Venezuela'da 21 milyon seçmen yeni devlat başkanını seçmek üzere sandığa gidecek.
28 Temmuz Pazar günü düzenlenecek olan seçimlerden önce yapılan anketlere göre, 2013’ten beri bu ülkenin başkanı olan Nicolás Maduro, rakibi Edmundo González Urrutia’dan 40 puan geride.
Peki genel olarak Venezuela'da seçim süreci nasıl ilerliyor?
Mehr Haber Ajansı Venezuela uzmanı Yunus Soner ile bir röportaj gerçekleştirdi.
1- Venezuela'da bulunduğunuz için özellikle şu soruyu sormak isterim. Öncelikle oradaki atomosferi bize anlatabilir misiniz? Toplum bu seçimlere genel olarak nasıl bakıyor?
Önde giden iki aday var Nicolas Maduro mevcut devlet başkanı ve Edmondo Gonzalez muhalefetteki aday. Bu iki aday şu an ülkenin hemen hemen her tarafında her gün 1 adet miting düzenliyor; bazen Maduro birden fazla miting düzenliyor. Edmondo Gonzalez’in adaylığını destekleyen Maria isimli bayan ki kendisi de aday olmak istemişti ancak yasadan engellere takıldı, o da paralel etkinlikler ve mitingler düzenliyor. Bu mitinglerde çok büyük katılımlar gerçekleşiyor bu mitinglerde adaylar tabii ki birbirleriyle polemik yürütüyorlar.
Bunun dışında Karakas için ortam gözlemi açısından şunu tespit edebiliriz Karakas'ta bazı noktalarda reklam panolarına adaylar afişlerini astırmışlar. Bazı noktalarda duvar resimleri de mevcut ancak bunun dışında sokaklarda genel olarak çok fazla seçim havası sezmiyorsunuz.
Örneğin Türkiye'den bildiğimiz seçim otobüsleri ve seçim standları gibi faaliyetleri burada pek görmüyorsunuz.
Ancak her yerde ülke genelinde 1000'e yakın stand kurulmuş bu standlarda seçmene, seçim günü yürütülecek işlemler açıklanıyor. Bir seçim Merkezi simülasyonu yapılmış; yani parmak izi vermek, otomatik oy kullanmak ve oy kullandıktan sonra o fişi alıp belirli bir kutuya atmak; bu, süreci bilmeyen kişilere gösteriliyor.
Bu eğitim merkezleri parklarda, meydanlarda halka açık bir şekilde yapılıyor. Burada da herhangi bir gerginlik gözlemlemiyorum. Şu an genel olarak Venezuela'da ortam oldukça sakin ve çok aşırı bir seçim kampanyası gözlemlemiyorum, ancak tabii ki halkın bir numaralı gündeminin devlet başkanlığı seçimleri olduğunu insanların arasındaki sohbetlerdeki bir numaralı gündemin bu olduğunu tespit edebiliriz; Arka planda artan bir gerginlik ise seçimleri sonuçlarının taraflar tarafından tanınması konusunda belirsizlik var. Bu biraz henüz patlamayan bir gerginlik yaratıyor, burada özellikle muhalefetin 2 önde giden adayı 3 hafta önce Yüksek Seçim Kurulu'nda yapılan toplantıya katılmadı ve burada diğer adayların yani Maduro dahil 8 adayın imzaladığı Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklayacağı sunumu imzalamadılar.
Burada bir gerginlik oluşuyor ve bu gerginlik özellikle adayların konuşmalarına da yansıyor. Şunu da hatırlatmak lazım muhalefet geçmiş dönemlerde kaybettiği seçimlerden sonra sadece şiddet eylemlerine başvurmakta kalmamış bunların bazıları hatta insanları canlı canlı yaktıkları vakaları da oldu. Yine muhalefetin önde gelen siyasi isimlerinden biri olan Machado’nun geçmişte seçimleri kazanırsak Amerikan askerlerini buraya getireceğiz ve bu Chavezileri temizleyeceğiz gibi demeçleri mevcut. Nitekim Başkan Maduro da buna gönderme yapıyor ve geçtiğimiz günlerde bir demeçi yayınlandı; “Eğer muhalefet kazanırsa ortalığı kan gölüne çevirecekler” gibi bir ifade kullandı. Burada gönderme yaptı. Muhalefetin özellikle halkın içindeki güçlü Chavez'i örgütlere karşı bir şiddet sarmalına geçmesi önemli ancak dediğim gibi şu an genel olarak hakim olan ortam sakin.
