Nüceba Hareket Genel Sekreter yardımcısı Hüseyin El Musevi, Siyonist rejimin İran'a saldırarak siyasi ve askeri düzeyde hedeflerine ulaşmada ciddi şekilde başarısız olduğunu ifade belirtti.

Siyonist rejim 26 Ekim’de ABD’nin tam desteğiyle İran’daki askeri hedeflere saldırı gerçekleştirdi. İran ise bu eylemi cevapsız bırakmayacağını duyurdu.

Nüceba Hareket Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin El Musevi Mehr Haber Ajansı’na verdiği röportajda Siyonist rejimin İran’a yönelik saldırısının boyutlarını anlattı.

Bu röportajı aşağıda okuyabilirsiniz:

1. Siyonist rejimin İran'a karşı gerçekleştirdiği saldırının boyutlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Siyonist rejim ve müttefikleri bu saldırıyı gerçekleştirerek amaçlarına ne kadar ulaşabildi?

Kuşkusuz, Siyonistlerin İran’a yönelik saldırısı, korkudan kaynaklanan korkakça bir eylem olarak değerlendirilmekte ve bölgenin güvenlik ve istikrarını bozmayı amaçlamaktadır. Bu saldırgan eylem, İsrail'in, İran'a ve direniş eksenine karşı art arda aldığı yenilgiler nedeniyle kaybettiği itibarını korumak amacıyla gerçekleştirildi. Aslında Siyonist rejim bu saldırıyı yapmasaydı daha iyi olacaktı. Çünkü bu saldırı, düşmanın tüm hedeflerine ulaşamamasıyla sonuçlandı.

İsrail'in İran'a yönelik saldırısı, küresel askeri çatışmalar tarihindeki en başarısız askeri operasyondu ancak bu saldırıyı büyütmek için saldırı öncesi ve sonrasında büyük bir medya çılgınlığı yarattılar. Aslında bu saldırının İsraillilere faydası olmadı. Dolayısıyla bu saldırı zayıf ve değersizdi. Bu zayıf saldırı, Netanyahu'nun açıklamalarıyla kabine üyeleri arasında derin bir boşluk olduğunu kanıtladı.

2. İran’ın Siyonist rejimin bazı müttefiklerine daha önce yaptığı uyarılara rağmen Ürdün gibi bazı komşu ülkeler İsrail’e hava sahasını kullanmasına izin verdi. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ürdün'ün ve İran'a saldırmak için hava sahasını İsrail'e veren bazı ülkelerin tutumuna gelince, onların sınırlı çıkarlarını korumak adına zayıf bir tutum benimsediğini söyleyebilirim.

Sonuç olarak İsrail ve müttefiklerinin siyasi ve askeri düzeyde hedeflerine ulaşmada ciddi şekilde başarısız oldukları ve istedikleri sonuçlara ulaşamadıkları söylenebilir.