Dünya basınının, "Türkiye tarihinin en kritik dönemeci" olarak adlandırılan, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri'ne yönelik ilgisi artarak devam ediyor. Son olarak, Cyrielle Cabot tarafından AFP'de yayınlanan bir analizde seçim maratonuna ilişkin son durum ile muhalefet ve hükümet bloklarının son adımları ele alındı.
İşte, o analizden öne çıkan bölümler:
Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası 10 Mart'ta resmen başladı ve üçüncü kez aday olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan artık en büyük rakibinin kim olduğunu biliyor. 74 yaşındaki Kemal Kılıçdaroğlu, gözlemciler tarafından genellikle "Erdoğan'ın zıt kutbu" olarak tanımlanıyor.
Kamuoyu yoklamaları ise "seçimin başa baş geçeceğini" ve "Erdoğan'ın, 2003'te iktidara gelmesinden bu yana en belirsiz seçimi" olduğunu söylüyor.
"Karizma eksikliği avantaja dönüşebilir...
Öte yandan pek çok kişi "Kılıçdaroğlu'nu 'karizma eksikliği' nedeniyle eleştiriyor; İstanbul veya Ankara belediye başkanının aday gösterilmesini tercih ediyor." Didier Billion'a göre, "Bazıları tarafından karizma eksikliği olarak görülen bu durum, kampanya sırasında bir avantaja dönüşebilir. Kılıçdaroğlu, otoriter ve kavgacı olarak görülen Recep Tayyip Erdoğan'dan çok farklı bir imaja sahip. Halk bu tür bir normallik istiyor."
"Muhalefet içindeki bölünmeleri öne çıkaracak"
"Erdoğan her zamankinden daha zayıf görünüyor, ancak hala çok sağlam bir seçmen tabanına sahip" diyen Denizeau'ya göre ise "Kampanya sürecinde seçmenleri bir araya getirmek için kontrolü altındaki basına güvenecek. Muhalefeti itibarsızlaştırmak için muhalefet içindeki bölünmeleri öne çıkarmaya çalışacak."
"Ortak program oluşturmakta zorlanıyorlar"
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik kriz ve 6 Şubat depremindeki yönetimine yönelik ağır eleştiriler nedeniyle kırılgan bir durumdayken, "Muhalefet bir program oluşturmakta zorlanıyor."
Didier Billion'a göre, ortak paydaları Erdoğan'ı devirmek, başkanlık rejimine son vermek ve parlamenter demokrasiye dönmek olan muhalefet, söz ekonomik ve sosyal politikalara geldiğinde seçim sonrasını işaret ediyor ve uzlaşma olacağı sözünü veriyor.
Kaynak: Cumhuriyet