İran İslam Cumhuriyeti, Mars 1979'da Bağdat Paktı'ndan (CENTO) çekilerek artık Amerika'nın bölgedeki çıkarlarının koruyucusu olmadığını açıkladı. Bunun sonucunda Aralık 1980'da Şapur Bakhtiyar'ın yandaşlarından "Mühendis Kadısi" isimli bir kişi, bir darbe planı hazırladı.
Darbenin liderleri, Tahran'a yakın, şehrin dışında uçağı bulunan, unsurlarının askere alınabileceği ve hava operasyonlarının liderlerinin personelini ve yerlerini bildiği bir askeri üssü ele geçirmeye çalıştı. Böylece darbeyi başlatmak için Şehit Noje Hava Üssü seçildi. Şehit Noje Hava Üssü, Hemedan kentine 50 km uzaklıkta ve Kebuder Ahang şehrinin yanında, halkın ulaşamayacağı bir yerde bulunuyordu. Başta General Muhakkıki, General Said Mehdiyun, Yüzbaşı Hamid Nimeti ve Yüzbaşı İreç İrannejad olmak üzere darbe girişiminin bazı diğer liderleri orada görev yapmıştı ve üssün personelini tanıyorlardı.
Darbe nasıl başladı?
Darbenin liderleri o dönemde Irak'ın Baas ordusuyla koordineli olmuştu. O dönemde İran-Irak savaşı henüz başlamamıştı ama iki arasındaki gerginlik vardı. Plana göre 9 Temmuz 1980'da Irak savaş uçakları İran havasını ihlal edecek ve bunun üzerine siren sesleri yükselecek ve Noje Hava Üssü'nden Irak uçaklarını geri püskürtmek için savaş uçakları kalkacaktır. Fakat darbe uçakları Irak sınırına doğru değil, Tahran'ı hareket edederek önceden belirlenen hedefleri vuracaktı.
Uçakları hangi yerleri hedef alacaktı?
Darbe planına göre uçakların Tahran'a vardığında İmam Humeyni'nin Evi, Mehrabad Havalimanı, Başbakanlık Ofisi, Devrim Muhafızları Karargahı, Devrim Komiteleri Karargahı, Veliasr Üssü, İmam Hüseyin (a.s) Üssü ve daha birçok önemli yeri bombalaması gerekiyordu.
Hava bombardımanının ardından uçaklar ses duvarını aşarak kara kuvvetlerine darbenin ikinci aşamasına başlama sinyali verecekti.
Bu aşamada Radyo ve Televizyon Kurumu, Mehrabad Havalimanı, İslam Cumhuriyeti Ordu Karargâhı, Hür, Kasr ve Cemşidiye üsleri geçirilerek şiddet ve korkutma eylemleriyle Tahran'da sıkıyönetim ilan edilecekti.
Darbe neden başarısız oldu?
Darbeden üç gün önce, işbirliği yapmak üzere seçilen pilotlardan biri Tahran'da Yüzbaşı Hamid Nimeti ile görüştü. Hamid Nimeti ona, görevinin Beyt İmam Humeyni (r.a) Evi'ni bombalamk olduğunu ve bu darbe 5 milyona kadar insanın öleceğini söyledi.
Görünüşe göre Hamid Nimeti'nin planı, darbenin ilk brifing toplantısında pilotlara, darbeye katılmaya ve milyonlarca insanı öldürmeye hazır olup olmadıklarını öğrenmek için böyle bir cümle söylemekti.
Bahsi geçen pilot, görevin türü ve bu kadar insanı öldürmenin boyutu karşısında tereddüt etmiş ancak darbeci liderlerin korkusundan ne yapacağını bilememişti. Pilot, o gece evde kardeşine ve annesine darbeyi anlatır ve annesi ona "Sen bunu yapmamalısın. Konu devrimcilere bildirmen lazım. Bu işin önünü alman gerekiyor, yoksa sana sütümü helat etmem" der.
Annesinin bu sözleri, söz konusu pilotun çarşamba sabahı erken saatlerde kararını vermesine ve darbeci liderler tarafından öldürülme ihtimalini bilmesine rağmen darbe girişimi Tahran'daki yetkililere bildirmesine neden oldu.
