Son dönemde bazı ülkelerin BRICS’e üyelik başvuruları uluslararası ilişkilerde dikkat çeken bir konu haline gelmiştir. Bu çerçevede, BRICS’in geleceği ve Azerbaycan’ın bu organizasyona olası üyeliği üzerine Azerbaycanlı siyaset bilimci Yegane Hacıyeva ile bir röportaj gerçekleştirdik. BRICS’in ekonomik iş birliği sağlama potansiyelinden, dünya düzeninde Batı merkezli sistemlere alternatif olma çabasına kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulunan Hacıyeva, aynı zamanda Azerbaycan’ın bu birliğe katılma hedeflerini ve bölgesel dinamikler üzerindeki olası etkilerini de ele aldı. Bu röportaj, BRICS’in Azerbaycan ve bölge ülkeleri için ne gibi fırsatlar sunduğunu anlamak açısından önemli ipuçları vermektedir.
İşte röportajın tam metni:
1 - Son aylarda bazı ülkelerin BRICS'e üyelikkonusu gündeme gelmiştir. BRICS'in temel amacı, ülkeler arasındaki ekonomik ilişkileri kolaylaştırmaktır ve bu da üye ülkeler arasında kiilişkilere olumlu etki yapabilir. Sizce BRICS gelecekte başarılı bir kurum olarak faaliyetgösterebilir mi?
BRICS mevcut formatında siyasi bir organizasyon olarak adlandırılmak doğru değildir, daha çok uluslararası birekonomik birliktir. BRICS, üye devletler arasındaekonomik iş birliğini derinleştirmek amacıylakurulmuştur ve faaliyetlerini belirleyen özel bir tüzüğüveya herhangi bir temel belgesi yoktur. Bu nedenleBRICS’i daha çok bir birlik olarak adlandırmakdoğrudur. Ancak tüzüğünün veya faaliyetlerinidüzenleyen temel bir belgenin olmaması, BRICS’in genel yapısal olarak gelişimine engel teşkil etmez. Birliğin gelecek perspektifi hakkında konuşursak, zamanla BRICS hem ekonomik hem de siyasi açıdan Batı sistemi olarak adlandırılan ve başta ABD ile ortaklarının kesin lideri olduğu dünya düzenini kabul etmeyen ülkeleri bir araya getiren bir siyasi platforma doğru evrilmektedir.
BRICS, katılımcı ülkeler arasında tarım sektöründen başlayarak bilgi güvenliği alanına kadar geniş bir yelpazede iş birliği öngörmektedir. Yapısal olarak, birkaç çalışma grubu, Uzman Merkezleri Konseyi, İş Konseyi ve Bilim Konseyi gibi bölümleri bulunmaktadır.
BRICS çerçevesinde çeşitli forumlar bulunmaktadır; ayrıca üye ülkeler arasındakarşılıklı iş birliğinin belirli alanlarına etkide bulunan Parlamento Forumu, Medya Forumu ve Gençlik Forumu da mevcuttur. Uzman Merkezleri Konseyi ve Bilim Konseyleri, birliğin karşılıklı faaliyetlerini belirleyen stratejileri geliştiren çalışma gruplarından oluşmaktadır. Ancak süreç, BRICS'in mevcut dönemde aynı zamanda bir siyasi birliğe dönüşmekte olduğunu göstermektedir.
BRICS, 2015 yazından itibaren katılımcı devletleriçin altyapı projelerini finanse etmek ve ya mali zorluklarla karşılaştıklarında onlara yardımcı olmak amacıyla iki mali kurum oluşturdu:
* BRICS Rezerv Fonu ve
* BRICS Kalkınma Bankası.
Her iki kurumun sermayesi 100 milyar dolar olarak öngörülmektedir.
BRICS, bu mali altyapıyı oluşturmanın ötesinde, tahıl ticareti ve üye ülkeler arasındaki diğer ticari ilişkilerde dolar, euro gibi para birimlerini devre dışı bırakarak, para ödemeleri ve transferleri için alternatif bir sistem geliştirme üzerinde çalışmaktadır.
BRICS’in siyasi evriminden bahs edersek, yukarıda belirttiğim bu iki mali kurum ve diğer faktörler, birliğin gelecekteki yapılarını belirleye bilir.
BRICS, ABD'nin liderliğinde olan Batı sisteminin belirleyici rol oynadığı dünya düzenini kabul etmeyen ülkelerin bir araya geldiği bir siyasi birlik görünümü kazanmaktadır.
Çünkü BRICS'in bu iki mali kurumu, Batısisteminin kontrolü altında bulunan ve bu siyasi sistemin çekirdeğini oluşturan Bretton Woods sisteminin mali ve ekonomik yapıları için bir alternatif oluşturma isteğini yansıtmaktadır.
