İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kenani, "Bugün Filistin meselesi milletlerin en önemli siyasi ve insani meselesi haline gelmiştir. İşte bu, İran dış politikasının ilkeleri ile birlikte kamu diplomasisi unsuru ve kapasitesinin kullanılması ürünüdür." dedi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kanani, bugün düzenlediği basın toplantısında Dışişleri Bakanlığı'nın 13'üncü hükümetteki kamu diplomasisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kenani, yaptığı açıklamada, "Kamu diplomasisi, ülke dış politikasının sınır ötesi, bölgesel ve uluslararası alandaki tüm adımlarının tamamlayıcı ve ayrılmaz bir parçasıdır. 13. hükümette bu konuda özel tedbirlerimiz vardı. Bu hususta çeşitli tedbirleri değerlendirdik ve önemli adımlar attık. Günümüzde kamu diplomasisinin önemi yadsınamaz. Büyükelçilerimiz ve temsilcilerimizin yurtdışında sorumlu olması sembolik bir konu olarak değil, işlevsel bir konu olarak değerlendirilmektedir." dedi.

Kenani ayırca Filistin meselesine de dikkati çekerek, "Bugün Filistin meselesi milletlerin en önemli siyasi ve insani meselesi haline gelmiştir. İşte bu, İran dış politikasının ilkeleri ile birlikte kamu diplomasisi unsuru ve kapasitesinin kullanılması ürünüdür." ifadelerini kullandı.

Sözcü Kenani şöyle devam etti: "İslam dünyası alanında daha fazla yakınlaşma sağlayabilmemiz kamu diplomasisine önem vermenin bir sonucudur. BM Güvenlik Konseyi'nin kutsal İslami değerlere hakaret etmeyi engellemesi için özel bir toplantı düzenlemesi, kamu diplomasisi konusuna önem verilmesi başarısının başka bir örneğidir."

Kenani, ABD seçimlerinin İran dış politikasına yönelik muhtemel etkisine ilişkin bir soru üzerine, "Hükümetlerin gelip gitmesi bizim için önemli değil. Önemli olan Amerika'nın İran'a karşı düşmanca bir politika benimsemiş olmasıdır. Amerika'nın düşmanca politikalarındaki köklü bir değişiklik mevcut atmosferi değiştirebilir." dedi.

Kenani, Siyonist rejimin Yemen'in liman kenti Hudeyde'ye düzenlediği saldırıyla değinerek, "Siyonist rejimin Batı'dan aldığı destekle Filistin'de savaş suçları işlemeye devam etmesi talihsiz bir durumdur. Açık olan şu ki, Siyonist rejim bölgede gayrimeşru bir kimlik oluşturduğundan bu yana her zaman barış ve istikrara yönelik bir tehdit olmuştur. Bu rejim bölgede istikrarsızlık ve güvensizliğin kaynağı ve gerilimin nedenidir. Siyonist rejimin ölüm makinesinin uluslararası toplum tarafından durdurmasıyla barışın geri geleceğine inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

İranlı yetkili, "Siyonist rejimin Yemen'e yönelik saldırısı, Yemen'in ulusal egemenliğinin ihlalidir ve gerilimi tırmandırmaktadır. Uluslararası toplumun, bu rejimin suçlarına karşı durma sorumluluğu vardır. Özellikle ABD hükümetinin bu suçlar konusunda ciddi sorumluluğu bulunmaktadır." diye konuştu.