İran Ordusu Deniz Kuvvetleri, kuralları ihlal etmesinin ve İran petrolünün ABD tarafından çalınmasının ardından geçen Perşembe ABD’nin “Suez Rajan” petrol tankerine el koymuştu.
Aydınlık gazetesi bu konu ile ilgili rapor yayınladı. Tevfik Kadan'ın hazırladığı raporun bir bölümü şu şekilde:
ABD, geçen yıl nisan ayında İran petrolü taşıyan Yunan sahipli “Suez Rajan” adlı bir tankere el koydu. Hem içindeki petrolü sattı, hem Yunan firmaya ceza kesti. Daha sonra Yunanistan'a gönderilen geminin adı “St. Nikolas” olarak değiştirildi. İran ise misilleme yapacağını duyurdu. Ancak TÜPRAŞ gitti, aynı Yunan firmadan aynı gemiyi kiraladı. Üstelik gemiyi Basra Limanı'na gönderdi. İranlılar da, ABD bu gemideki petrolünü çaldığı için gemiye el koydu. Böylece ABD, hem küresel ticarete darbe vurmuş hem de Türkiye ile İran arasına nifak sokmuş oldu. Başrolde ise Koç'lar var.
ABD'nin korsanlığı
Yukarıda özetlenen konu, oldukça ilginç bir hikaye. İçinde hem korsanlık, hem de siyasi bir operasyon var. Bir yanda ABD'nin serbest ticaret özgürlüğüne vurduğu ağır darbe, diğer yanda bile bile lades diyerek petrolünü kaptıran TÜPRAŞ var. Darbe yiyen ise Türk-İran dostluğu.
Yunan firma, geminin adını değiştirmeye karar verdi. “Suez Rajan” gemisine “St. Nikolas” adı verildi. TÜPRAŞ da Yunan firmaya giderek bu gemiyi kiraladı. Gemi, geçen hafta Irak devlet petrol şirketi SOMO'dan satın alınan ham petrolü TÜPRAŞ'a getirmek üzere Basra Limanı'na gönderildi. Burada 140 bin ton ham petrol yüklenen gemi, dönüş yolundayken Devrim Muhafızları tarafından durduruldu. Yüküyle birlikte el konulan gemi, Bender Abbas Limanı'na götürüldü. Türkiye'de bir anda “İran, Türk petrolüne el koydu.” haberleri servis edildi. TÜPRAŞ tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
“Yunan armatör firması Empire Navigation'a ait Marshall Adaları bayraklı St. Nikolas isimli gemi ile olan iletişim Umman açıklarında 11 Ocak 2024 saat 06.30 dolaylarında kesilmiştir. Söz konusu gemi, Irak devlet petrol şirketi SOMO'dan satın aldığımız ve Basra Limanı'ndan rafinerimize ulaştırılmak üzere yola çıkan yaklaşık 140 bin ton ham petrol taşımaktadır. Tüm rafineri operasyonlarımız planlandığı şekilde devam etmekte olup, olayın rafineri operasyonlarımıza bir etkisi bulunmamaktadır. Konunun takibi, ulusal ve uluslararası yetkililerle işbirliği halinde sürmektedir.”
Aydınlık, Yunan firmaya ulaştı
Aydınlık, geminin sahibi olan Yunan Empire Navigation firmasına ulaştı. “St. Nikolas” gemisinin geçen yıl ABD tarafından el konulan “Suez Rajan” ile aynı gemi olduğunu doğrulayan firma, gemiyi TÜPRAŞ'a kiraladıklarını ve son operasyonda Basra'dan yüklenerek Süveyş Kanalı üzerinden Aliağa'ya gideceğini bildirdi.
Şirket yetkilisi, kiralama yapılırken geminin sicili ve İran'ın uyarılarına yönelik TÜPRAŞ'a bir bilgilendirme yapılıp yapılmadığına dair sorumuza şu yanıtı verdi:
“Geminin geçmişi her zaman kamuya açıktı ve şirketin internet sitesinde yer alıyordu. Kayıtlara geçmesi açısından, şirkete yönelik herhangi bir İran tehdidi söz konusu olmamıştır.”
Firma yetkilisi, daha önce TÜPRAŞ'a gemi kiralaması yapıp yapmadıklarına ve ABD olayından sonra ST. Nikolas'ın Fars Körfezi'ne gönderilip gönderilmediğine dair sorularımıza ise daha sonra yanıt vereceklerini bildirdi.
TÜPRAŞ tarafı ise yazılı olarak istediği sorularımıza, gazetemiz baskıya gidene kadar henüz yanıt vermemişti.
TÜPRAŞ'tan yanıtını beklediğimiz sorular şunlar:
- TÜPRAŞ, “Empire Navigation” adlı firmadan daha önce gemi kiralama işlemi yapmış mıdır?
- Gemi kiralanırken, “St. Nikolas”ın geçen yıl ABD tarafından el konulan “Suez Rajan” olduğu biliniyor muydu? Bu konuda Yunan firma TÜPRAŞ'a herhangi bir bilgilendirme yaptı mı?
- Gemi, Fars Körfezi'ne gönderilirken risk değerlendirmesi yapıldı mı?
- El konulan petrolün tazmini için nasıl bir yol izlenmektedir?
Her taşın altından onlar çıkıyor
Burada dikkat edilmesi gereken nokta; İran'ın el koyma ihtimalinin yüksek olduğu görülen bir geminin, neden kiralanarak İran'ın kucağına gönderildiğidir. Böyle bir sonucun, Türkiye ile İran arasında kriz yaratabileceği değerlendirilmemiş midir?
TÜPRAŞ'ın sahibi olan Koç ailesi, kısa süre önce de Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini baltalayabilecek bir kupa krizinin merkezinde yer almıştı.
Daha da öncesinde, “Amiraller Bildirisi” olarak anılan ve iç cephede kargaşalıklar yaratmayı hedefleyen kumpasın içinden de yine Koç'a bağlı Global İlişkiler Forumu (GİF)'nun çıkması tesadüf müdür? Bildiriyi hazırlayan Em. Tuğamiral Ergun Mengi, GİF'in az sayıdaki üyesinden biridir ve GİF, ABD Dış İlişkiler Konseyi'nin (Council on Foreign Relations, CFR) Türkiye şubesidir.