Tebes Çölü, 1980 yılında dünyanın en güçlü ordusuna tarihi bir ders verdi. ABD’nin “Pençe Kartal” adlı gizli operasyonu, kum fırtınası ve direnişle yerle bir oldu. Bu başarısızlık sadece esirleri kurtaramadı, aynı zamanda Carter’ın seçim yenilgisinin de habercisi oldu.

Tebes Çölü, 1980 yılında dünyanın en güçlü ordusuna tarihi bir ders verdi. ABD’nin “Pençe Kartal” adlı gizli operasyonu, kum fırtınası ve direnişle yerle bir oldu.

Bu başarısızlık sadece esirleri kurtaramadı, aynı zamanda Carter’ın seçim yenilgisinin de habercisi oldu.

1- Amerika’nın Tebes’teki Yenilgisi

25 Nisan 1980 tarihinde, “Pençe Kartal Operasyonu” adı verilen Amerikan askeri harekâtı, Tebes Çölü’nde başarısızlıkla sonuçlandı.

Bu olay, ABD Başkanı Jimmy Carter’ın İran’a askeri saldırı kararı almasının ardından meydana geldi. Bu saldırının bahanesi, 4 Kasım 1979 İmam Hattı’nı izleyen öğrenciler tarafından esir alınan casusların serbest bırakılmasıydı. Beyaz Saray’ın yöneticileri, öğrencilerin bu hareketinden şaşkına dönmüş ve komploları ifşa olmuştu. Bu nedenle, askeri güçlerini kullanmaya karar verdiler; içerideki işbirlikçilerin desteği ve sömürgeci haber ajanslarının propaganda desteğiyle kendi istedikleri hükümeti İran’da tekrar iktidara getirmeye çalıştılar.

İran halkı, bu müstekbir (zorba) devletin devrimlerini yıkmak için kurduğu komploları daha önceden görmüştü. Amerikalılar, devrim sonrası İran’daki varlıklarını korumaya çalışıyor ve bu nedenle dostluk maskesi takıyorlardı; ancak davranışları şüphe uyandırıcıydı:

1.    Amerikalı yetkililerin Başbakan Bazergan’la gizli görüşmeleri,

2.    Şah’ın “tedavi bahanesiyle” ABD’ye kabul edilmesi.

Bu kibirli ülkenin geçmişteki faaliyetleri, halkın devrime karşı bir darbenin kesinlikle gerçekleşeceğine inanmasına neden oldu. Bu yüzden yaklaşık 400 öğrenci büyükelçiliği işgal etti ve personeli rehin aldı. Ele geçirilen belgeler, ABD Büyükelçiliği’nin İran’a karşı komplo kurulan bir üs haline geldiğini ortaya koydu ve bu nedenle buraya “casus yuvası” adı verildi.

2 - Amerika’nın Askerî Saldırısının Hedefleri

Devrimin devam etmesi, öğrencilerin uyanışı ve aktif duruşu, onların komplolarını ifşa etmeleri (örneğin hareketi saptırmaya veya zayıflatmaya yönelik çabaları), sömürgecileri İran’daki çıkarlarına yeniden ulaşma umudundan mahrum bıraktı. Rehinelerin uzun süre esir kalması, Amerikalıların moralini bozdu ve gururlarını kırdı. Çünkü onlar her zaman galip gelmeye alışmışlardı ve böyle bir yenilgiyi kabullenmeleri oldukça zordu. Üstelik bu, uyanmış bir milletten alınmış tarihi bir yenilgiydi.

ABD’nin bu saldırıdaki amaçları arasında, Beyaz Saray yöneticilerinin moralini yeniden kazanmak, zarar görmüş gururlarını onarmak, esirleri serbest bırakmak ve İran halkının direncini zayıflatmak vardı. Operasyon başarılı olsaydı, ardından ekonomik merkezler ve devrim liderlerinin bulunduğu yerler saldırıya uğrayacak ve sistem içinde bir darbe gerçekleştirilecekti. Beyaz Saray, bu hamleyle İran devrimini sona erdirmeyi ve diğer milletler ile hükümetlere de ibretlik bir mesaj vermeyi hedefliyordu.

Jimmy Carter, ordusunun gücünü göstererek başkanlık seçimlerinde bir başarı hikâyesi yaratmak ve yeniden seçilmek istiyordu.

3 - Amerika’nın Devrimi Yıkma Planı

Beyaz Saray’daki siyasetçiler, görünüşte esir krizini barışçıl yollarla çözmeye çalışıyorlardı. Operasyondan önce, yeni müzakereler için zemin hazırlayıp İranlı yetkilileri şaşırtmayı hedefliyorlardı. Ancak gerçekte, bu operasyon için beş aydır hazırlık yapıyorlardı.

