Hamas lideri İsmail Heniyye, İran'da cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Mesut Pezeşkiyan'ın yemin törenine katılmak üzere bulunduğu Tahran'da suikaste uğramıştı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu, 31 Temmuz'da sabaha karşı yaptığı açıklamada, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin başkent Tahran'da düzenlenen saldırı sonucu şehit olduğu belirtildi. Siyonist rejim tarafından gerçekleşen saldırıda Heniyye'nin bir korumasının da hayatını kaybettiği aktarıldı.
Mehr Haber Ajansı Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin şehit edilmesi üzerine Gazzeli araştırmacı-gezeteci Mohammed Abu Taqiya ile bir röportaj gerçekleştirdi. Aşağıdaki yazıda bu röportajı okuyabilirsiniz:
1- Öncelikle siz ve tüm Filistin halkının başı sağolsun. Sizce sayın Heniyye’nin şehadeti Gazze halkına ve direniş eksenine nasıl bir etkisi olacak. Filistin direnişi İsrail’e karşı yoluna nasıl devam edecek. Kısacası bu olay Filistin’in mücade motivasyonunu nasıl etkileyecek.
Teşekkür ederim. Aslında Heniyye'nin şehit edilmesi Filistin'deki direnişe yabancı bir durum değil. Çünkü direnişin tarihine baktığımızda ister siyasi liderler olsun isterse askeri liderler olsun çok sayıda direniş lideri şehit olmuştur. Evet İsmail Heniyye'nin şehit edilmesini Filistin halkı için büyük bir acı ve büyük bir kayıp da görebiliriz. Ancak bu kayıp direnişi durduracak bir kayıp da değil. Aslında bunu Müslümanlar olarak kayıp demek de çok doğru olmayabilir. Çünkü Heniyye 17 yaşlarından hatta 16 yaşlarından beri bu yola çıkmış durumda ve yola çıktığından esir düştü, birkaç suikasta maruz kaldı, sürgüne gönderildi. Filistin halkı bunu da görüyor ve buna göre de her şehidin, direnişte her liderin şehit edilmesinden sonra daha güçlü bir direnişle karşı karşıya kaldı. Tarih bunu gösteriyor. 2004 yılında şehit Ahmet Yasin'in şehit edilmesinin ardından Heniyye ile tanışma fırsatım oldu. Heniyye şehit Ahmet Yasin'in yanındaydı ve onun yardımcısı olarak çalışıyordu ve görev alıyordu. Şehit Ahmet Yasin yani Hamas'ın, direnişin kurucularından birisiydi hatta kurucusuydu. Ama Heniyye'nin son sözleriyle cevap verebilirim. Heniyye son konuşmasında ve son açıklamasında sanırım Sayın Seyyid Ali Hamanei ile görüştüğünde şunu dedi: "Asil bir lider giderse, yeniden asil bir lider gelir. Biz Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz. Can veren de can alan da Allah'tır" . Bu yüzden direniş hatta Kassam'ın genel komutanı Şehid Salah Şehade şehit edildiğinde Muhammed Dayf Kassam'ın genel komutanlığını üstlendi. İsrail'in bu küstahça saldırıları, kanlı saldırıları her zaman Filistin direnişini daha güçlü kıldı, daha kararlı kıldı ve Filistin halkının Filistin direnişine sahip çıkmalarını daha güçlü, daha sabit ve daha metanetli bir hale getirdi.
2- Aksa Tufanı operasyonundan sonra Siyonist rejim Hamas'ı ortadan kaldırmak için için elinden geleni yaptı ancak Netanyahu'nun kamuoyuna verdiği sözlere rağmen ve bunun üzerinden 10 ay geçmesine rağmen bu olay henüz gerçekleşmedi ve Hamas güçlü bir şekilde direnmeye devam ediyor. Bu nedenle bu rejimin direniş ekseninde etkili olan bazı kişilere ve destekçilerine yönelik terör eylemlerine tanık oluyoruz. İsrail'in bu eylemlerini rejimin direniş karşısındaki zayıflığı olarak değerlendirebilir miyiz?
Evet aslında işgalci İsrail istihbar olarak belki bir başarıya imza attı. Aslında bir saldırıya imza attı. Bunu istihbari bir başarı da görebilir ancak bu stratejik bir darbe sayılmaz. Neden stratejik bir darbe sayılmaz? Bu, direnişin çalışmasını, direnişin varlığını durduramayacak. İsrail bunu gerçeklerini kapatmak amacıyla yapıyor. Şimdi bu, işgalci siyonizmin aldığı darbenin boyutunu, stratejik kaybını kapatabilir mi? ortadan kaldırdı mı? kaldırmadı. İşgalci siyonizm Gazze'deki başarısızlığını ortadan kaldırdı mı? Gazze'deki direnişi kaldırmak için kurulan savaş kabinesinin başarısızlığını ve dağıtılmasını, yok olmasını ortadan kaldırdı mı? İşgalci israil'deki bir buçuk milyondan fazla işgalcinin işgal edilmiş toprakları terk edilmesini kapattı mı? Onların geriye dönmesini sağladı mı? Sağlamadı. İşgalci İsrail bugün çok stratejik ve hayati kayıplar veriyor ve bu stratejik hayatı kayıplar izlediği politikalar ve attığı kanlı adımlarıyla daha da artmaktadır. Heniyye'nin şehit edilmesi büyük bir saldırıdır ancak bu büyük saldırı gerçekleri kapatmaz ve gerçekleri ortadan kaldıramaz. Gerçeği bu işgal rejiminin bitişini başladığını görebiliriz. Bizim gördüğümüz için değil, İşgalci İsrail de bunu görüyor buna teslim olmamak için en kanlı katliamlara imza atmaya devam ediyor. Hem halka, hem direnişe hem siyasi liderlerine ve bütün insanlara aslında bunları yapmaya çalışıyor.
3- Batılı hükümetler genel olarak terörle mücadele ettiklerini iddia ediyor ancak Siyonist rejimin terör eylemleri karşısında sessiz kalmayı tercih ediyor. Batılı hükümetlerin bu çifte standardına ilişkin yorumunuz nedir?
İsrail'in bu Küstahça saldırılarını gerçekleştirebilme imkanı Batının, dünyanın ve İslam dünyasının sessizliğinden aldı. Bu cesareti bu cureti oradan aldı yoksa hesap verecek bilmiş olsaydı bunları yapmazdı, bunları yapma cesaretine de sahip olamazdı. ABD başta olmak üzere birçok Batı hükümeti işgalci İsrail'in arkasında ve yanında yer aldı ve almaya devam ediyor. ingilizler ise, Almanlar ise, İtalyanlar ise, Fransızlar ise. ABD'nin desteklerinin zaten açıklanması ve anlatılması gerekiyor. Her şey açık. ABD ve Batılı birçok ülkenin bütün bu katliamlara ortakçı olarak bulunması söz konusu. Bu yüzden bunlar hukuk diye bütün hukuk sistemleri işgalci İsrail'in hukuka uygun bir şekilde davranmasını sağlamadı ve sağlamak zorunda bırakmadı. bütün hukuklar sözde kaldı, hiçbir hukuki kurum çıkıp hukuktan bahsetmesin, bahsedecek yüzü kalmadı. Herkes utanç içinde. Hukukl diye bir sistem kalamdı, adalet diye bir sistem kalmadı. Birleşmiş Milletler diye bir kurum da kalmadı. Bütün bunların başarısız olduğunu utançlı bir şekilde gördük ve görmeye devam ediyoruz. Bütün bunlar işgalci İsrail'e güç veriyor.