İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılmak üzere Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a bulunan İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Arif bu zirvede konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Arif konuşmasının başında Suudi Arabistan'a bu toplantıyı gerçekleştirdiği için teşekkür etti.
Muhammed Rıza Arif, "Şehit Seyyid Hasan Nasrullah ve Şehit Yahya Sinvar'ın da dahil olmak üzere direniş yolu şehitlerini selamlıyor, saldırganlık ve soykırımın kınıyor ve mazlum Filistin milletinin kendi kaderini tayin hakkına vurgu yapıyoruz" dedi.
Arif, "Baskıya, saldırganlığa ve adaletsizliğe kayıtsızlık eylemsizliğe neden olur ve eylemsizlik ise suçlunun daha da kışkırtılmasına neden olur" ifadesini kullandı.
Arif, "Geçtiğimiz yüzyıldan kalan en büyük kötülüklerden biri olan Filistin topraklarının kanlı işgali ve bir milletin devam eden yerinden edilmesi ve soykırımı karşısında sessiz kalmamak ahlaki görevimizdir" ifadelerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı, "Bu soykırım ve işgal, kendilerini ABD ve diğer bazı Batılı hükümetlerin tartışmasız desteği altında olan suçluların cezasız kalmasının sonucudur" diye konuştu.
Arif konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gazze'de başta kadın ve çocuklar olmak üzere 50 binden fazla masum insanın öldürülmesi ve Siyonist rejimin Lübnan'da işlediği suçlar, ABD'nin siyasi, mali, istihbarat ve askeri desteği ve katılımıyla gerçekleştirilmektedir. Bu durumu daha da ağırlaştıran ve suçluların, Filistin'i bir ulus olarak soykırım ve yok etme planının uygulanmasında küstahlaşmasına neden olan şey, uluslararası topluma dayatılan kayıtsızlıktır. ABD, Siyonist rejimin eylemlerinin ana destekçisidir ve dünya, bu ülkenin yeni hükümetinin Gazze ve Lübnan'ın masum halkına karşı savaşı derhal durdurma sözünü yerine getirmesini bekliyor”
İsrail rejiminin terör eylemlerine karşı gösterilen hoşgörünün, barışçıl yaşamın tüm uluslararası kural ve normlarının yanı sıra, barış zamanlarında ve çatışma zamanlarında uluslararası ilişkileri düzenleyen kuralları da geçersiz kıldığını belirten Arif, “Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler mekanizmalarının, ABD ve bazı Batılı hükümetlerin işgalci rejime tam ve koşulsuz desteği nedeniyle, Filistinlilere yönelik soykırıma ve Lübnanlıların toplu katliamına son veremediği bir dönemde İslam ve Arap ülkelerinin başkanları olarak sorumluluğumuz artıyor. İşgalci rejim, sadece uluslararası hukukun tüm ilke ve kurallarını değil, insanlığın ilke ve kurallarını da utanmadan ihlal etmekte, Genel Kurul'da Birleşmiş Milletler Şartı'nı yırtmakta, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterini istenmeyen unsur ilan ederek uluslararası hukuku ihlal etmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Arif, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Böyle bir durumda kararlı bir karar ve kolektif eylemle işgalci rejimin suçlarının sona erdirilmesi yönünde etkili bir adım atmak konusunda İslam ve Arap ülkeleri olarak üzerimize ağır sorumluluk düşer. Kolektif eylemimiz aşağıdaki üç ana hedefin gerçekleştirilmesine yönelik etkili bir adım olmalıdır:
1-İşgalci rejimin suçlarının durdurulması
2- Bu suçların tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması
3-İşgalci rejimin suçları nedeniyle Filistin ve Lübnan halkına verilen zararların uygun şekilde tazmin edilmesi.”
İşgalci rejimin cinayetlerini kınayan ve Filistin davasını savunan Arif, konuşmasına, “İran İslam Cumhuriyeti'nin tüm Filistinliler arasında referandum yapılması çerçevesinde önerdiği çözümün hâlâ Filistin sorununun kalıcı çözümüne ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının yeniden sağlanmasına yönelik tek demokratik çözüm gibi gözüktüğünü hatırlatmak isterim” ifadesini ekledi.