukrayna ziyareti dönüşünde yaptığı açıklamada “Şunu bir defa bilmemiz, kabullenmemiz gerekir. Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır.” dedi.

Öte yandan Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, Doğu Perinçek başkanlığında bir heyetin 15 gün içerisinde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmek için Suriye'ye gideceğini söyledi.

Mehr Haber Ajansı konu ile ilgili Siyaset bilimci ve yazar Mehmet Perinçek ile bir röportaj gerçekleştirdi. Mehmet Perinçek, "Türkiye ile Suriye’nin ilşkilerinin normalleşmesi gereği kadar doğal bir durum yoktur. Bu aslına çok daha önceden gerçekleştirmesi gerekirken yine de geçikmeyle de olsa böyle bir girişmenin olması çok önemlidir" değerlendirmesinde bulundu.

Aşağıdaki yazıda röportajın tamamını okuyabilirsiniz:

1- Son zamanlarda Ankara ile Şam arasında olası temaslar hakkında fısıltılar duyulmaktadır. Türk yetkililerin konuşma tarzına baktığımızda, medyada çıkan haberlerin iddia olmadığını ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecine girme ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?

Türkiye ile Suriye’nin çıkarları tamamen örtüşmektedir. İki ülkenin kaderi, toprak bütünlüğü ve geleceği birbirlerine bağlıdır. Suriye’nin toprak bütünlüğü demek Türkiye toprak bütünlüğü demektir. Türkiye’nin refahı demek Suriye’nin refahi demektir. Suriye’nin güvenliği demek Türkiye’nin güvenliği demektir. Çünkü iki ülke aynı tehditlerle karşı karşıyadır. Amerika’nın saldırgan politikasından iki ülke de sıkıntı çekmektedir. ABD hem PKK’yı hem de IŞİD’ı iki ülkeye karşı kulanmaktadır. İki ülkeyi istikrasızlaştırarak parçalamaya çalışmaktadır. Bu açılardan Türkiye ile Suriye’nin ilşkilerinin normalleşmesi gereği kadar doğal bir durum yoktur. Bu aslına çok daha önceden gerçekleştirmesi gerekirken yine de geçikmeyle de olsa böyle bir girişmenin olması çok önemlidir. İlişkilerin normalleşmesi bölge güvenliği açısından kilit rol oynayacaktır. ABD’nin ve İsrail’in bölgeye yönelik planlarının bozulmasında çok ciddi katkı sağlayacaktır. Şunu da ifade etmek gerekir Şam ve Ankara, sadece ilişkileri normalleştirmemeli bunun çok daha ötesine geçerek işbirliği yapmalıdırlar. Hem güvenlik alanında hem hem PKK ve PYD’ye karşı hem ekonomik alanda işbirliğine gitmelidirler. Bununla birlikte enerji alanında işbirliğine gitmeliler. ABD bugün PKK ve PYD ile birlikte Suriye’nin petrolünü çalmaktadır. Bunun engellenmesi ve daha sonrasında Suriye halkının refahına kullanılması açısından Türkiye de Suriye ile işbirliği yapabilecektir. 

2- Ankara yetkililerinin açıklamaları Türkiye’nin Suriye ile yeniden ilişki kurulmasının önünü açmak için önce mualif gruplar ve Beşar Esad arasında bir uzlaşı sağlnması gerektiğini gösteriyor.  Sizce bu yöntem doğru mu?

Bugün Suriye devletinin meşru hükümeti Esad yönetimidir. Dolayısıyla Türkiye’nin de Suriye konusundaki tek muhatabı Şam yönetimi olmalıdır. Bugün Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozacak her unsurun tasfiyesi gerekmektedir. Mutlaka PKK gibi terör gruplar ortadan kaldırılmalıdır. Fırat’ın doğusu da İdlib de aslına tek bir cephedir. Hem Fırat’ın doğusuda hem İdlib konusunda oradaki özerk yapıların kadırılması ile ilgili bir politika izlenmelidir. Tabii burada radikal silahlı gruplarla diğer silahlı daha yumuşak gruplar arasında bir ayrımın yapılması da doğru olacaktır. Bu çerçevede Astana formatının da kararı vardır. Bu noktada Türkiye hiçbir şekilde bu özerk yapıların pekiştirilmesine fırsat vermemeli. Şam iktidarı bütün Suriye üzerinde etkin hale gelmeli ki bu da Türkiye’nin çıkarınadır. Tabii bu noktada ılımlı silahlı grupların Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve Suriye’nin devlet yapısına entegre edilmesi için de çeşitli adımlar atılabilir ve Türkiye’deki bazı muhalif unsurların düzenli bir şekilde evlerine dönmeleri açısından da af ilan edilmesi ve başka türlü tedbirlerle bunun sağlanmasına adımlar atılabilir. Türkiye de Şam yönetiminin bütün ülke üzerindeki otoritesini destekleyecek buna mukabil de ılımlı silahlı mualefet de Suriye’nin siyasal yaşamına entegre edilmesi için çeşitli adımların atılmasını da Şam sağlayabilecektir. Bu temelde bir uzlaşı sağlanabilir.