Şu ana kadar ismi açıklanmayan pilot evden çıkıp sabah ezanına doğru Ayetullah Hamanei'nin evine ulaşır. İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamanei bu konuyla ilgili şöyle buyurmuştur:
“Bir gece sabah ezanına doğru evimizin kapısı çalındı. Dışarıya çıktım. Bir askerin geldiğini ve benimle önemli bir işi olduğunu söyledi. Kapıyı açınca duvara yaslanmış, şaşkın, yorgun ve başını aşağıya eğmiş bir insanla karşılaştım. ‘Benimle işin mi var’ diye sordum. Kalktı ve ‘Evet’ dedi. ‘Ne işiniz var?’ dedim. ‘Önemli bir işim var sadece kendinize anlatacağım’ diye cevap verdi. Sözlerinden şüphe duydum. Niyetinin kötü olduğunu düşündüm ancak onu dinlememek de mümkün değildi. Bahçenin bir köşesine oturduk. Uykusuzluğun, yorgunluğun ve heyecanın etkileri onda görülüyordu. ‘Hamedan üssünde bir grup toplanarak darbe yapmaya karar vermiş. Bunun yapılması için de ben dahil birçok kişiye para vermişler. Cemaran ve birkaç diğer yeri bombalayacağız’ dedi. Bu darbe ne zaman olacak diye sordum. ‘Bu gece’ dedi. Konunun çok ciddi olduğunu ve takip etmem gerektiğini düşündüm. Bu arada bunun bir politika olduğu ve kafamızı başka yere sptırmak için yapılacağı ihtimalini verdim. Ancak işin aslı o kadar önemliydi ki, bu ihtimallere rağmen konuyu takip etmemiz gerekiyordu.”
Bu pilotun darbeyi ifşa etmesinden birkaç saat sonra 65. Havadan Özel Kuvvetler Tugayı (NOHED 65) astsubaylarından biri de Müşterek Kurmay'ın ikinci ofisinde bulunan komiteye başvurarak, İslam Cumhuriyeti'nin yıkılmasını amaçlayan bir darbe düzenleyeceklerini itiraf etti ve komiteye darbe girişimi planıyla ilgili bir zarf verdi.
Böylece İran İslam Devrimi iki kişi tarafından bu tehlikenin farkına vardı. Bu darbe karşıtı hareket, birbirinin yaptıklarından habersiz iki kişi tarafından gerçekleştirilmiş olsa da bu iki kişinin eylemi aslında devrimci bir milletin kendi devrimini savunma iradesinin ifadesiydi.
Darbe girişiminin bastırılması Darbe ihtimalinin hissedildiği andan itibaren Hemedan’daki Devrim Muhafızları istihbarat birimleri, Hamedan Devrim Muhafızları Mühendislik Dairesi, Hava Kuvvetleri İslam Birliği, Kara Kuvvetleri ve Nohed Tugayı'nın personelinin katılımıyla "Darbeyi Bastırma Merkezi" adı altında bir merkez kuruldu.
Bu merkez darbeye ilişkin etkili ve doğru bilgiye sahip değildi ancak darbenin pilot ve daha sonra 23. Nohed Tugayı'nın astsubaylarından biri tarafından bilgiye ulaştı. Bilgilerin tamamlanmasından ve önceden toplanan bilgilerden yola çıkarak, Laleh Parkı ve Şehit Noje üssünde darbeye karşı bir operasyon planlandı.
Otobüsle Noje Hava Üssü'ne gidip diğer darbeci pilotlara katılmaları gereken 40 pilot Lale Pakı’nda toplandı. Darbeyi etkisiz hale getirmek için kullanılan güçlerin büyük bir kısmı Şehit Noje üssüne yoğunlaştı ve üssün içinde ve dışında operasyonlar gerçekleştirildi. Böylece darbenin başladığı anda Devrim Muhafızları ve Hava Huvvetleri harekete geçerek hainlere ve onların efendilerine öyle bir ders verdi ki, sonsuza kadar devrimin tarihinde kalacak.