ABD özel kuvvetleri, Arizona’da Tebes Çölü’ne benzer bir ortamda eğitim almıştı. “Pençe Kartal Operasyonu”nun 24–26 Nisan 1980 tarihleri arasında uygulanması planlanmıştı.

4 - Tebes Olayı

Amerikan güçlerinin planına göre, ilk gece sekiz helikopter ve yedi devasa C-130 uçağı İran topraklarında derinlemesine ilerleyerek iniş yapacaktı. Daha sonra helikopterler gece yakıt ikmali yapacak ve Tahran’a yakın bir noktaya uçacaktı. Orada ikinci geceyi bekleyip, sonraki gece büyükelçiliğe saldırarak rehineleri kurtarıp, onlarla birlikte büyükelçiliğe yakın bir stadyuma geçeceklerdi. Ardından, stadyum yakınındaki havaalanı ele geçirilecek ve orada bekleyen uçakla ülkeden çıkacaklardı.

Son aşamada, ekonomik merkezlere ve önemli devrimci şahsiyetlerin bulunduğu yerlere saldırılar düzenlenecek ve İran’daki liberaller, karşı devrimciler ve ajanların işbirliğiyle bir darbe yapılacaktı. Sonuç olarak Carter, İslamî hareketin çöküşünü ilan edecekti.

4.1 - Amerikan Güçlerinin İran’a Girişi

Plan doğrultusunda, 24 Nisan 1980’de, yedi devasa C-130 uçağı ve sekiz helikopter İran sınırlarına girdi. Özel kuvvetler, ileri teknoloji ekipmanlar, jipler, hızlı motosikletler ve operasyonel malzemeler taşıyordu.

Güneyden İran’a giriş yaptılar ve Beni Sadr hükümetinin koordinasyonuyla, yaklaşık 100 kilometrelik mesafeyi hiçbir engelle karşılaşmadan geçerek Tebes yakınlarındaki terkedilmiş bir havaalanına indiler.

Beni Sadr daha önce, bu güzergahtaki hava savunma sistemlerinin kaldırılması emrini vermişti. Özel birlikler gece yarısı Tebes çölüne ulaştı.

4.2 - Operasyonun Başarısızlığı

Helikopterlerden biri, C-130’tan yakıt aldıktan sonra havalandı; ancak pilotun hatası sonucu uçakla çarpıştı ve ikisi birden alev aldı.

Ayrıca kum fırtınası nedeniyle iki helikopter daha arızalandı ve operasyonu gerçekleştiremedi. Bu yüzden plan, Carter’ın emriyle iptal edildi.

Amerikalılar, fırtınada yok olmamak veya İran güçlerine esir düşmemek için gecenin karanlığından faydalanarak kaçtı.

Kaçarken o kadar acele ettiler ki, sekiz paralı asker öldü, gizli belgeler ve helikopterlerdeki önemli ekipmanlar geride bırakıldı.

4.3 - Beni Sadr’ın İhaneti

ABD saatiyle sabah saatlerinde Carter televizyona çıktı. Gözleri kızarmış ve şişmişti; belli ki gece boyunca hiç uyumamıştı. Pençe Kartal Operasyonu’nun başarısız olduğunu duyurdu ve gizli belgelerin helikopterlerde kaldığını açıkladı.

Bu açıklama aslında Beni Sadr’a bir mesajdı. Hemen ardından, Beni Sadr geride kalan helikopterlerin bombalanması talimatını verdi.

Bu haince emir sonucunda, bölgeyi incelemeye giden Yezd Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Muntazır Qa’im şehit oldu.

4.4 - Sonuç

Tebes’teki yenilgi, emperyalizme ağır bir darbe vurdu ve Beyaz Saray liderlerini rezil etti. ABD, İran halkını cezalandırmak istiyordu; fakat tam tersi oldu.
İran halkı daha da uyanık hale geldi ve düşmanlarının niyetleri daha da açığa çıktı.

Sömürgeci güçlerin içerdeki müttefikleri ve münafıklar ifşa oldu.

Carter, rehine krizi çözüldükten sonra yeniden başkan olmak istiyordu; ancak bu başarısızlık ve İmam Humeyni’nin casusların seçim sonrasına kadar tutulması yönündeki kararı nedeniyle, Amerikalılar Carter’a oy vermedi.

Carter daha sonra bir röportajında şöyle dedi:

“Başkanlık dönemim, Amerika’nın en kötü dönemlerinden biriydi; çünkü o dönemde ABD, Ayetullah Humeyni’nin elinde rehin alınmış gibiydi.”