Beşar Esad’ın daveti ile Doğu Perincek, Ethem Sancak ile birlikte ve başka parti dışından da önemli şahsiyetlerin yer alacağı bir heyetle Şam'a gidecek.

3- Sayın Doğu Perinçek, Suriye lideri Beşar Esad ile görüşmek için Suriye'ye gitme ihtimali haberleri doğru mu? Eğer doğruya Sayın Perinçek bu grüşmede hangi konuları konuşmak istiyor?

Türkiye’deki Vatan Partisi ile Şam iktidarı Beşar Esad’in ilişkileri eskilere dayanmaktadır. Bu ilişkiler daha iç savaşı başlamadan önce de söz konusuydu. Türkiye ve Suriye ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda önemli birlikte çalışmalar da yapılmıştır. İç savaşı sonrasında da  Vatan Partisi’nden heyetler bir çok kez Şam’a gitmişler ve Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzeltilmesi için önemli adımlar atmışlardı. Şimdi Beşar Esad’ın daveti ile Doğu Perincek, Ethem Sancak ile birlikte ve başka parti dışından da önemli şahsiyetlerin yer alacağı bir heyetle Şam'a gidecek. Burada temel ana gündem tabii ki Amerka’nin kara gücü nitelendirdiği PYD ve PKK terör örgütünün bölgeden silindirilmesi ve bu şekilde hem Suriye’nin hem Irak’ın hem Türkiye’nin hem de İran’ın toprak bütünlüğünün güvenlik altına alınması için görüşmeler yapılacaktır. Bununla birlikte hem Türkiye’deki sığınmacıların güvenli bir şekilde Suriye’ye dönüşü ile ilgili görüşmeler söz konusu olacaktır. Tabii ki iki ülke arasında sadece askeri-siyasi alanda değil ekonomik alanda da işbirliği ele alınacaktır. Bu görüşmede esas ana madde Amerika’nın planlarının bozulması ve bu devletin Suriye’den gönderilmesi olacak.

4- Önümüzdeki Eylül ayında Türkiye'nin Kuzey Suriye’de operasyon yapma ihtimali yüksek olduğu söyleniyor. Olası Türkiye-Suriye diyaloğu ve  TSK’nın yeni harekati arasında bir çelişki var gibi görünüyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

TSK’nın Suriye’deki operasyonu kesinlikle Suriye’nin toprak bütünlüğüne karşı olmayacaktır. Tam tersine Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve egemeliğini sağlamasına yönelik bir adımdır. Ancak Türkiye operasyonu kesinlikle ve kesinlikle Şam’la sadece eşgüdüm içerisinde değil işbirliği içerisinde olması gerekmektedir. Biliyorsunuz iki ülke arasında Adana Mutabakatı vardır. Bu mutabakata göre Türk ordusunun bölgeye müdahale etme imkanı bulunmaktadır. Fakat tabii bu hak asla ve asla Suriye’nin egemenliğine aykırı bir şekilde değrlendirilmeyecektir. Bölgenin terörden temizlendikten sonra tabii ki Türk ordusu oradan çekilecektir. Ancak operasyonun Suriye ile koordinasyon içinde yapılırsa Türkiye’nin çıkarınadır. Bununla birlikte Rusya’nın da İran’ın da desteği alınmalıdır. Bu şekilde hareket edildiğinde Türkiye’nin operasyonu bütün Astana Süreci ülkelerinin çıkarlarına uygun bir hamledir. Tabii mutlaka ve mutlaka bu ülkelerle işbirliği yapıldığı taktirde.