İran Devrimi Muhafızları Ordusu, 13 Nisan tarihinde Siyonist İsrail’e karşı misilleme operasyonu başlattı.
Bu operasyonda İran'dan işgal edilmiş Filistin topraklarındaki Siyonist hedeflere yönelik onlarca kamikaze insansız hava aracı ve (İHA) ve füze fırlatıldı.
Devrim Muhafızları Ordusu'ndan yapılan açıklamada Siyonist Rejim ordusunun Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlediği saldırıya misilleme olarak İsrail'e onlarca füze ve İHA'larla karşılık verildiği bildirildi.
İsrail rejiminin 1 Nisan’daki terör saldırısında, aralarında İranlı komutan Muhammed Rıza Zahedi’nin de bulunduğu 13 kişi şehit olmuştu.
İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamanei, Ramazan Bayramı hutbesinde, Şam'daki İran konsolosluğuna saldıran İsrail rejimini cezalandıracağını vurgulamıştı.
Aydınlık Gazetesi Ankara Temsilcisi İsmet Özçelik, İran'ın yürüttüğü misilleme harekatını Mer Haber Ajansı'na değerlendirdi:
Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:
1- İran'ın İsrail'e yönelik insansız hava aracı ve füze saldırısına ilişkin değerlendirmeniz nedir?
Bana göre İran titiz bir çalışma yaptı. Bölge ülkelerinden bazılarıyla yüz yüze basılarıyla telefonda görüştü. Rusya ve Çin’le sürekli temas halindeydi. Avrupa ülkeleriyle de irtibatı kesmedi. Amerika’ya da haber gönderdi. Bu temaslarında İsrail’e yanıt vereceği konusundaki kararlılığını açık bir şekilde vurguladı. Elbette yeri ve zamanını söylemedi. “İsrail’i vuracağım” dedi ve vurdu.
2- Sizce bu operasyon ne kadar başarılı oldu ve İsrail'e ne gibi maliyetler getirdi?
Operasyonla ilgili Batı’da yapılan haberler, operasyonu küçümsemeler etkili olmadı. Kısa sürede sonuçlar ortaya çıkmaya başladı. Yayınlanan görüntüler sonrası gerçek ortaya çıktı. İran İHA’larla “Demir Kubbe”yi meşgul ettiği, füzelerle hedeflerini vurduğu anlaşıldı. Elbette İHA ve füzelerin önemli bölümü engellenmiş. Ama izlenen taktik başarılı olmuş görünüyor.
Operasyonda İran füze ve İHA’ları engellemek için kullanılan malzemelerin maliyeti 1,5 milyar dolara yakın. Bir günde harcanan miktar. Bunun dışında da maliyetleri var. ABD ve Batı’nın uzun süre dayanması mümkün değil.
3- Siyonist rejim ve Batılı ülkeler bu misilleme operasyonunu “saldırganlık” olarak tanıtmaya çalışıyor. İran bu operasyonu Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51. maddesine göre "meşru müdafaa" çerçevesinde yapıldığını söylüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
İran’ın yanıtı uluslararası hukuka uygun. Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51.’inci maddesi ve diğer uluslararası hukuk kuralları Şam’da konsolosluğu vurulan İran’a yanıt verme hakkını veriyor. Bu konuda BM daimi üyelerinden Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin tavrı da bu yönde. Türkiye de aynı tutumu aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 Nisan günü Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası değerlendirmelerinde de bu konuda net açıklamalar yaptı.
Aslında bu konuda dünyada fazla bir tartışma yok. İsrail açıkça uluslararası hukuku çiğnedi ve suç işledi. İran meşru müdafaa hakkını kullandı. İran bunu yapmak zorundaydı. Eğer yapmasaydı kendi halkına hesap veremezdi.
4- Bu eylemin İsrail'in caydırıcılığını zayıflatmadaki rolü nasıldı?
İran’ı yanıtı birçok şeyi değiştirdi. Birincisi “İsrail vurulamaz” algısını bitirdi. İkincisi ABD ve İsrail’in caydırıcılığına büyük darbe vurdu. İran’ın kendi topraklarından düğmeye basınca İsrail’i vurabileceğini gösterdi. Başta ABD ve İsrail olmak üzere ABD’nin kuyruğuna takılan ülkelerde yaşanan panik de bundan kaynaklanıyor. Avrupa ülkeleri Rusya-Ukrayna savaşında ABD’nin peşine takıldılar. Ülkelerin ekonomileri çok büyük zarar gördü. Bu yanlışı yapan iktidarların hepsi ciddi sıkıntılar yaşıyor. Birkaç yıl içinde hepsi gidecek. Tabandan gelen dalga Amerika ile değil Asya ile işbirliğinden yana.