2- Mevcut Venezuela Devlet Başkanı İran'a ve hatta Türkiye'ye karşı olumlu bir politika izlemektedir. Genel olarak Venezuela'da devlet başkanı değiştiğinde o ülkenin dış politikası değişir mi?
Kesinlikle değişir %100 değişir. Bunu şurdan biliyoruz; bir kere muhalefetini seçim programında Venezuela’yı tekrar özgür milletler topluluğuna geri döndürmek var. Bu seçim programının dayandığı daha eski bir seçim programında ise daha ayrıntılı bir şekilde özellikle petrol sanayinde başka ülkelerle yapılan işbirliklerinin gözden geçirilmesi, burada İran'la Çin'le ve Rusya ile yapılan hem üretim hem ticari anlaşmaların iptal edilmesi yönünde talepler de çok net bir şekilde ifade ediliyordu.
Muhalefetin adayı Edmondo Gonzalez’in kazanması takdirinde Venezuela'nın tekrar Amerika'nın rotasına gireceği hiç kimse tarafından yadırganmıyor ve tartışılıyor. Muhalefet de bunu reddetmiyor. Zaten açık bir şekilde kendileri iktidar olursa ABD'nin yaptırımlarının kaldıracağını ve Venezuela'nın petrol satmaya başlayacağını ve tekrar ABD’ye stratejik bir ittifakta döneceğini öne sürüyorlar.
Diğer yandan Maduro’nun seçim bildirgesinde ise zaten sürdürdüğü dış politikanın devamı vurgulanıyor; Bu da dış politikası açısından çok kutuplu bir dünyada Venezuela'nın yerini alması ve liderlik etmesi olarak ifade ediliyor. Hükümet yetkilileri Filistin politikasına, BRICS üyeliği ve çok kutuplu dünya konusuna vurgu yapıyor.
Şöyle bir ilginç ayrıntı da var muhalefetin önemli fikir babalarından birisi ABD'de bulunan ve ABD Kongresi tarafından finanse edilen bir düşünce kuruluşu var. Bu kuruluşun Venezuela uzmanlarından biri Yahudi kökenli Mark Feierstein isimli bir kişi. Özellikle Twitter adresini incelediğiniz zaman kendisinin Yahudi işaretleri kullandığını ve İsrail lobisinde yakın olduğunu göreceksiniz.
Dolayısıyla bu noktada da çok ciddi bir değişiklik bekleniyor. Yine kıtasal entegrasyon açısından Venezuela’nın sürdürdüğü UNASUR gibi projeler açısından da muhalefetin kazanması bu tür projelerinin dondurulması belki de iptal edilmesi anlamına gelecektir.
3- Şu anki durumda hangi adayın bu seçimi kazanma şansı daha yüksek. Neden?
Şuan yarış iki aday arasında yani Maduro ve Edmundo Gonzalez arasıda gerçekleşiyor. Edmundo Gonzalez’in ABD'nin desteklediği aday. Maduro’nun avantajı kendisini destekleyen Birleşik Sosyalist Parti’nin çok güçlü bir örgüte sahip olması ve halkın içinde çok güçlü temsil edilmesidir. Mahalle kuruluşları, komünal kuruluşlar, dernekler, sivil toplum hareketler ve sendikalar gibi çok güçlü bir şekilde seçim günü seçmeni seferber etme kudretine sahip. İkinci avantajı şüphesiz ordunun ve devlet brokrasının kendi yanında olması. Dolayısıyla burda muhalefet için darbe girişiminin oldukça zor. Maduro'nun en büyük zorluğu ise ekonomik durumu. Venezuela ekonomisi yaptırımlar nedeniyle özellikle 2016, 2017 ve 2018 yıllarında çok ağır bir kriz geçirdi ve bu kriz gıda kıtlığına bile yol açtı. Bu kriz nedeniyle milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı. Ekonomik kriz yavaş yavaş düzelmeye başlıyor. Venezuela ekonomisi artık tamamen dolarize etmiş durumda. Burda sokaklarda Amerikan doları ile her türlü alışveriş yapabilirsiniz. Bu enflasyonu kontrol altına aldı ve Venezuela ekonomisi için yüzde 8’lik bir büyüme bekleniyor. Tüketim malları varlığı açısından bir sorun yok. Ama kamu çalışanları hala düşük ücretle çalışıyor. Asgari ücret 3 dolar ve maaş hükümetin bunun üzerine bonusla ve aylık ücreti ödemesi ile 150 dolara yaklaşıyor. Ancak bu da şehirde yaşam sürdürmek için pek yeterli değil.