Bölgede barış ve istikrara önem veren iki dost ülke olan Azerbaycan ve İran için BRICS’e üyelik, daha faydalı ve umut verici perspektifler sunabilir.
Bunun temel nedenleri vardır, çünkü Bretton Woods mali sistemi esasen Batı sisteminin çıkarlarını teşvik etmektedir ve bu durum diğer ülkeler için faaliyetlerle ilgili ciddi sorular doğurmuştur. Bazen, lider ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda uluslararası hukuku ihlal etmeye yönelik adımlar atmaktadırlar .Örneğin, Azerbaycan uluslararası hukuk çerçevesinde toprak bütünlüğünü yeniden sağladığında ve içindeki silahlı ayrılıkçılığı ortadan kaldırdığında, mevcut uluslararası kurumlar uluslararası hukukun değil, bölgede bu sistemin lider ülkelerinin çıkarlarına hizmet eden saldırganın yanında yer aldılar.
Şu anda kıyaslanamayacak düzeyde olsalar da, BRICS'in bu girişimleri, katılımcı devletlerin Bretton Woods sistemi kurumlarının siyasi taraflılığına katlanma niyetinde olmadıklarını açıkça göstermektedir. Burada, geçen yüzyılın sonunda olgunlaşan Batı sisteminin manevi, siyasi ve ideolojik özünü yitirmesi de rol oynamaktadır. Dolayısıyla, küresel siyasi etkilerin tek kutuplu bir dünya yerine çok kutuplu alternatiflerin oluştuğu bir dönemde, BRICS'in gelecekteki yapılarını da aslında yukarıda sıraladığım faktörler belirlemektedir.
2 - Azerbaycan devleti de resmen BRICS’e üyelik başvurusunda bulunmuştur. Sizce, Azerbaycan’ın BRICS’e üyelik için iç ve dış hedefleri nelerdir ve bu üyelik, ülkeye nasıl bir etki yapabilir?
BRICS üyeliği, ülkelerden herhangi bir siyasi yükümlülük talep etmeksizin ticari ilişkileri güçlendirmeye, yabancı yatırımları çekmeye ve kısacası yeni ekonomik fırsatlar yaratmaya yardımcı olabilir. Bu da BRICS'i Azerbaycan için cazip hale getirmektedir.
BRICS açısından bakıldığında ise, Azerbaycan Güney Kafkasya’nın Avrasya bölgesi ve aynı zamanda Orta Doğu ile stratejik iletişim olanaklarına sahip, arzu edilen bir üye olabilir. Kısacası, bu iş birliği karşılıklıfayda ilkesine dayanmaktadır.
Genel olarak, Azerbaycan küresel etkisini artırmaya yönelik adımlar atarak Batı ülkeleri ile mevcut ilişkilerinin ötesinde yeni bağlantılar kurmaya ilgi duymaktadır. Dengeyi gözeten bir dış politika prensibini benimseyerek, çeşitli uluslararası platformlarla iş birliği yapma arzusundadır.
BRICS ülkelerinin ekonomisi, dünya ekonomisinin%30’unu oluşturmaktadır. Bu da BRICS’in, Azerbaycan için geniş coğrafi bölgeleri kapsayan bir pazar anlamına geldiğini göstermektedir.
3 - İran ve Azerbaycan, dost ve komşu iki devlettir. Her ne kadar bazı bölgesel konularda görüşayrılıkları bulunsa da, her iki ülke de ilişkilerin gelişimine önem verilmiştir. Sizce, Tahran ve Bakü'nün BRICS'teki katılımı iki ülke arasındaki ilişkilere etki edebilir mi?
Son yıllarda İran ve Azerbaycan arasında bölgesel konulardaki görüş ayrılıklarında inişli çıkışlı bir süreç gözlemlenmektedir. Ancak değişmeyen bir gerçek, iki ülke arasındaki iyi ilişkilerin bölgede barış ve istikrar için bir zemin oluşturduğudur. Azerbaycan her zaman İran için dost ve kardeş ülke tutumu sergilemiştir. Aynı yaklaşımı İran’dan beklemek de Azerbaycan’ın hakkıdır. BRICS’in siyasi yükümlülük olmadan ekonomik ilişkiler için geniş fırsatlar sunduğunu gözönünde bulundurursak, bu durum bölgenin ekonomik gelişimi için geniş perspektifler vaat etmektedir. Bölgede barış ve istikrara önem veren iki dost ülke olan Azerbaycan ve İran için BRICS’e üyelik, daha faydalı ve umut verici perspektifler sunabilir.