Pakistan Parlamentosu Milletvekili Hamit Hüseyin, bu ülkenin ordusunun Paraçinar'da güvenliği sağlamadaki başarısızlığının ardından, bölgenin güvenliğinin Şii ve Sünni gençlerden oluşan yerel güçler tarafından sağlanması gerektiğini vurguladı.

Paraçinar şehri, nüfusunun büyük çoğunluğunu Şiilerin oluşturduğu"Kurram" kabilesi bölgesinin merkezidir. Bu bölge, Pakistan’ın kuzeybatısında yer almakta olup, 2019 yılında diğer kabile bölgeleriyle birlikte "Hayber Pahtunhva" eyaletine bağlanmıştır.

Son yıllarda, bölge sakinlerini hedef alan tekfirci ve mezhepçi unsurların terör eylemleri, Paraçinar şehrinde katı kısıtlamaların uygulanmasına yol açmıştır.

Bu saldırılardan sonuncusunda, dün, Pakistan’ın kuzeybatısındaki Kurram bölgesinde yolcu araçlarına düzenlenen saldırıda 44 kişi, bunlardan 39'u Şii olmak üzere, hayatını kaybetmiştir. Raporlara göre, bu olayın kurbanlarının birçoğu kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Ayrıca, en az 12 kişi de bu terör saldırısında yaralanmıştır. Bu terör olayını gerçekleştirenlerin kimlikleri henüz belirlenememiş ve hiçbir grup saldırının sorumluluğunu üstlenmemiştir.

Bu terör saldırısının ardından Mehr Haber Ajansı muhabiri,  Pakistan Parlamentosu Paraçinar Milletvekili Mühendis "Hamid Hüseyin" ile bir röportaj gerçekleştirmiştir. Röportajın detayları aşağıda yer almaktadır:

Bu son saldırı hakkında bilgi verir misiniz? Olay nasıl gerçekleşti?

Öncelikle belirtmek isterim ki bu saldırıdan birkaç ay önce aynı bölgede bir Sünni topluluğunun bulunduğu konvoy, terörist bir saldırıya hedef olmuştu. O olayda 30'dan fazla Sünni vatandaş hayatını kaybetmişti. O konvoyda da güvenlik görevlileri bulunuyordu.

Bu olayın ardından Peşaver ile Paraçinar arasındaki bağlantı yolu kapatılmıştı. Birkaç hafta önce bu yol yeniden açıldı ve Paraçinar halkının Pakistan güvenlik ve devlet kurumlarıyla yaptığı müzakereler sonrasında, vatandaşlar bu yolda konvoylar halinde ve askeri koruma eşliğinde seyahat etmeye razı olmuştu.

Bahsi geçen konvoy, özel ve toplu taşıma araçlarından oluşuyor ve birkaç güvenlik görevlisinin eşlik ettiği bir şekilde Peşaver’e doğru seyahat ediyordu. Ancak bu sırada teröristler tarafından saldırıya uğradı. Bu saldırıda 43’ten fazla kişi hayatını kaybetti, birçok yolcu yaralandı. Ancak, yolcuları korumakla görevli güvenlik görevlilerinden hiçbiri ne yaralandı ne de öldü. Bizim sorumuz şu: Yolcuları korumakla görevli olan bu kişiler nasıl olur da hiçbir zarar görmezken bu kadar çok sivil hayatını kaybetti ve yaralandı?

Bu yolda birçok olay yaşandı. Sizce bu yolu, özellikle Şiiler için nasıl güvenli hale getirebiliriz?

Mecliste ve güvenlik, askeri ve devlet yetkilileriyle yaptığım toplantılarda şunu ifade ettim: Bu yöntem asıl sorunu çözmüyor. Bu tehlikeli yolda yüzlerce kişiyi birkaç güvenlik görevlisiyle göndermek, sorunlarımızı daha da artırıyor ve bu bir çözüm değil. Öncelikle yolun kendisi ve çevresi teröristlerden temizlenmeli. Eğer yolun çevresinin güvenliği sağlanırsa, yolcuları güvenlik güçlerinin eşlik etmesine gerek kalmaz.

Sizce bu olayların perde arkasında hangi faktörler var?

Bakın, Paraçinar’da sıkça Şii-Sünni meselesi olduğu söyleniyor, oysa biz yıllardır bir arada yaşıyoruz ve aramızda hiçbir sorun yok. Son olayda da 30’dan fazla kişi teröristlerden kaçıp kurtulmayı başardı. Bu kişiler, Sünnilerin evlerine giderek orada sığındılar. Sünni halk da onlara kucak açtı ve çok iyi bir ev sahipliği yaptı. Hatta bölgedeki bazı yerel halk, sosyal medyada ve medyada bu cinayetlerde hiçbir rolleri olmadığını açıkça ifade etti.

Dolayısıyla, bu cinayetlerin arkasında, belirli hedeflere sahip başka bir güç olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu gücün kim olduğunu şu an bilmiyoruz.

Medya, Paraçinar'daki çatışmaların bir arazi parçasının mülkiyetiyle ilgili olduğunu belirtiyor. Bu mesele çözülemez mi?

Arazi mülkiyetiyle ilgili anlaşmazlık hakkında şunu söyleyebilirim: Bu sınır bölgelerinin tamamı arasında yalnızca Kurram bölgesinde arazi mülkiyet belgeleri bulunmaktadır. Bu bölgede hem Şiiler hem de Sünniler yaşamaktadır. Eğer devlet veya güvenlik kurumları isterse, bu meseleyi bir gün içinde çözebilirler çünkü gerekli tüm belgeler mevcut. Dolayısıyla, bu çatışmalar arazi mülkiyetiyle ilgili değil. Paraçinar’da bir güç var ki çatışma ve huzursuzluk çıkmasını istiyor ve bu sorunu çözmek istemiyor.

Şu anda hükümetten ve Pakistan kurumlarından ana talebiniz nedir? Şehitler defnedildi mi?

Son olayda hayatını kaybeden tüm şehitler defnedildi, ancak Paraçinar ve Pakistan’ın diğer bölgelerinde protesto ve oturma eylemleri devam ediyor. Hükümet adına halkı korumakla görevli olan ordu ve güvenlik güçlerinin hiçbir şey yapamaması göz önüne alındığında, talebimiz, Şii ve Sünni gençlerden oluşan yerel güçlerin aktif hale getirilmesi ve zaman zaman yanlı davranışlar sergileyen güvenlik güçlerinin Paraçinar’dan çıkarılmasıdır.

Başka eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Tüm sorunların çözümü, Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberliktir. Paraçinar’ın Şii ve Sünni halkı şunu bilmelidir ki, bizi birbirimize düşürmek isteyen bir güç var ve bu çatışmalardan kötü emelleri için faydalanıyor. Bu nedenle, bizim birlik olmamız, uluslararası güçleri, iç güçleri ve gerçek düşmanlarımızı tanımamız gerekiyor. İşte bu, kurtuluşumuzun tek yoludur.