Dışişleri Bakan Vekili Bakıri konuşmasının başında, İran ve Filistin'in bu toplantının yapılması yönündeki talebini kabul eden İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerini ve bu krumun Sekreterini bu toplantının iyi bir şekilde yapılmasından dolayı takdir etti.
Bakıri ayrıca Siyonist rejimin Tahran'daki terör eylemini kınayan birçok hükümete teşekkür etti.
Filistin'deki gelişmelere dikkat çeken Bakıri, “Geçtiğimiz on ay boyunca Siyonist rejim, Gazze'deki ve bu İslam topraklarının diğer bölgelerindeki Filistin halkına karşı insanlık karşıtı suçlar işlemekte ve başta ABD olmak üzere bazı Batılı güçlerin kapsamlı desteği nedeniyle Birleşmiş Milletler, Filistinli sivillere yönelik bu benzeri görülmemiş cinayet ve yıkımı sona erdirmek için herhangi bir adım atamadı” dedi.
Bakıri, “İran cumhurbaşkanlığı yemin törenine katılmak için Tahran’da bulunan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye yönelik suikast, İsrail rejiminin bölgede ve bölge dışında işlediği terör suçlarının yalnızca bir örneğidir” ifadesini kullandı.
Bakıri bu suçların işgalci rejimin temelinin ve yaşamının teröre, suça, saldırganlığa, barışı ihlal etmeye, bölgede güvensizlik ve istikrarsızlık yaratmaya, savaş çığırtkanlığına ve soykırıma dayandığını bir kez daha kanıtladığını ifade etti.
Bakıri ayrıca Şehit Heniyye'ye yönelik suikast suçunun işlenmesinde ABD'nin sorumluluğunun da göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Bakıri konuşmasının davamında, “Bu iğrenç terör eylemi, İran İslam Cumhuriyeti'nin ulusal egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün açık bir ihlali, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit, uluslararası hukukun temel ilkelerinin ve Birleşmiş Milletler Şartı'nın ciddi bir ihlalidir” ifadelerinde bulundu.
Bakıri, “Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından sorumlu olan BM Güvenlik Konseyi bu suçların ve ihlallerin işlenmesinden İsrail rejimini sorumlu tutmalı ve bu suçların liderlerinin ve faillerinin yargılanması ve cezalandırılmasına zemin hazırlamalı” diye konuştu.
Bakıri, “Güvenlik Konseyi'nin İsrail rejiminin saldırılarına ve ihlallerine karşı uygun bir önlem almaması durumunda, İran’ın meşru savunma hakkını kullanmaktan başka seçeneği yoktur. Böyle bir eylem, bu rejimin İran İslam Cumhuriyeti'nin egemenliğine, vatandaşlarına ve topraklarına daha fazla tecavüz etmesini önlemek için gereklidir ve uygun zamanda ve orantılı bir şekilde yanıt verilecektir” ifadesini kullandı.
İran’ın, işgalci İsrail rejiminin bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik eylemlerinin ciddi olumsuz sonuçları konusunda defalarca uyarıda bulunduğunu belirten Bakıri, “İran bu rejimin İran vatandaşlarına, çıkarlarına ve ulusal egemenliğine karşı düşmanca eylemlerine rağmen, bölgede gerginlik ve çatışmanın daha da yayılmasını önlemek için her zaman azami çabayı göstermiştir” dedi.
İsrail rejiminin Filistin halkına karşı işlediği yaygın ve korkunç suçların yanı sıra Lübnan, Yemen ve Suriye de dahil olmak üzere bölgedeki diğer ülkelere yönelik saldırıları karşısında İslam İşbirliği Teşkilatının sorumluluğuna atıfta bulunan Bakıri, “Örgütün bu duruma tepki olarak eylemleri kapsamlı ve kararlı ve Filistin ulusuna, topraklarına ve İslam Ümmetinin çıkarlarına karşı bu tehlikeyi önlemek için İslam Ümmetinin beklentileri doğrultusunda olmalıdır” ifadelerinde bulundu.
Bakıri konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İslam ülkeleri, İsrail rejiminin işgal altındaki Filistin topraklarında, özellikle de Gazze'deki politika ve eylemlerinin saldırganlığın, işgalin, sistematik, yaygın ve kasıtlı insan hakları ihlalinin, savaş suçlarının, insanlığa karşı suçların ve soykırımın açık ve inkar edilemez bir örneği olduğunu beyan etmeli”
Bakıri İran’ın, Filistin milletinin tüm haklarının hayata geçirilmesi için İslam İşbirliği Teşkilatı ve bu örgütün üyeleriyle işbirliği yapmaya hazır olduğunu vurguladı.