Dolayısıyla çok yayın bir durum. İnsanların iki işte birden çalışması ve bazı kamu hizmetlerin aksaması söz konusu. Dolayısıyla Maduro’nun en büyük zorluğu ekonomik durumun düzelmeye başlamasına rağmen halen tam olarak halkın refahına yansımış olmaması. Diğer yandan yolsuzluk konusu da eleştiriliyor. Bunlarla da mücadele ediliyor. Yani eksileri ABD yaptırımlarının sonuçları olarak değerlendirebiliriz. Bunun karşısında Edmundo Gonzalez çok değişik bir figür. Kendisi yaşlı birisi ve yedek adayı olarak muhalefet adayı oldu. Aslında María Corina Machado aday olacaktı ancak yasal engele takıldığı için adaylığı kabul edilmedi. Adayın yaşlılığı bir zaaf. Maria’nın büyük etkisi olması da gölge düşürüyor.
Buna rağmen tabii ki 25 yıldır iktidarda olan bir hükümet var dolayısıyla bir değişim olmalı diyen bir kesim de var. Orta ve üst sınıflar çok büyük ağırlıkla muhalefeti destekliyor. Onlar ABD ile ilişkilerin düzelmesini ülkeye sermaye gelmesini istiyor. Muhalefetin diğer dezavantajı ise bu önde giden adayın yanında daha muhalif adayın olmasıdır. Bunların bazıları Yüksek Seçim Kurulu’nun kararlarını tanıyor. Bunların bazıları Maduro ile ortak bir geçiş hükümeti kurmayı bile önerirken Edmundo Gonzalez daha radikal ve Maduro’yu yıkma çizgisinde olan bir adaylığı taşıyor. Diğer adayların varlığı her ne kadar bu iki aday gibi seçimi kazanma ihtimali olmasa bile Edmundo Gonzalez’den oy kopara bilirler.
Çünkü bunlar daha ılımlı muhalefeti temsil ediyor. Hükümete karşı bile öfkeli olsalar da hükümeti yıkmak istemeyenler için bir seçenek oluşturabiliyor. Bir noktanın altını çizeyim; seçimler burada binicisi elektronik oyla yapılıyor; yani gidiyorsunuz orada bir ekrana dokunuyorsunuz. Ve bu şekilde oyunuzu kullanıyorsunuz. Sonrasında da size bir fiş veriyor ve siz bu fişi kutuya atıyorsunuz ancak bu sadece teyit için elde edilen bir belge oyların sayımı seçim tamamlandıktan sonra otomatık bir şekilde gerçekleşiyor. Seçimin sonuçlarının açıklaması için tek yetkili kurum Yüksek Seçim Kurulu’dur.
Onun öncesinde açıklanan hiçbir veri yasal değil ve böyle açıklamalara önem vermek hem yasal açıdan ham siyasi açıdan yanlış olur. Çünkü burada Batılı medyanın bazı kampanyalar başlayabileceğini hükümet tarafından dile getiriliyor. Seçim Kurulu ise seçim sonucunun kesinleştiği zaman açıklayacak. Yani oyların yüzde 90’ı sayıldığı zaman ya da iki aday arasındaki farkın belirli bir noktaya geldiğinde açıklayacak, bu da 28 temmuz gecesi geç bir saatte olabilir.